Bugünün Haberi
27 Haziran 2025, 13:09
12
(Güncellendi: 27 Haziran 2025, 13:09)

Atipik Psikoz Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yaklaşımları

Akıl sağlığı alanında "psikoz" terimi, kişinin gerçeklik algısının bozulduğu, sanrılar ve halüsinasyonlar yaşadığı durumları genel olarak tanımlar. Ancak bazı durumlarda, psikotik belirtiler klasik şizofreni veya bipolar bozukluk gibi belirli bir tanı kategorisine tam olarak uymayabilir. İşte bu belirsiz ve karmaşık durumlara atipik psikoz denir. Atipik psikoz, tanı koymada zorluk yaşanabilen ve kişiye özgü belirtilerle seyreden bir ruhsal bozukluk türüdür.
Atipik Psikoz Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yaklaşımları

Atipik psikoz, Uluslararası Hastalık Sınıflandırması (ICD) ve Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı (DSM) gibi standart tanı sistemlerinde, mevcut psikotik bozuklukların hiçbirine tam olarak uymayan vakaları tanımlamak için kullanılır. Başka bir deyişle, kişi psikoz belirtileri gösterir ancak bu belirtiler, bilinen psikotik bozuklukların (örneğin şizofreni, şizoaffektif bozukluk, kısa psikotik bozukluk) tüm kriterlerini karşılamaz.

Atipik psikozda, gerçeklikten kopma seviyesi dalgalanabilir, belirtiler ani başlayıp kısa süreli olabilir veya zamanla farklı bir seyir izleyebilir. Düşünce bozuklukları şizofreniye göre daha hafif seyretse de, kişinin günlük yaşamını ve işlevselliğini ciddi şekilde etkileyebilir.



Atipik Psikoz Belirtileri Nelerdir?


Atipik psikozun belirtileri kişiden kişiye değişebilir ve zamanla farklılık gösterebilir. Ancak genel olarak psikozun temel özellikleri olan gerçeklik algısındaki bozulmalar ve buna bağlı semptomlar görülür:

  • Sanrılar (Hezeyanlar): Gerçek dışı, mantıksız ve sarsılmaz inanışlar. Kişi, kanıtlar aksini gösterse bile bu inançlarından vazgeçmez (örneğin, takip edildiğini düşünme, kıyametin kopacağına inanma, düşüncelerinin başkaları tarafından okunması).
  • Halüsinasyonlar (Varsanılar): Gerçekte var olmayan şeyleri duyma (en sık sesler), görme, koklama, tatma veya dokunma duyusuyla algılama.
  • Düşünce Bozuklukları:
    • Dezorganize Konuşma: Konuşmaların tutarsız, dağınık veya anlamsız olması. Farklı konular arasında anlamsız geçişler yapma.
    • Mantıksız Düşünceler: Düşüncelerde kopukluklar, bağlantı kurmada zorluk.
  • Algı Bozuklukları: Tat, koku, sıcaklık gibi şeyleri diğer kişilerden farklı algılama.
  • Davranışsal Değişiklikler:
    • Ajitasyon veya Katatoni: Aşırı hareketlilik veya tam tersi, uzun süre aynı pozisyonda hareketsiz kalma (katatoni).
    • Sosyal İzolasyon ve İçe Kapanma: Sosyal ilişkilerden uzaklaşma, yalnız kalma isteği, insanlara karşı güvensizlik.
    • Öz Bakım İhmali: Kişisel hijyen ve kendine özen göstermede azalma.
    • Uygunsuz Davranışlar: Duruma uygun olmayan, tuhaf veya garip davranışlar sergileme.
  • Duygudurum Değişiklikleri: Duygusal tepkilerde dalgalanmalar veya küntleşme (duygusal tepkisizlik), ani öfke, üzüntü veya mutluluk değişimleri.
  • Uyku ve İştah Düzensizlikleri: Uykuya dalmada zorlanma, çok az veya çok fazla uyuma, iştah kaybı veya artışı.
  • Paranoya: Sürekli şüphe hali, kendini tehdit altında hissetme.
  • Konsantrasyon Güçlüğü ve İşlevsellikte Düşüş: Okul, iş veya günlük aktivitelerde performans düşüşü, odaklanma sorunları.


Atipik Psikoz Nedenleri Nelerdir?


