Bugünün Haberi
6 Temmuz 2025, 04:02
9

Perinatoloji Nedir? Riskli Gebeliklerde Hayat Kurtaran Tıbbi Alan Hakkında Bilinmeyenler

Perinatoloji, riskli gebeliklerde anne ve bebeğin sağlığını korumak için kritik rol oynar. Uygulanan yöntemler, tanı süreçleri ve detaylar haberimizde.
Perinatoloji Nedir? Riskli Gebeliklerde Hayat Kurtaran Tıbbi Alan Hakkında Bilinmeyenler

Son yıllarda kadın hastalıkları ve doğum alanında dikkat çeken bir uzmanlık dalı var: Perinatoloji. Halk arasında pek bilinmese de bu alan, özellikle yüksek riskli gebeliklerin yönetiminde büyük rol oynuyor. Uzmanlar bu dalın, anne ve bebek sağlığını doğum öncesinden itibaren koruma amacı taşıdığını ifade ediyor.

Perinatoloji Tam Olarak Neyi Kapsar?

Gebelik süreci bazen beklenmedik sağlık sorunlarıyla gölgelenebiliyor. İşte bu noktada devreye perinatoloji uzmanları, yani perinatologlar giriyor. Bu uzmanlık alanı, gebelik öncesi planlamadan başlayarak doğum ve doğum sonrası dönem dahil olmak üzere anne ve bebeğin tüm sürecini izlemeyi amaçlıyor.

Perinatoloji yalnızca tıbbi değil; aynı zamanda psikososyal destekle zenginleştirilmiş bir bakım anlayışı sunuyor.

Gebelikte Kritik Müdahalelerin Merkezi

Perinatolojik değerlendirmelerin temel hedefleri şunlar:

Anne sağlığının düzenli kontrolü

Fetüs gelişiminin izlenmesi

Genetik risklerin erken tanısı

Doğum öncesi komplikasyonlara önlem alınması

Doğum sonrası iyileşme sürecinin takibi

Örneğin; 32 yaşındaki Ayça Hanım, önceki gebeliğinde düşük yaşadığı için bu kez perinatolojik gözetim altına alındı. Uzmanlar, erken teşhis sayesinde olası sorunları önceden tespit ederek sağlıklı bir doğum gerçekleştirilmesini sağladı.

Perinatologlar Ne Yapar?

Perinatologlar doğum öncesi (antepartum), doğum anı (intrapartum) ve doğum sonrası (postpartum) dönemlerde hem annenin hem de bebeğin yaşamını yakından takip eder. Uyguladıkları yöntemler arasında:

Detaylı ultrasonografi

Kan ve hormon testleri

Genetik danışmanlık

Risk bazlı doğum planlamaları

gibi tanı ve izleme teknikleri yer alıyor.

Yüksek Riskli Gebeliklerde Neden Bu Kadar Önemli?

Türkiye'de her yıl binlerce kadın gebelik sırasında preeklampsi, gestasyonel diyabet ya da erken doğum riski ile karşı karşıya kalıyor. Bu gibi durumlarda perinatoloji uzmanlarının devreye girmesi, hem anne hem de bebek açısından hayati bir fark yaratabiliyor.

Prof. Dr. Elif Yıldırım’a göre, “Perinatoloji sadece tanı değil; doğru zamanda yapılan müdahale ile hayat kurtarıcı bir misyon taşıyor.”

Perinatolojik Bir Değerlendirme Nasıl Yapılır?

Her birey için özelleştirilmiş şekilde ilerleyen bu süreçte izlenen temel adımlar şöyle:

Annenin medikal geçmişinin incelenmesi

Laboratuvar ve görüntüleme testlerinin yapılması

Risk haritasının çıkarılması

Özel bir bakım planının oluşturulması

Gerekiyorsa uzmanlardan oluşan multidisipliner bir ekibin devreye alınması

Doğuma kadar sürecin adım adım izlenmesi

Bu yaklaşımla hem fiziksel hem de ruhsal sağlık desteklenmiş oluyor.

Perinatoloji Toplum Sağlığına da Katkı Sağlıyor

Perinatolojik yaklaşımlar yalnızca bireysel düzeyde değil, toplumun genel sağlık düzeyinde de olumlu etkiler yaratıyor. Sağlıklı doğum oranlarının artması, doğumsal anormalliklerin önlenmesi ve sağlık hizmetlerinin maliyetinin düşmesi gibi birçok olumlu etki gözleniyor.

Her Gebelik Özel, Her Takip Kritik

Gebelikte her detay hayati olabilir. Özellikle riskli durumlarda, perinatoloji uzmanlarının uyguladığı izlem ve müdahale stratejileri sayesinde yüzlerce anne ve bebek sağlığına kavuşabiliyor. Her anne adayının, hamilelik sürecinde bu uzmanlık alanından haberdar olması ve gerektiğinde destek alması büyük fark yaratabilir.

