Bugünün Haberi
16 Temmuz 2025, 14:55
7

"Delirten Hastalık" Olarak Bilinen Trigeminal Nevraljiye Dikkat! En Çok 50 Yaş Üstünü Vuruyor

Halk arasında 'delirten hastalık' veya 'intihar hastalığı' olarak anılan trigeminal nevralji, yüzün bir yarısında aniden başlayan ve şiddetli ağrılarla kendini gösteren bir nörolojik durum. Genellikle 50 yaş üstü bireylerde daha sık görülen bu rahatsızlığa, kadınlarda erkeklere oranla daha fazla rastlanıyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Abuzer Güngör, trigeminal nevraljinin tanımından tedavi yöntemlerine kadar önemli açıklamalarda bulundu.
"Delirten Hastalık" Olarak Bilinen Trigeminal Nevraljiye Dikkat! En Çok 50 Yaş Üstünü Vuruyor

Trigeminal Nevralji Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Prof. Dr. Abuzer Güngör'ün tanımına göre, trigeminal nevralji, yüzünüze hafifçe dokunduğunuzda veya sadece yemek yerken bile aniden başlayan, elektrik çarpması benzeri bir acının tüm başınıza yayıldığı, tarifi zor bir ağrıdır. Bu hastalık, beşinci kafa siniri olan trigeminal sinirin etkilenmesiyle ortaya çıkar. Trigeminal sinir, yüzün duyu bilgisini beyne taşıyan kritik bir sinirdir.

Hastalığın tipik belirtileri şunlardır:

  • Ani ve Şiddetli Ağrılar: Yüzün tek tarafında, şimşek çakması gibi keskin, kısa süreli ancak tekrarlayıcı ağrı atakları.
  • Tetikleyici Faktörler: Diş fırçalama, konuşma, çiğneme gibi basit uyaranlarla tetiklenme yaşanması.
  • Tek Taraflılık: Ağrı genellikle yanak, çene, dudak ve göz çevresinde yoğunlaşır ve sıklıkla yüzün sadece bir tarafında hissedilir.

Prof. Dr. Güngör, bu hastalığın bazen tetkiklerde kolayca görünmediğini ancak yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürdüğünü vurguluyor.

Kimler Risk Altında? Trigeminal Nevraljinin Nedenleri

Prof. Dr. Güngör, trigeminal nevraljinin belirli demografik gruplarda ve durumlarda daha sık görüldüğünü belirtiyor:

  • Yaş: Genellikle 50 yaş üstü bireylerde daha sık görülür.
  • Cinsiyet: Kadınlarda daha sık rastlanır.
  • En Sık Neden: Trigeminal sinire baskı yapan bir damarın varlığı.
  • Nadir Nedenler: Nadir durumlarda tümörler veya multipl skleroz gibi nörolojik hastalıklar da etken olabilir.

Tanı Süreci: Diş Ağrısıyla Karıştırmayın!

Trigeminal nevralji, belirtileri nedeniyle sıklıkla diş ağrısıyla karıştırılır. Prof. Dr. Güngör, birçok hastanın bu nedenle yanlışlıkla diş çektirdiğini ve doğru tanının büyük önem taşıdığını belirtiyor.

Doğru tanı süreci şu adımları içerir:

  1. Klinik Öykü: Hastanın ağrının tipi, süresi ve tetikleyicileri hakkında detaylı bilgi vermesi.
  2. Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme: Sinire baskı yapan bir damar ya da kitle olup olmadığının araştırılması için MR görüntüleme yapılması.

Tedavi Yöntemleri: İlaçtan Cerrahiye Geniş Yelpaze

Prof. Dr. Güngör, trigeminal nevralji için çeşitli tedavi yöntemlerinin bulunduğunu ve her hastaya özel bir yaklaşım gerektiğini ifade etti:

  • İlaç Tedavisi: Genellikle antiepileptik ilaçlarla ağrı kontrolü sağlanır. Ancak bu ilaçlar zamanla etkisini kaybedebilir veya yan etkileri tolere edilemez hale gelebilir.
  • Girişimsel Tedaviler (Radyofrekans): Cerrahiye uygun olmayan hastalar için etkili bir yöntemdir. İnce bir iğneyle sinire ulaşılır ve ağrı ileten lifler özel ısı tekniğiyle devre dışı bırakılır.
  • Cerrahi Tedavi (Mikrovasküler Dekompresyon): Bu yöntem, trigeminal nevralji tedavisinde altın standart olarak kabul edilir. Sinire baskı yapan damar mikroskop altında ayrılır. Genellikle retrosigmoid yaklaşımla yapılan bu işlem, günümüzdeki bilgi birikimi, ileri görüntüleme teknikleri ve mikroskobik cerrahi deneyimi sayesinde yüksek başarı oranlarına sahiptir.

Prof. Dr. Güngör, doğru hasta seçimi, doğru cerrahi teknik ve kişiye özel planlama ile çok yüksek başarı oranlarına ulaşılabileceğinin altını çizerek, hastaya gerçekçi bilgi vermenin hekimlik sorumluluğu olduğunu ekledi.

14 Temmuz 2025, 08:09
7

Kontakt Lens nedir ve nasıl kullanılır? Kontakt Lens kullanımı göz sağlığında yeni bir dönem başlatıyor!

