Bugünün Haberi
18 Temmuz 2025, 12:17
2
(Güncellendi: 18 Temmuz 2025, 12:17)

Aşırı Sıcaklar Beyin Kanamasına Yol Açabilir! Uzmanlar Uyarıyor!

Adana'da mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları, uzmanların ciddi uyarılarını beraberinde getirdi. Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen, aşırı sıcakların beyin kanaması riskini artırabileceğine dikkat çekerek, özellikle bazı risk gruplarını uyardı. Uzun süre güneş altında kalmanın veya şapkasız dolaşmanın felç riskini dahi tetikleyebileceği belirtiliyor.
Aşırı Sıcaklar Beyin Kanamasına Yol Açabilir! Uzmanlar Uyarıyor!

Beyin Sıcağa Nasıl Tepki Veriyor?

Prof. Dr. Orhan Şen, aşırı sıcakların insan sağlığı üzerindeki etkilerini şöyle açıkladı: "Aşırı sıcaklar beyin kanamasına yol açabilir. Ancak bu sıcaklar herkeste beyin kanamasına yol açmaz."

Şen, beynin sıcak havalardaki oto regülasyon sistemine dikkat çekerek, "Aşırı sıcaklarda damarlarda aşırı bir genişleme, bunun sonucu olarak da tansiyonda düşme olur. Tansiyon düşmesi ise beyne veya diğer organlara giden kan miktarlarında azalmaya yol açar. Beyin de buna hemen tepki olarak onu dengelemeye çalışır. Kalp hızı artar ve eğer yaşlıysanız, damar duvarınız zayıfsa, idrar söktürücü ilaç kullanıyorsanız, tansiyon hastasıysanız bu durumlar beyinde kanamaya yol açar" ifadelerini kullandı.

Yeterli Sıvı Alımı Neden Kritik?

Prof. Dr. Şen, özellikle tansiyon hastaları ve idrar söktürücü ilaç kullananların daha dikkatli olması gerektiğini vurguladı. "Aşırı sıcaklarda terleme fazla olduğu için vücut sıvı kaybeder. Yeteri kadar sıvıyı vücuda almadığınızda ise kanda koyulaşma, yoğunlaşma olur. Bu yoğunlukta beyin ve kalp damarlarında tıkanıklığa yol açarak felç yapabilir ya da kalp, fazla efor harcayarak tansiyon hastalığı olarak kendisini gösterebilir" dedi.

Risk Grupları ve Korunma Yolları

Prof. Dr. Orhan Şen, sıcak havalarda alınması gereken önlemleri de sıraladı:

  • Yaşlılar, tansiyon hastaları ve ağır işlerde çalışanlar sıcak saatlerde dışarı çıkmaktan kaçınmalı.
  • Bol sıvı tüketimi hayati önem taşıyor.
  • Dışarı çıkılması gerektiğinde mutlaka güneşten korunmak için şapka ve açık renkli, ince kıyafetler tercih edilmeli.
  • İdrar söktürücü ilaç kullananlar doktorlarına danışarak ilaç dozlarını veya sıvı alımlarını ayarlamalı.

Adana gibi sıcak bölgelerde yaşayan vatandaşların ve risk grubundaki kişilerin, bu uyarılara dikkat etmesi, olası ciddi sağlık sorunlarının önüne geçmek için büyük önem taşıyor.

16 Temmuz 2025, 14:55
7

"Delirten Hastalık" Olarak Bilinen Trigeminal Nevraljiye Dikkat! En Çok 50 Yaş Üstünü Vuruyor

Halk arasında 'delirten hastalık' veya 'intihar hastalığı' olarak anılan trigeminal nevralji, yüzün bir yarısında aniden başlayan ve şiddetli ağrılarla kendini gösteren bir nörolojik durum. Genellikle 50 yaş üstü bireylerde daha sık görülen bu rahatsızlığa, kadınlarda erkeklere oranla daha fazla rastlanıyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Abuzer Güngör, trigeminal nevraljinin tanımından tedavi yöntemlerine kadar önemli açıklamalarda bulundu.
"Delirten Hastalık" Olarak Bilinen Trigeminal Nevraljiye Dikkat! En Çok 50 Yaş Üstünü Vuruyor

Trigeminal Nevralji Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Prof. Dr. Abuzer Güngör'ün tanımına göre, trigeminal nevralji, yüzünüze hafifçe dokunduğunuzda veya sadece yemek yerken bile aniden başlayan, elektrik çarpması benzeri bir acının tüm başınıza yayıldığı, tarifi zor bir ağrıdır. Bu hastalık, beşinci kafa siniri olan trigeminal sinirin etkilenmesiyle ortaya çıkar. Trigeminal sinir, yüzün duyu bilgisini beyne taşıyan kritik bir sinirdir.

