Bugünün Haberi
14 Şubat 2025, 17:16
8

Kanda Enfeksiyonun Belirtileri Nelerdir? Mikrobun Sebebi?

Kanda enfeksiyon, tıbbi adıyla sepsis, vücudun enfeksiyona karşı verdiği tepkinin kontrolden çıkması sonucu ortaya çıkan ciddi bir durumdur. Erken teşhis ve tedavi hayati önem taşır. Detaylar haberimizde.
Kanda Enfeksiyonun Belirtileri Nelerdir? Mikrobun Sebebi?

Kanda enfeksiyonun en sık nedeni bakteriyel enfeksiyonlardır. Ancak virüsler, mantarlar ve parazitler de kanda enfeksiyona yol açabilir. Enfeksiyon genellikle akciğerler, idrar yolu, karın veya cilt gibi vücudun herhangi bir yerinde başlayabilir ve buradan kan dolaşımına yayılabilir.


Kanda enfeksiyonun belirtileri şunlardır:

  • Yüksek ateş: Genellikle 38 derece ve üzeri
  • Titreme ve üşüme: Ani başlayan titreme nöbetleri
  • Hızlı kalp atışı: Dakikada 90'ın üzerinde
  • Hızlı nefes alıp verme: Dakikada 20'nin üzerinde
  • Nefes darlığı: Solunum güçlüğü
  • Bilinç bulanıklığı: Sersemlik, kafa karışıklığı
  • Düşük tansiyon: Baş dönmesi, halsizlik
  • Ciltte döküntü: Kızarıklık, morarma
  • İdrar azlığı: Böbrek fonksiyonlarında bozulma
  • Mide bulantısı ve kusma: İştahsızlık

Kanda enfeksiyon riski kimlerde daha yüksektir?

  • Yenidoğanlar ve bebekler
  • Yaşlılar
  • Kronik hastalığı olanlar (diyabet, kanser, böbrek yetmezliği vb.)
  • Bağışıklık sistemi zayıflamış olanlar (HIV/AIDS, kemoterapi vb.)
  • Ameliyat geçirenler veya yaralananlar
  • Yoğun bakımda yatan hastalar
  • Kateter veya tıbbi cihaz kullananlar

Kanda enfeksiyon tedavisi

Kanda enfeksiyonun tedavisi acil müdahale gerektirir. Tedavi genellikle antibiyotikler, sıvı takviyesi ve destekleyici tedavileri içerir. Bazı durumlarda cerrahi müdahale de gerekebilir.

Kanda enfeksiyonu önlemek için:

  • Hijyen kurallarına dikkat edin: Ellerinizi sık sık yıkayın, yaraları temiz tutun.
  • Aşılarınızı yaptırın: Özellikle risk grubunda olanlar pnömokok, grip gibi aşılara dikkat etmeli.
  • Kronik hastalıklarınızı kontrol altında tutun.
  • Sağlıklı yaşam tarzı benimseyin: Dengeli beslenin, düzenli egzersiz yapın, sigara ve alkol kullanmayın.

Önemli not: Kanda enfeksiyon belirtileri gösteriyorsanız vakit kaybetmeden bir doktora başvurun. Erken teşhis ve tedavi hayat kurtarıcı olabilir.

27 Haziran 2025, 14:08
2
(Güncellendi: 27 Haziran 2025, 14:08)

Bilim Dünyasından Çığır Açan Duyuru: D Vitamini Yaşlanmayı Yavaşlatıyor!

Yaşlanma karşıtı sırrı çözmeye yönelik bilimsel araştırmalara her gün bir yenisi eklenirken, son bulgular umut vaat ediyor! Amerikan Klinik Beslenme Dergisi'nde yayımlanan yeni bir araştırma, D vitamini takviyesinin biyolojik yaşlanmayı önemli ölçüde yavaşlatabileceğini ortaya koydu. Tam 5 yıl süren bu kapsamlı çalışma, D3 vitamini alan kişilerde telomer kısalmasının %30 daha az olduğunu ve bunun yaklaşık 3 yıllık bir yaşlanma gecikmesine denk geldiğini belirledi.
Bilim Dünyasından Çığır Açan Duyuru: D Vitamini Yaşlanmayı Yavaşlatıyor!

Telomerler, kromozomlarımızın uçlarında bulunan ve DNA'mızı koruyan koruyucu başlıklardır. Her hücre bölünmesinde telomerler biraz kısalır ve bu kısalma, hücresel yaşlanmanın ve hastalık riskinin önemli bir göstergesi olarak kabul edilir. Telomerler çok kısaldığında, hücreler işlevini yitirir veya ölür. Bu da doku ve organ yaşlanmasına katkıda bulunur.

VITAL randomize kontrollü klinik deneyine dayanan yeni araştırma, düzenli D3 vitamini takviyesinin telomer kısalmasını yavaşlatarak hücresel yaşlanma sürecine olumlu etki ettiğini gösterdi. Çalışmaya katılan 55 yaş üstü kadınlar ve 50 yaş üstü erkeklerden oluşan bin 54 kişi, 5 yıl boyunca izlendi. Sonuçlar, D3 vitamini kullanan grupta yaşlanmanın yaklaşık 3 yıl geciktiğini işaret ediyor.

Çalışmanın sorumlusu Dr. Haidong Zhu, bulguların oldukça heyecan verici olduğunu belirterek, "Hedefli D vitamini takviyesinin biyolojik yaşlanmaya karşı umut verici bir strateji olabileceğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı. İlginç bir şekilde, aynı çalışma Omega-3 yağ asitlerinin telomer uzunluğu üzerinde önemli bir etkisinin olmadığını da ortaya koydu.



Media content

D Vitamini Nereden Alınır?


Bilim insanları tarafından günlük önerilen D vitamini takviyesi miktarının 400-800 IU olduğu belirtiliyor. Ancak D vitaminini sadece takviyelerden değil, bazı doğal kaynaklardan da almak mümkün:

  • Güneş Işığı: D vitamini almanın en doğal ve etkili yoludur. Güneş ışınlarının cilde temas etmesiyle vücut, D vitaminini sentezler.
  • Morina Karaciğeri Yağı: Yüksek miktarda D vitamini içerir.
  • Pişmiş Kılıçbalığı ve Somon: Özellikle yağlı balıklar D vitamini açısından zengindir.
  • Konserve Ton Balığı: Pratik ve ulaşılabilir bir D vitamini kaynağıdır.
  • Sığır Karaciğeri: Diğer besinler kadar yüksek olmasa da D vitamini içerir.
  • Yumurta Sarısı: Az miktarda D vitamini barındırır.
  • D Vitaminiyle Zenginleştirilmiş Süt ve Bazı Gıdalar: Piyasada D vitaminiyle zenginleştirilmiş süt, yoğurt, tahıl gevrekleri gibi ürünler de bulunabilir.

Bu yeni araştırma, D vitamininin sadece kemik sağlığı için değil, aynı zamanda yaşlanma sürecini yavaşlatma potansiyeliyle de ne kadar kritik bir rol oynadığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Ancak herhangi bir takviye kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmanız gerektiğini unutmayın.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...