Kontakt lens nedir, nasıl takılır, avantajları neler? Göz doktorlarının önerdiği doğru kullanım adımlarıyla tüm detaylar bu içerikte!
Kontakt Lens nedir ve nasıl kullanılır? Kontakt Lens kullanımı göz sağlığında yeni bir dönem başlatıyor!

Gözlük kullanmaktan hoşlanmayan ya da daha konforlu bir görüş arayan milyonlarca kişi için kontakt lensler, hem estetik hem de fonksiyonel bir çözüm sunuyor. Göz yüzeyine doğrudan yerleştirilen bu ince ve şeffaf lensler, görme bozukluklarını düzeltirken, hareket özgürlüğü de sağlıyor.

Uzmanlar, kontakt lenslerin kornea ile iş birliği içinde çalışarak ışığın kırılma açısını düzenlediğini ve net bir görüş alanı sunduğunu belirtiyor. Özellikle aktif yaşam sürenler için gözlükten çok daha pratik bir alternatif haline geliyor.

Kontakt Lenslerin Çalışma Prensibi ve Etki Alanı

Modern teknolojilerle üretilen kontakt lensler, göz yapısına özel olarak tasarlanıyor. Gözün doğal eğimine uyum sağlayarak hem yakın hem de uzak mesafelerde görüş netliğini artırıyor. Bu sayede kullanıcılar; araba kullanırken, spor yaparken ya da günlük yürüyüşlerde, çerçeve kısıtlaması olmadan daha geniş bir görüş alanına sahip oluyor.

Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Elif Karaca’ya göre:

“Kontakt lensler, uygun kullanıldığında göz sağlığına zarar vermez; aksine yaşam kalitesini önemli ölçüde artırır. Ancak bilinçsiz kullanım, enfeksiyon riskini artırabilir.”

Kontakt Lens Türleri: Her Göz Yapısına Uygun Alternatifler

Günümüzde farklı ihtiyaçlara hitap eden birçok kontakt lens türü piyasada bulunuyor. Bunlar arasında:

Günlük kullan-at lensler

Haftalık ve aylık değiştirilen lensler

Astigmatizm veya presbiyopi gibi özel görme sorunlarına uygun torik ve multifokal lensler

Renkli lensler (kozmetik amaçlı)

Her bireyin göz yapısı ve kullanım alışkanlıkları farklı olduğu için, lens seçimi mutlaka bir göz hekimi danışmanlığında yapılmalı.

Gözlükten Daha Özgür: Kontakt Lensin 5 Faydası

Kontakt lens kullanıcıları, zamanla bu tercihleriyle yaşamlarının nasıl kolaylaştığını fark ediyor. İşte en sık dile getirilen avantajlardan bazıları:

Estetik avantaj: Gözlük çerçevesi olmadan doğal görünüm.

Hareket kolaylığı: Spor yaparken daha fazla özgürlük.

Geniş görüş açısı: Dar alanlarda bile kesintisiz görüş.

Kişiselleştirme: Renkli ve desenli lens seçenekleriyle farklı tarzlar.

Çerçeve bağımlılığına son: Sadece lens kutunuzu taşımanız yeterli.

Kontakt Lens Kullanmanın Püf Noktaları

Lens kullanımı sanıldığı kadar karmaşık değil. Ancak bazı temel kurallara dikkat edilmezse, göz sağlığınız risk altına girebilir. İşte dikkat edilmesi gereken başlıca adımlar:

Ellerinizi lensi takmadan mutlaka yıkayın ve kurulayın.

Temiz ve düz bir yüzeyde işlem yapın.

Lensleri her kullanım öncesi ve sonrası özel solüsyonla temizleyin.

Gözünüzde kızarıklık, yanma veya kaşıntı varsa kullanımı durdurun.

Tavsiye edilen süreden uzun süre lens takmayın.

Adım Adım Kontakt Lens Takma Rehberi

1. Ellerinizi sabunla yıkayın ve iyice kurulayın.

2. Lensinizi solüsyonda hafifçe ovalayarak temizleyin.

3. İşaret parmağınıza aldığınız lensi yukarı bakarken gözünüze yerleştirin.

4. Gözünüzde kayma veya rahatsızlık hissi varsa, lensin konumunu düzeltin.

5. Diğer göz için aynı işlemi tekrar edin.

6. Gün sonunda lenslerinizi çıkarıp solüsyona yerleştirmeyi unutmayın.

Göz Sağlığı İçin Son Uyarı: Doktorunuza Danışın

Kontakt lens kullanmadan önce mutlaka bir göz doktoruna başvurulması gerekiyor. Özellikle göz kuruluğu, alerji veya astigmat gibi özel durumlar varsa, farklı türde lensler tercih edilmelidir. Ayrıca düzenli kontrollerle, hem lens uyumu hem de genel göz sağlığı izlenmelidir.

Doğru Kullanım, Sağlıklı Görüş Demek

Doğru şekilde kullanılan kontakt lensler, yalnızca bir görüş düzeltme aracı değil; aynı zamanda yaşam konforunu artıran bir yardımcıdır. Hijyen kurallarına uyulduğu, doktor önerileri dikkate alındığı sürece, kontakt lensler hayatınızı kolaylaştırabilir.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...