Atipik psikozun kesin nedenleri tam olarak belirlenmemiştir, ancak diğer psikotik bozukluklarda olduğu gibi biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin birleşiminden kaynaklandığı düşünülür:

  • Genetik Yatkınlık: Ailede psikoz veya diğer ciddi ruhsal bozukluk öyküsü olan kişilerde atipik psikoz riski daha yüksek olabilir.
  • Beyin Kimyasındaki Dengesizlikler: Beyindeki nörotransmitter (kimyasal taşıyıcı) maddelerin (örneğin dopamin) dengesizliği, psikotik belirtilerin ortaya çıkmasında rol oynayabilir.
  • Yapısal Beyin Değişiklikleri: Bazı vakalarda beyin yapısındaki küçük değişiklikler gözlemlenebilir.
  • Travmatik Yaşam Olayları ve Yoğun Stres: Şiddetli stres, travmalar veya zorlayıcı yaşam koşulları, genetik yatkınlığı olan kişilerde psikozu tetikleyebilir.
  • Madde Kullanımı: Uyuşturucu maddeler (özellikle esrar, amfetaminler, LSD) ve alkol kullanımı, psikotik atakları tetikleyebilir veya mevcut durumu kötüleştirebilir.
  • Tıbbi Durumlar: Nadiren de olsa, beyin tümörleri, enfeksiyonlar, nörolojik hastalıklar (Parkinson, Alzheimer), endokrin bozukluklar veya bazı vitamin eksiklikleri gibi fiziksel sağlık sorunları psikotik belirtilere yol açabilir. Bu durumlarda, altta yatan tıbbi durumun tedavisiyle psikotik belirtiler de düzelebilir.
  • Uyku Eksikliği: Kronik uyku düzensizlikleri ve yetersiz uyku, psikotik semptomları tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.


Media content

Atipik Psikoz Tanısı ve Tedavisi


Atipik psikozun tanısı, semptomların dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi, hastanın tıbbi ve psikiyatrik öyküsünün alınmasıyla konulur. Fiziksel muayene, kan testleri ve beyin görüntüleme (MR gibi) yöntemleri, altta yatan fiziksel bir nedeni (madde kullanımı veya tıbbi bir hastalık gibi) dışlamak için kullanılabilir. Tanı koymak bazen uzunlamasına gözlem ve takip gerektirebilir, çünkü belirtiler zamanla değişebilir.

Atipik psikoz tedavi edilebilir bir bozukluktur ve erken teşhis, iyileşme şansını önemli ölçüde artırır. Tedavi genellikle şu yaklaşımları içerir:

  1. İlaç Tedavisi (Farmakoterapi):
    • Antipsikotik İlaçlar: Sanrıları, halüsinasyonları ve düşünce bozukluklarını azaltmak için kullanılır. Bu ilaçlar, beyindeki kimyasal dengesizlikleri düzenleyerek semptomları kontrol altına alır. İlaçların türü ve dozu, semptomların şiddetine ve hastanın yanıtına göre psikiyatrist tarafından belirlenir. Erken dönemde başlanan ilaç tedavisinin daha olumlu sonuçlar verdiği bilinmektedir.
    • Tedaviye uyum, tekrarlama riskini azaltmak için çok önemlidir.
  2. Psikoterapi (Konuşma Terapisi):
    • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Kişinin gerçeklik algısını güçlendirmeye, sanrı ve halüsinasyonlarla başa çıkma stratejileri geliştirmesine yardımcı olur. Bireyin düşünce kalıplarını ve davranışlarını değiştirmeyi hedefler.
    • Destekleyici Terapi: Hastanın duygusal olarak güçlenmesini, sosyal becerilerini geliştirmesini ve günlük yaşamda karşılaştığı zorluklarla başa çıkmasını destekler.
    • Aile Terapisi: Aile üyelerini hastalığı anlama, hastaya destek olma ve iletişim becerilerini geliştirme konusunda eğitir.
  3. Psikososyal Destek ve Rehabilitasyon:
    • Sosyal beceri eğitimi, iş veya okul desteği, yaşam becerileri eğitimi gibi yöntemlerle kişinin günlük hayata uyum sağlaması ve işlevselliğini artırması amaçlanır.
    • Güvenli bir ortam sağlamak ve hastanın yanında olmak çok önemlidir.
  4. Elektrokonvülsif Terapi (EKT): İlaç tedavisine yanıt vermeyen veya şiddetli semptomları olan bazı vakalarda, uzman doktor kontrolünde EKT uygulanabilir.

Atipik psikoz, doğru tanı ve tedavi ile yönetilebilen bir durumdur. Erken müdahale ve uzun süreli takip, kişinin yaşam kalitesini artırarak tam bir iyileşme sağlamasına yardımcı olabilir. Eğer kendinizde veya yakınlarınızda yukarıdaki belirtileri gözlemliyorsanız, vakit kaybetmeden bir psikiyatri uzmanına başvurmanız büyük önem taşır.


10 Temmuz 2025, 14:57
4

Ekran Süresini Kısaltın, Hayata Daha Fazla Bağlanın!

Yaz tatilinin keyfini çıkaran milyonlarca öğrenci, vaktinin büyük bir kısmını ekran başında geçirirken, uzmanlar çocukların hayata daha fazla karışması gerektiğini vurguluyor. Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, doğa ile temasın, evde yapılabilecek basit etkinliklerin ve günlük ritüellerin önemine değinerek, ekran süresini "alternatif sunarak" dengelemeyi öneriyor.
Ekran Süresini Kısaltın, Hayata Daha Fazla Bağlanın!

