Bugünün Haberi
24 Haziran 2025, 18:10
16

Boyun Fıtığı: Belirtileri, Nedenleri ve Etkili Tedavi Yöntemleri

Boyun ağrısı ve fıtıklaşmış disklerin neden olduğu semptomlar, günümüzde birçok yetişkinin yaşadığı yaygın sağlık sorunlarından biridir. Boyun fıtığı, omurganızdaki disklerden birinin yıpranma veya yaralanma nedeniyle yırtılmasıyla ortaya çıkar. Peki, bu ağrılı durumun belirtileri nelerdir, neden oluşur ve nasıl tedavi edilir? İşte boyun fıtığı hakkında bilmeniz gerekenler.
Boyun Fıtığı: Belirtileri, Nedenleri ve Etkili Tedavi Yöntemleri

Boyun fıtığı, omurganın esnekliğini sağlayan ve omurlar arasında yastık görevi gören disklerin dış katmanının (annulus fibrozus) yırtılması ve içindeki jelatinimsi çekirdeğin (nukleus pulpozus) dışarı çıkarak çevredeki sinirlere veya omuriliğe baskı yapması durumudur. Bu baskı, boyun ve kol bölgelerinde çeşitli ağrı ve nörolojik semptomlara neden olur.


Boyun Fıtığı Neden Olur?

Boyun fıtığının en önemli nedenlerinden biri travmalardır. Ani ve ters hareketler, kazalar veya düşmeler disklerin yırtılmasına yol açabilir. Ayrıca yaşlanmayla ilişkili aşınma ve yıpranma da önemli bir faktördür. Yaş ilerledikçe disklerdeki esneklik azalır, bu da disklerin zorlanma karşısında yırtılmaya veya kopmaya daha yatkın hale gelmesine neden olur.

Diğer yaygın nedenler arasında yanlış duruş, uzun süre bilgisayar veya telefon başında kalma, ağır kaldırma, hareketsiz yaşam tarzı ve genetik yatkınlık sayılabilir.


Boyun Fıtığı Belirtileri Nelerdir?

Boyun fıtığının belirtileri, etkilenen sinirin konumuna ve sıkışmanın şiddetine göre değişir. En sık görülen belirtiler şunlardır:

  • Boyun ağrısı: Özellikle boyun arkası ve yan taraflarında hissedilen, boynu bükerken veya çevirirken artan ağrı.
  • Omuz, kol ve bazen el ve parmaklara yayılan ağrı: Keskin, elektrik çarpması veya şok benzeri bir ağrı olabilir.
  • Kollarda, ellerde veya parmaklarda uyuşma veya karıncalanma.
  • Kas güçsüzlüğü: Kol ve el kaslarında kuvvet kaybı, eşyaları tutmada zorlanma.
  • Kürek kemiklerinin yakınında veya arasında ağrı.

İlerlemiş Boyun Fıtığının Belirtileri Nelerdir?

Eğer ağrı kola doğru yayılıyor ve bu ağrıya karıncalanma ve uyuşma hissi de eşlik ediyorsa, boyun fıtığınız ilerlemiş olabilir. Daha şiddetli vakalarda yürüme ve koordinasyon bozukluğu, hatta nadiren de olsa mesane veya bağırsak kontrolünün azalması gibi ciddi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu durumlar acil tıbbi müdahale gerektirir.


Media content

Boyun Fıtığı Teşhisi Nasıl Konur?

Boyun fıtığı tanısı, genellikle hastanın şikayetlerinin dinlenmesi ve fiziksel muayene ile başlar. Doktor, sinir basısı belirtilerini (duyu kaybı, kas güçsüzlüğü, reflekslerde azalma) değerlendirir. Tanıyı kesinleştirmek ve fıtığın seviyesini belirlemek için aşağıdaki görüntüleme yöntemleri kullanılır:

  • Manyetik Rezonans (MR): Diskler, sinirler ve omurilik hakkında en detaylı bilgiyi sağlar.
  • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Özellikle kemik yapıları incelemek için kullanılır.
  • Elektromiyografi (EMG): Sinir hasarının derecesini ve hangi sinirlerin etkilendiğini belirlemek için yapılır.
  • Röntgen: Omurga hizalanması ve kemik yapılarındaki genel değişiklikleri görmek için kullanılabilir.

