Bugünün Haberi
23 Şubat 2025, 23:57
18

Atomu Parçalayan İlk Kişi Kim? Einstein Olmayabilir!

Atomu parçalayan ilk kişi kimdi?" sorusu kulağa basit gelebilir, fakat bilim dünyasında bu sorunun cevabı neredeyse atomun kendisi kadar karmaşık! Gelin, bu bilimsel tartışmanın perde arkasına birlikte bakalım. Acaba gerçekler ne?
Atomu Parçalayan İlk Kişi Kim? Einstein Olmayabilir!

Atomun sırlarını keşfetme yolculuğu, insanlık tarihinin en büyük meraklarından biri olmuştur. İlk bakışta "atomu parçalayan ilk kişi" ifadesi kulağa basit bir başarı hikayesi gibi gelebilir; ancak aslında bu soru, bilimsel tanımlar ve tarihsel süreçler nedeniyle oldukça tartışmalı hale gelmiştir.

Ernest Rutherford, 1919’da atomun çekirdeğini keşfederek, atomun bölünemez olmadığını göstermiştir. O zamandan sonra, Cambridge’de birlikte çalışan Ernest Walton ve James Cockcroft gibi bilim insanları, atomu parçalama deneylerini gerçekleştirmiş ve bu alanda devrim niteliğinde adımlar atmışlardır. Fakat, "atomu parçalamak" terimi bile bilim insanları arasında tam olarak ne anlama geldiği konusunda fikir ayrılıklarına yol açmaktadır. Bazıları, bu başarıyı Rutherford’un buluşuna dayandırırken, diğerleri Cockcroft ve Walton’un deneysel çalışmasını öne çıkarmaktadır.


Donald Trump’ın yemin töreninde yaptığı açıklamaların ardından internette başlayan tartışmalar, bu unvanın aslında İngiliz-Yeni Zelandalı bilim insanlarına ait olduğunu iddia eden sesleri ortaya çıkardı. Tabii konuya hakim olan uzmanlar, tarihsel bağlam ve teknik detaylar göz önüne alındığında, "atomu parçalayan ilk kişi" sorusunun yanıtının basit bir isimle sınırlanamayacağını belirtiyor. Çünkü bu başarı, birçok bilim insanının ortak çabası, disiplinler arası etkileşim ve o dönemin teknolojik imkanlarıyla şekillenen karmaşık bir sürecin sonucudur.

Rutherford (sağda) Manchester'daki deneylerinin yanı sıra denizaltı tespit çalışmaları ve başka savaş işleri yapıyordu.

Atomun temel yapı taşları olan çekirdek ve elektronlar arasındaki ilişki, Antik Yunan’dan günümüze kadar tartışılmış; ancak modern fizik, Rutherford ve devamındaki çalışmalarla bu bilginin temellerini attı. Dolayısıyla, bu başarıyı tek bir kişiye indirgemek, o zamanki bilimsel atmosferi ve ekip çalışmalarını göz ardı etmek anlamına gelir. Bu konuyu tartışmaya açsak da herkesin yorumu önemli. Fikirleriniz nedir peki bu konuyla ilgili olarak?

11 Temmuz 2025, 23:19
8
(Güncellendi: 11 Temmuz 2025, 23:19)

7 Milyar Yıllık Yalnızlık! Yıldızlararası Ziyaretçi 3I/Atlas Dünya'dan Görülebilecek!

Bilim dünyası, geçen hafta gökbilimciler tarafından tespit edilen gizemli bir yıldızlararası nesneyle çalkalanıyor: 3I/Atlas. Araştırmacılar, bu kuyruklu yıldızın şimdiye kadar gözlemlenen en eski kozmik ziyaretçi olabileceğini ve hatta kendi Güneş Sistemimizden 3 milyar yıl daha yaşlı olabileceğini belirtiyor. Şu anda Dünya'dan Jüpiter kadar uzakta olan 3I/Atlas, yılın ilerleyen dönemlerinde amatör teleskoplarla bile görülebilecek.
7 Milyar Yıllık Yalnızlık! Yıldızlararası Ziyaretçi 3I/Atlas Dünya'dan Görülebilecek!

Evrenin Derinliklerinden Gelen Bir "Heyecan Verici" Misafir

Oxford Üniversitesi'nden gökbilimci Matthew Hopkins, bugün İngiltere Kraliyet Astronomi Topluluğu'nun Durham'daki ulusal toplantısında sunulan ön bulguları değerlendirdi. Hopkins, BBC News'e yaptığı açıklamada, "3I/Atlas hepimizi çok heyecanlandırdı" dedi. Nesnenin hızına dayanarak 7 milyar yıldan daha yaşlı olabileceğini ve şimdiye kadarki en dikkat çekici yıldızlararası ziyaretçi konumunda olduğunu vurguladı. Bu keşif, evrenin oluşumuna dair yeni bilgiler sunabilir.

Samanyolu'nun "Kalın Diskinden" Geliyor

3I/Atlas, ilk kez 1 Temmuz 2025'te Şili'deki Atlas araştırma teleskobu tarafından, Güneş'ten yaklaşık 670 milyon kilometre uzaktayken tespit edildi. Şu an için sadece çok büyük teleskoplarla görülebilen bu gizemli cisim, Dünya'dan Jüpiter kadar bir mesafede bulunuyor. Keşfedildiği andan itibaren dünyanın dört bir yanındaki gökbilimciler, onun yörüngesini belirlemek ve hakkında daha fazla detay keşfetmek için büyük bir yarış içine girdi.

Hopkins, 3I/Atlas'ın Samanyolu'nun "kalın diskinden" kaynaklandığına inanıyor. Bu bölge, Güneş ve çoğu yıldızın bulunduğu alanın üstünde ve altında yörüngede dönen, eski yıldızlardan oluşan bir grubu temsil ediyor. Bilim insanları, 3I/Atlas'ın muhtemelen eski bir yıldızın etrafında oluştuğu için çok fazla su buzundan meydana geldiğini düşünüyor. Bu da yılın sonlarına doğru Güneş'e yaklaştığında, Güneş'ten gelen enerjinin nesnenin yüzeyini ısıtarak buhar ve toz alevleri yani parlayan bir kuyruk oluşturabileceği anlamına geliyor.

Media content

"Daha Önce Hiç Yakından Görmediğimiz Bir Bölümden Geliyor"

Araştırmanın eş yazarı Prof. Chris Lintott, "Bu, galaksinin daha önce hiç yakından görmediğimiz bir bölümünden gelen bir nesne. Bu kuyruklu yıldızın güneş sisteminden daha yaşlı olma ve o zamandan beri yıldızlararası uzayda sürükleniyor olma ihtimalinin üçte iki olduğunu düşünüyoruz" dedi.

Hopkins, yıldızlararası nesnelerin, diğer yıldızların etrafında, bu yıldızların yaşamlarının başlangıcında oluştuğunu belirterek, "Ana yıldızlarıyla olan bu bağlantı, Samanyolu'nun yıldız nüfusuna bakabileceğimiz anlamına geliyor" diye ekledi.

Bu yılın ilerleyen günlerinde 3I/Atlas, amatör teleskoplarla Dünya'dan görülebilecek hale gelecek. Daha önce sadece iki yıldızlararası nesne gözlemlenmişti: 2017'de keşfedilen 1I/'Oumuamua ve 2019'da bulunan 2I/Borisov. 3I/Atlas'ın bu nadir ziyaretçiler arasına katılması, evren ve yıldızlararası yolculuklar hakkında yeni ufuklar açabilir.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...