16 Temmuz 2025, 14:55
7

"Delirten Hastalık" Olarak Bilinen Trigeminal Nevraljiye Dikkat! En Çok 50 Yaş Üstünü Vuruyor

Halk arasında 'delirten hastalık' veya 'intihar hastalığı' olarak anılan trigeminal nevralji, yüzün bir yarısında aniden başlayan ve şiddetli ağrılarla kendini gösteren bir nörolojik durum. Genellikle 50 yaş üstü bireylerde daha sık görülen bu rahatsızlığa, kadınlarda erkeklere oranla daha fazla rastlanıyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Abuzer Güngör, trigeminal nevraljinin tanımından tedavi yöntemlerine kadar önemli açıklamalarda bulundu.
"Delirten Hastalık" Olarak Bilinen Trigeminal Nevraljiye Dikkat! En Çok 50 Yaş Üstünü Vuruyor

Trigeminal Nevralji Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Prof. Dr. Abuzer Güngör'ün tanımına göre, trigeminal nevralji, yüzünüze hafifçe dokunduğunuzda veya sadece yemek yerken bile aniden başlayan, elektrik çarpması benzeri bir acının tüm başınıza yayıldığı, tarifi zor bir ağrıdır. Bu hastalık, beşinci kafa siniri olan trigeminal sinirin etkilenmesiyle ortaya çıkar. Trigeminal sinir, yüzün duyu bilgisini beyne taşıyan kritik bir sinirdir.

Hastalığın tipik belirtileri şunlardır:

  • Ani ve Şiddetli Ağrılar: Yüzün tek tarafında, şimşek çakması gibi keskin, kısa süreli ancak tekrarlayıcı ağrı atakları.
  • Tetikleyici Faktörler: Diş fırçalama, konuşma, çiğneme gibi basit uyaranlarla tetiklenme yaşanması.
  • Tek Taraflılık: Ağrı genellikle yanak, çene, dudak ve göz çevresinde yoğunlaşır ve sıklıkla yüzün sadece bir tarafında hissedilir.

Prof. Dr. Güngör, bu hastalığın bazen tetkiklerde kolayca görünmediğini ancak yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürdüğünü vurguluyor.

Kimler Risk Altında? Trigeminal Nevraljinin Nedenleri

Prof. Dr. Güngör, trigeminal nevraljinin belirli demografik gruplarda ve durumlarda daha sık görüldüğünü belirtiyor:

  • Yaş: Genellikle 50 yaş üstü bireylerde daha sık görülür.
  • Cinsiyet: Kadınlarda daha sık rastlanır.
  • En Sık Neden: Trigeminal sinire baskı yapan bir damarın varlığı.
  • Nadir Nedenler: Nadir durumlarda tümörler veya multipl skleroz gibi nörolojik hastalıklar da etken olabilir.

Tanı Süreci: Diş Ağrısıyla Karıştırmayın!

Trigeminal nevralji, belirtileri nedeniyle sıklıkla diş ağrısıyla karıştırılır. Prof. Dr. Güngör, birçok hastanın bu nedenle yanlışlıkla diş çektirdiğini ve doğru tanının büyük önem taşıdığını belirtiyor.

Doğru tanı süreci şu adımları içerir:

  1. Klinik Öykü: Hastanın ağrının tipi, süresi ve tetikleyicileri hakkında detaylı bilgi vermesi.
  2. Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme: Sinire baskı yapan bir damar ya da kitle olup olmadığının araştırılması için MR görüntüleme yapılması.

Tedavi Yöntemleri: İlaçtan Cerrahiye Geniş Yelpaze

Prof. Dr. Güngör, trigeminal nevralji için çeşitli tedavi yöntemlerinin bulunduğunu ve her hastaya özel bir yaklaşım gerektiğini ifade etti:

  • İlaç Tedavisi: Genellikle antiepileptik ilaçlarla ağrı kontrolü sağlanır. Ancak bu ilaçlar zamanla etkisini kaybedebilir veya yan etkileri tolere edilemez hale gelebilir.
  • Girişimsel Tedaviler (Radyofrekans): Cerrahiye uygun olmayan hastalar için etkili bir yöntemdir. İnce bir iğneyle sinire ulaşılır ve ağrı ileten lifler özel ısı tekniğiyle devre dışı bırakılır.
  • Cerrahi Tedavi (Mikrovasküler Dekompresyon): Bu yöntem, trigeminal nevralji tedavisinde altın standart olarak kabul edilir. Sinire baskı yapan damar mikroskop altında ayrılır. Genellikle retrosigmoid yaklaşımla yapılan bu işlem, günümüzdeki bilgi birikimi, ileri görüntüleme teknikleri ve mikroskobik cerrahi deneyimi sayesinde yüksek başarı oranlarına sahiptir.

Prof. Dr. Güngör, doğru hasta seçimi, doğru cerrahi teknik ve kişiye özel planlama ile çok yüksek başarı oranlarına ulaşılabileceğinin altını çizerek, hastaya gerçekçi bilgi vermenin hekimlik sorumluluğu olduğunu ekledi.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...