Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Türkiye’nin deprem gerçeğini ve alınan önlemleri değerlendirdi. 2011 Van depremi sonrasında yaşanan Elazığ-Malatya (M6.8) ve Sisam-Kuşadası (M7.0) sarsıntılarının ardından, ülkemizde depremlerin olağan seyirde ilerlediğini belirten Ercan, en büyük riskin Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde olduğunu vurguladı. Beklenen büyük bir yıkıcı depremin olasılığını yüzde 52 olarak açıklayan uzman, Batı Anadolu’da bu ihtimalin yüzde 33, Doğu Anadolu’da ise yüzde 13 olduğunu söyledi. Ancak 2024-2025 yıllarının görece daha küçük depremlerle atlatılabileceğini öngördü. Son 26 yılda toplum bilincinin artması, gönüllü arama-kurtarma ekiplerinin çoğalması, deprem haritalarının hazırlanması, yapı denetim yasalarının yürürlüğe girmesi ve teknolojiyle birlikte deprem araştırmalarının ilerlemesi gibi önemli gelişmeler yaşandığını aktardı.

Teoriden Uygulamaya: Büyük Tehlike

Ercan, olumlu adımların yanında ciddi sorunlara da dikkat çekti. Türkiye’nin özellikle büyük kentlerinde yoğun göç, kontrolsüz yapılaşma ve ekonomik krizlerin tetiklediği inşaat patlaması nedeniyle kentsel dönüşümün amacından saptığını ifade etti. Deprem güvenliği odaklı dönüşüm yerine, rant odaklı yapılaşmanın ön plana çıktığını, gökdelenlerin yeşil alanlar ve tarihi doku pahasına yükseldiğini söyledi. Ayrıca, yapı denetimlerinin eksik bırakılması ve AVM ile yüksek katlı konutların şehir dokusunu bozmasının büyük bir tehlike yarattığını belirtti. Varsıl kesimin sağlam bölgelerde güvenli konutlara yerleştiğini, dar gelirli vatandaşların ise riskli yapılarda yaşamaya devam ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Ercan, “Depreme hazırlıkta sadece yasalar değil, uygulamalar da hayati önemde” diyerek uyardı.