Bugünün Haberi
15 Ağustos 2025, 14:19
4

Türkiye-Şam İttifakından YPG’ye Sert Mesaj: “Ya Entegrasyon Ya Operasyon”

Türkiye ve Suriye, YPG’nin zamana yayılmış ayrılıkçı stratejisine karşı güvenlik ittifakı kurdu. Ankara ve Şam, örgüte ya yeni hükümete entegre olma ya da askeri operasyon seçeneğini sundu. Kritik mutabakatın perde arkası haberimizde…
Türkiye-Şam İttifakından YPG’ye Sert Mesaj: “Ya Entegrasyon Ya Operasyon”

Türkiye ile Suriye, YPG terör örgütünün ülkenin kuzeydoğusunda yürüttüğü zamana yayılmış ayrılıkçı stratejiye karşı güvenlik odaklı yeni bir ittifaka imza attı. Esed rejiminin devrilmesinin ardından kurulan yeni hükümet, ülkenin yeniden inşası sürecinde Türkiye’yi doğal müttefik olarak konumlandırırken, iki ülkenin ortak hedefi YPG’nin silahsızlandırılması ve yeni hükümete entegrasyonu oldu. Son iki haftadır artan diplomasi trafiği, örgütün küçük adımlarla toprak kazanma ve uluslararası meşruiyet arayışına karşı alınacak önlemleri belirledi. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile Suriyeli mevkidaşı Murhef Ebu Kasra arasında imzalanan askeri işbirliği mutabakatı, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın defalarca dile getirdiği “YPG’nin oyalama taktikleri”ne karşı kritik bir dönüm noktası olarak görülüyor. Fidan’ın “Durduğunuz yeri değiştirin, Suriye’yi birlikte inşa edin” çağrısı, Ankara ve Şam’ın YPG’nin ayrılıkçı politikalarına karşı net bir duruş sergilediğini ortaya koydu.

İsrail Destekli Strateji Alarmı

Kulislerde, YPG’nin Suveyda’da İsrail destekli Dürzi milislerce uygulanan “zamana yay, küçük hamlelerle toprak kopar” stratejisini kuzeye adapte etmeye çalıştığı konuşuluyor. Örgütün enerji, su ve tahıl kaynaklarını işgali sürerken, bu durum Suriye’nin yeniden inşası ve küresel ticaret koridorları açısından ciddi bir güvenlik ve ekonomik tehdit oluşturuyor. Türkiye’nin temel talepleri arasında, YPG bünyesindeki Türkiye’de faaliyet gösteren yasadışı örgütlerin tasfiyesi ve İsrail ile kurulan temasların sonlandırılması yer alıyor. Ankara, YPG’nin “Terörsüz Türkiye” sürecini istismar ederek maksimalist taleplerini dayatmasını stratejik bir hata olarak değerlendiriyor. Haseke’de yapılan ve özerk yönetimin güçlendirilmesini hedefleyen son konferans, örgütün diplomatik entegrasyondan uzak durma niyetini net şekilde gösterdi. Ankara ve Şam’ın uyarısı ise açık: YPG ya kapsayıcı bir birliktelik ve konsensüsü seçecek ya da askeri operasyonla karşı karşıya kalacak.

15 Ağustos 2025, 14:28
4
(Güncellendi: 15 Ağustos 2025, 14:28)

Alaska’da Kritik Buluşma: Trump-Putin Zirvesi Türkiye’yi Neden Dışarıda Bıraktı?

Trump ile Putin’in Alaska’daki tarihi buluşması, Ukrayna savaşının ötesinde yeni bir dönemin kapısını aralayabilir. Türkiye, kritik konumunu korusa da bu kez masada değil, izleyici koltuğunda. Zirvenin sonuçları, Ankara’nın yeniden başrole dönüp dönmeyeceğini belirleyecek; detaylar haberimizde…
Alaska’da Kritik Buluşma: Trump-Putin Zirvesi Türkiye’yi Neden Dışarıda Bıraktı?

Trump ile Putin’in 15 Ağustos’ta Alaska’da gerçekleştireceği zirve, yalnızca Ukrayna savaşına dair bir görüşme değil, yeni bir diplomatik dönemin de habercisi olabilir. 2019’daki Osaka buluşmasından sonra ilk kez yüz yüze görüşecek iki liderin bu buluşması, ABD–Rusya arasında “paylaşım toplantısı” havası taşıyor. Türkiye, 2022’deki İstanbul Mutabakatı’ndan bu yana savaşın durmasına en çok yaklaşan ülke olarak bilinse de, süreç zamanla ABD–Rusya–AB üçgenine kaydı. Erdoğan, Zelensky ile son telefon görüşmesinde Türkiye’de bir barış zirvesi düzenleme teklifini yineledi ancak Alaska buluşmasına ne Ankara ne Kiev davet edildi. Putin’in Trump’a ilettiği ateşkes önerisi, Ukrayna’dan ciddi toprak tavizleri talep ederken Avrupa tarafından “tek taraflı” olarak nitelendirildi ve reddedildi. Buna karşılık Avrupa’nın planı, önce ateşkes sonra karşılıklı toprak değişimi ve güvenlik garantilerini içeriyor.

Türkiye’nin Rolü ve Olası Fırsatlar

Her ne kadar Türkiye ilk söz sahibi olmasa da tamamen devre dışı değil. Karadeniz’deki stratejik konumu, Montreux Sözleşmesi’nin uygulanması ve Ukrayna ile savunma sanayi iş birliği, Ankara’yı hem NATO hem Rusya açısından kritik kılıyor. Enerji ve ticaret ilişkileri, savaş sonrası süreçte kolaylaştırıcı rol oynama potansiyelini koruyor. Ancak bazı Batılı başkentlerde Türkiye’nin “tarafsız değil, pragmatik” olduğu algısı, arabuluculuk iddiasını zayıflatıyor. Diplomatik kaynaklara göre, Alaska zirvesinin sonuçsuz kalması halinde tarafların yeniden Türkiye’ye yönelebileceği düşünülüyor. Bölgesel açıdan ise uzun süreli bir ateşkes, Türkiye için yalnızca sınır güvenliği değil, enerji koridorlarının güvenliği ve yeniden inşa projelerinde yer alma fırsatı anlamına geliyor. Zirvenin sonucu, Ankara’nın 2022’deki gibi başrolde mi yoksa kuliste mi kalacağını belirleyecek.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...