Boyun Fıtığı Nasıl Anlaşılır?

Eğer boynunuzu hareket ettirirken şiddetli ağrı, kolunuza, ön kolunuza ve parmaklarınıza yayılan ağrı yaşıyorsanız, boyun fıtığınız olabilir. Omzunuz, dirseğiniz, ön kolunuz ve parmaklarınız boyunca hissedilen uyuşma da önemli bir belirtidir.


Boyun Fıtığı Tedavisi

Boyun fıtığının çoğu vakası, dinlenme ve konservatif tedavi yöntemleriyle 4 ila 6 hafta içinde kendiliğinden iyileşme gösterebilir. Semptomlarınız kötüleşirse veya kalıcı hale gelirse, doktorunuza başvurarak tedavi seçeneklerini değerlendirmeniz önemlidir.

Tedavi Yöntemleri:

  1. İlaç Tedavisi: Ağrıyı hafifletmek, kasları gevşetmek ve iltihabı azaltmak için ağrı kesiciler, kas gevşeticiler veya steroidler reçete edilebilir.
  2. Fizik Tedavi: Boyun fıtığı tedavisinin önemli bir parçasıdır. Fizyoterapist eşliğinde yapılan esneme egzersizleri, kas güçlendirme, masaj, ultrason ve elektrikli kas uyarımları gibi yöntemler kullanılır.
  3. Steroid Enjeksiyonları: İlaç ve fizik tedaviye yanıt vermeyen durumlarda, ağrıyı ve ödemi hafifletmek amacıyla fıtığın çevresine steroid enjeksiyonları yapılabilir.
  4. Ameliyat: Cerrahi müdahale, ağrıları geçmeyen, belirgin güç kaybı olan veya omurilik basısı bulunan hastalar için gerekli olabilir. Bu ameliyata diskektomi denir ve sinire baskı yapan diskin çıkarılması işlemidir. Günümüzde mikrocerrahi veya endoskopik yöntemlerle, boynun ön veya arka kısmından küçük bir kesiyle gerçekleştirilerek hastanın hızla iyileşmesi sağlanabilir.


Media content

Boyun Fıtığı Olan Biri Ne Yapmalı?

Öncelikli olarak ağrılı bölgelerin dinlendirilmesi önemlidir. Ancak uzun süre hareketsiz kalmaktan kaçınılmalıdır. Ağrılar hafiflemiyorsa veya şiddetleniyorsa, vakit kaybetmeden bir uzmana başvurulmalıdır.


Boyun ağrılarınızı hafife almayın. Uzun süreli ve şiddetli ağrılarda mutlaka bir uzmana danışarak doğru teşhis ve tedavi yöntemlerini öğrenin.

16 Temmuz 2025, 14:55
7

"Delirten Hastalık" Olarak Bilinen Trigeminal Nevraljiye Dikkat! En Çok 50 Yaş Üstünü Vuruyor

Halk arasında 'delirten hastalık' veya 'intihar hastalığı' olarak anılan trigeminal nevralji, yüzün bir yarısında aniden başlayan ve şiddetli ağrılarla kendini gösteren bir nörolojik durum. Genellikle 50 yaş üstü bireylerde daha sık görülen bu rahatsızlığa, kadınlarda erkeklere oranla daha fazla rastlanıyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Abuzer Güngör, trigeminal nevraljinin tanımından tedavi yöntemlerine kadar önemli açıklamalarda bulundu.
"Delirten Hastalık" Olarak Bilinen Trigeminal Nevraljiye Dikkat! En Çok 50 Yaş Üstünü Vuruyor

Trigeminal Nevralji Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Prof. Dr. Abuzer Güngör'ün tanımına göre, trigeminal nevralji, yüzünüze hafifçe dokunduğunuzda veya sadece yemek yerken bile aniden başlayan, elektrik çarpması benzeri bir acının tüm başınıza yayıldığı, tarifi zor bir ağrıdır. Bu hastalık, beşinci kafa siniri olan trigeminal sinirin etkilenmesiyle ortaya çıkar. Trigeminal sinir, yüzün duyu bilgisini beyne taşıyan kritik bir sinirdir.