Milyonlarca öğrencinin 3 aylık yaz tatiline girmesiyle birlikte, çocukların ekran başında geçirdiği süreler endişe verici boyutlara ulaşabiliyor. Uzmanlar, bu durumun önüne geçmek ve çocukları ekrandan uzak tutmak için velilere önemli sorumluluklar düştüğünü belirtiyor. Tatilin, aslında çocukla kaliteli zaman geçirerek duygusal bağları güçlendirmek, becerileri geliştirmek ve psikolojik gelişimi desteklemek için büyük bir fırsat olduğu vurgulanıyor.

"Ekran Süresi Sınır Koyarak Değil, Alternatif Sunarak Dengelenmeli"

Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, SABAH'a yaptığı açıklamada, yaz tatilinin çocuklar için anlam ve önemine değinerek ebeveynlerin bu süreci nasıl değerlendirmeleri gerektiğini anlattı:

"Yaz tatili boyunca çocukların ekran süresi, okul dönemiyle kıyaslandığında doğal olarak artıyor. Bu süre kontrol edilmezse, ekran bağımlılığı gelişebilir. Özellikle 0-12 yaş arası çocuklarda ekran karşısında geçirilen uzun saatler; dikkat dağınıklığı, uyku problemleri ve duygusal regülasyon sorunları gibi birçok alanda risk oluşturur."

Ülkü, ebeveynlerin ekran süresi sınırını, alternatifler sunarak dengeleyebileceğini belirtiyor:

  • "Pazartesi 'müzik günü', salı 'hikâye yazma günü', çarşamba 'doğa keşfi günü' gibi her güne anlam yüklenebilir."
  • "Basit malzemelerle yapılan deneyler çocuklarda hem merak uyandırır hem de öğrenmeyi eğlenceli hale getirir."
  • "Her hafta birlikte bir kitap okuyup üzerine sohbet etmek, hem dil gelişimini destekler hem de aile bağlarını kuvvetlendirir."
  • "Çocuğun yaşına uygun görevlerle birlikte yemek yapmak, sorumluluk ve özgüven kazandırır."
  • "Boyama, kolaj, geri dönüşüm malzemeleriyle yapılan projeler çocukların üreticiliğini destekler."

Doğayla Temas ve Kaliteli Zamanın Önemi

Araştırmaların, doğada zaman geçiren çocukların dikkat sürelerinin uzadığını, kaygı seviyelerinin azaldığını, problem çözme ve yaratıcı düşünme becerilerinin geliştiğini gösterdiğini belirten Ülkü, doğanın dengeleyici bir unsur olduğunu vurguluyor:

"Park gezileri, piknikler, deniz kenarı yürüyüşleri ya da şehirdeki doğa müzeleri... Her bir açık hava etkinliği çocuğun dünyasında iz bırakır. Özellikle teknoloji çağında yetişen çocuklar için doğa, bir denge unsuru olur."

Önemli olanın zamanın niteliği olduğunu ifade eden Ülkü, "Birlikte geçirilen 20 dakikalık kaliteli bir zaman arka planda telefonun olmadığı, gerçekten karşılıklı temasın kurulduğu bir zaman dilimiyse çocuk için çok değerlidir" dedi.

Çalışan Veliler İçin Pratik Öneriler

Kısıtlı vakti olan çalışan ebeveynlere de önerilerde bulunan Psikolog İnci Nur Ülkü, şunları söyledi:

  • Rutinleşmiş küçük ritüeller oluşturun: Her akşam 10 dakika kitap okuma, her hafta sonu sabah kahvaltısını birlikte hazırlama gibi tekrar eden, anlamlı anlar yaratın.
  • Günlük içten sohbetler yapın: Çocuğunuzla gün içinde yaşadıklarını paylaşmasını teşvik edin.
  • Ailece masa oyunları oynayın: Bu oyunlar sıra bekleme, kurallara uyma, kaybetmeyi kabullenme gibi sosyal öğrenmeleri destekler.
  • Drama veya hikâye tamamlama oyunları kurun: Bu oyunlar da duygu tanıma ve empati gelişimine katkı sağlar.
  • Komşu çocuklarıyla etkinlikler organize edin: Küçük piknikler, bisiklet turları veya mahalle etkinlikleri çocukların akran ilişkilerini güçlendirir.
  • Birlikte gönüllülük projelerine katılın: Hayvan barınağını ziyaret etmek, bir yardım kampanyasında görev almak gibi faaliyetler, çocukta aidiyet ve toplumsal sorumluluk bilinci kazandırır.

Yaz tatili, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimleri için eşsiz bir fırsat sunarken, ebeveynlerin bilinçli yaklaşımlarıyla ekran bağımlılığının önüne geçmek ve daha anlamlı deneyimler yaşatmak mümkün.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...