Hastalığın tipik belirtileri şunlardır:

  • Ani ve Şiddetli Ağrılar: Yüzün tek tarafında, şimşek çakması gibi keskin, kısa süreli ancak tekrarlayıcı ağrı atakları.
  • Tetikleyici Faktörler: Diş fırçalama, konuşma, çiğneme gibi basit uyaranlarla tetiklenme yaşanması.
  • Tek Taraflılık: Ağrı genellikle yanak, çene, dudak ve göz çevresinde yoğunlaşır ve sıklıkla yüzün sadece bir tarafında hissedilir.

Prof. Dr. Güngör, bu hastalığın bazen tetkiklerde kolayca görünmediğini ancak yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürdüğünü vurguluyor.

Kimler Risk Altında? Trigeminal Nevraljinin Nedenleri

Prof. Dr. Güngör, trigeminal nevraljinin belirli demografik gruplarda ve durumlarda daha sık görüldüğünü belirtiyor:

  • Yaş: Genellikle 50 yaş üstü bireylerde daha sık görülür.
  • Cinsiyet: Kadınlarda daha sık rastlanır.
  • En Sık Neden: Trigeminal sinire baskı yapan bir damarın varlığı.
  • Nadir Nedenler: Nadir durumlarda tümörler veya multipl skleroz gibi nörolojik hastalıklar da etken olabilir.

Tanı Süreci: Diş Ağrısıyla Karıştırmayın!

Trigeminal nevralji, belirtileri nedeniyle sıklıkla diş ağrısıyla karıştırılır. Prof. Dr. Güngör, birçok hastanın bu nedenle yanlışlıkla diş çektirdiğini ve doğru tanının büyük önem taşıdığını belirtiyor.

Doğru tanı süreci şu adımları içerir:

  1. Klinik Öykü: Hastanın ağrının tipi, süresi ve tetikleyicileri hakkında detaylı bilgi vermesi.
  2. Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme: Sinire baskı yapan bir damar ya da kitle olup olmadığının araştırılması için MR görüntüleme yapılması.

Tedavi Yöntemleri: İlaçtan Cerrahiye Geniş Yelpaze

Prof. Dr. Güngör, trigeminal nevralji için çeşitli tedavi yöntemlerinin bulunduğunu ve her hastaya özel bir yaklaşım gerektiğini ifade etti:

  • İlaç Tedavisi: Genellikle antiepileptik ilaçlarla ağrı kontrolü sağlanır. Ancak bu ilaçlar zamanla etkisini kaybedebilir veya yan etkileri tolere edilemez hale gelebilir.
  • Girişimsel Tedaviler (Radyofrekans): Cerrahiye uygun olmayan hastalar için etkili bir yöntemdir. İnce bir iğneyle sinire ulaşılır ve ağrı ileten lifler özel ısı tekniğiyle devre dışı bırakılır.
  • Cerrahi Tedavi (Mikrovasküler Dekompresyon): Bu yöntem, trigeminal nevralji tedavisinde altın standart olarak kabul edilir. Sinire baskı yapan damar mikroskop altında ayrılır. Genellikle retrosigmoid yaklaşımla yapılan bu işlem, günümüzdeki bilgi birikimi, ileri görüntüleme teknikleri ve mikroskobik cerrahi deneyimi sayesinde yüksek başarı oranlarına sahiptir.

Prof. Dr. Güngör, doğru hasta seçimi, doğru cerrahi teknik ve kişiye özel planlama ile çok yüksek başarı oranlarına ulaşılabileceğinin altını çizerek, hastaya gerçekçi bilgi vermenin hekimlik sorumluluğu olduğunu ekledi.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...