Hastalığın tipik belirtileri şunlardır:

  • Ani ve Şiddetli Ağrılar: Yüzün tek tarafında, şimşek çakması gibi keskin, kısa süreli ancak tekrarlayıcı ağrı atakları.
  • Tetikleyici Faktörler: Diş fırçalama, konuşma, çiğneme gibi basit uyaranlarla tetiklenme yaşanması.
  • Tek Taraflılık: Ağrı genellikle yanak, çene, dudak ve göz çevresinde yoğunlaşır ve sıklıkla yüzün sadece bir tarafında hissedilir.

Prof. Dr. Güngör, bu hastalığın bazen tetkiklerde kolayca görünmediğini ancak yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürdüğünü vurguluyor.

Kimler Risk Altında? Trigeminal Nevraljinin Nedenleri

Prof. Dr. Güngör, trigeminal nevraljinin belirli demografik gruplarda ve durumlarda daha sık görüldüğünü belirtiyor:

  • Yaş: Genellikle 50 yaş üstü bireylerde daha sık görülür.
  • Cinsiyet: Kadınlarda daha sık rastlanır.
  • En Sık Neden: Trigeminal sinire baskı yapan bir damarın varlığı.
  • Nadir Nedenler: Nadir durumlarda tümörler veya multipl skleroz gibi nörolojik hastalıklar da etken olabilir.

Tanı Süreci: Diş Ağrısıyla Karıştırmayın!

Trigeminal nevralji, belirtileri nedeniyle sıklıkla diş ağrısıyla karıştırılır. Prof. Dr. Güngör, birçok hastanın bu nedenle yanlışlıkla diş çektirdiğini ve doğru tanının büyük önem taşıdığını belirtiyor.

Doğru tanı süreci şu adımları içerir:

  1. Klinik Öykü: Hastanın ağrının tipi, süresi ve tetikleyicileri hakkında detaylı bilgi vermesi.
  2. Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme: Sinire baskı yapan bir damar ya da kitle olup olmadığının araştırılması için MR görüntüleme yapılması.

Tedavi Yöntemleri: İlaçtan Cerrahiye Geniş Yelpaze

Prof. Dr. Güngör, trigeminal nevralji için çeşitli tedavi yöntemlerinin bulunduğunu ve her hastaya özel bir yaklaşım gerektiğini ifade etti:

  • İlaç Tedavisi: Genellikle antiepileptik ilaçlarla ağrı kontrolü sağlanır. Ancak bu ilaçlar zamanla etkisini kaybedebilir veya yan etkileri tolere edilemez hale gelebilir.
  • Girişimsel Tedaviler (Radyofrekans): Cerrahiye uygun olmayan hastalar için etkili bir yöntemdir. İnce bir iğneyle sinire ulaşılır ve ağrı ileten lifler özel ısı tekniğiyle devre dışı bırakılır.
  • Cerrahi Tedavi (Mikrovasküler Dekompresyon): Bu yöntem, trigeminal nevralji tedavisinde altın standart olarak kabul edilir. Sinire baskı yapan damar mikroskop altında ayrılır. Genellikle retrosigmoid yaklaşımla yapılan bu işlem, günümüzdeki bilgi birikimi, ileri görüntüleme teknikleri ve mikroskobik cerrahi deneyimi sayesinde yüksek başarı oranlarına sahiptir.

Prof. Dr. Güngör, doğru hasta seçimi, doğru cerrahi teknik ve kişiye özel planlama ile çok yüksek başarı oranlarına ulaşılabileceğinin altını çizerek, hastaya gerçekçi bilgi vermenin hekimlik sorumluluğu olduğunu ekledi.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...