Bugünün Haberi
9 Temmuz 2025, 12:35
6
(Güncellendi: 9 Temmuz 2025, 15:54)

Güney Kore'de Yaş Devrimi Milyonlar Aynı Anda Gençleşti!

Güney Kore, uzun yıllardır süregelen geleneksel yaş hesaplama sistemini terk ederek, uluslararası yaş standardına resmen geçti. Bu köklü değişimle birlikte, milyonlarca Güney Koreli vatandaş hukuki olarak bir veya iki yaş birden gençleşti. Amaç, hem yasal karmaşaları gidermek hem de küresel uyumu sağlamak.
Güney Kore'de Yaş Devrimi Milyonlar Aynı Anda Gençleşti!

Güney Kore'de Yaş Hesaplama Sistemi Neden Farklıydı?


Geleneksel Güney Kore yaş hesaplama sistemine göre, bir kişi doğduğu anda 1 yaşında sayılıyordu. Her yılbaşında ise herkesin yaşı otomatik olarak bir yaş daha artıyordu. Bu durum, özellikle yılın son günlerinde doğan bebekler için dikkat çekici bir farklılık yaratıyordu. Örneğin, 31 Aralık'ta doğan bir bebek, sadece bir gün sonra, 1 Ocak'ta resmi olarak 2 yaşına girmiş oluyordu. Bu sistem, bireylerin biyolojik yaşları ile resmi yaşları arasında daima 1 ila 2 yaş fark oluşmasına neden oluyordu.



Modern Yaş Hesaplamaya Geçiş Kararı


2023 yılı itibarıyla Güney Kore hükümeti, bu geleneksel yöntemi bırakarak uluslararası standartlara uygun yaş hesaplama sistemine geçiş yaptı. Artık bireylerin yaşı, doğum günlerinden itibaren geçen yıllar üzerinden hesaplanıyor. 28 Haziran 2023 tarihinde yürürlüğe giren bu yeni düzenleme, nüfusun büyük bir kısmının resmi yaşının düşmesine yol açtı.



Toplumsal ve Hukuki Karmaşa Son Buluyor


Eski yaş sistemi, sadece bireysel değil, aynı zamanda hukuki ve sosyal alanlarda da ciddi karmaşalara neden oluyordu. Farklı yaş hesaplamaları, askere alma, alkol ve sigara kullanımı gibi yaşa bağlı yasal sınırlamaların uygulanmasında belirsizlikler yaratıyordu. Örneğin, Kore sistemine göre 19 yaşına ulaşan bir kişi, uluslararası sisteme göre henüz 17 yaşında olabiliyor, bu da yasal boşluklara yol açıyordu. Yeni sistemle birlikte bu tür hukuki tutarsızlıkların önüne geçilmesi hedefleniyor.



Kültürel Bağlar ve Yeni Düzenin Çatışması


Güney Kore'de yaş, sosyal hiyerarşiyi ve insanlar arasındaki hitap biçimlerini belirleyen kültürel olarak önemli bir faktördü. Bu nedenle yaş sistemindeki değişiklik, bazı kültürel alışkanlıklarla bir çatışma yaratsa da, halkın büyük bir bölümü bu değişimi olumlu karşıladı. Özellikle genç nesil, globalleşen dünyayla uyumlu olan bu yeni yaş sistemini daha pratik ve adil bulduğunu dile getirdi.



Geleceğe Uyumlu Yeni Bir Düzen


Yeni yaş sistemi, sadece bireyler için değil, devlet için de daha işlevsel bir yapı sunuyor. Bürokratik işlemlerin basitleşmesi, vatandaşlık hizmetlerinde uyumun sağlanması ve uluslararası anlaşmalarda yaşa bağlı koşulların netlik kazanması bekleniyor. Bu değişim, Güney Kore'nin modernleşme ve küresel normlara entegrasyon adımlarının önemli bir parçası olarak görülüyor.

9 Temmuz 2025, 14:45
2

Türkiye 2025'te Daha Çok Sallanıyor: İlk 6 Ayda Saat Başı 4 Deprem Meydana Geldi!

Türkiye, 2025 yılının ilk yarısında 18 bin 191 depremle sarsıldı. Bu rakam, ortalama olarak saatte 4, günde ise 100 deprem yaşandığı anlamına geliyor. Afet Yönetimi Uzmanı, Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Özmen, bu sayının yıllık ortalamanın üzerinde olduğuna dikkat çekti.
Türkiye 2025'te Daha Çok Sallanıyor: İlk 6 Ayda Saat Başı 4 Deprem Meydana Geldi!

Deprem Sayısındaki Artışın Nedenleri


Doç. Dr. Bülent Özmen'in yaptığı açıklamaya göre, Türkiye denizel alanlarla birlikte bine yakın "deprem üretme potansiyeli olan diri fay" barındırıyor ve her yıl ortalama 25 bin deprem kayıtlara geçiyor. Bu yılın ilk yarısında kaydedilen 18 bin 191 deprem ise, yıllık ortalamaya oldukça yaklaşmış durumda.

Özmen, deprem sayısındaki artışın başlıca nedenlerinden birinin, Ocak ve Şubat aylarında Santorini ve Amorgos adaları civarında yaşanan deprem fırtınası olduğunu belirtti. Ayrıca, 23 Nisan'da İstanbul'da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin de sismik hareketliliği önemli ölçüde artırdığını vurguladı.



En Fazla Deprem Muğla'da Yaşandı


İl bazında en fazla depremin yaşandığı yerin Muğla olduğunu belirten Özmen, Muğla'yı sırasıyla Malatya, Kütahya, Kahramanmaraş ve İstanbul'un izlediğini ifade etti.

Doç. Dr. Özmen, günümüzde 2 büyüklüğünün altındaki depremlerin bile tespit edilebildiğini belirterek, "Verilere göre, depremler en yoğun şubat ve nisanda yaşandı. 4 ve 4,9 büyüklüğünde 206 deprem, 5 ve 5,9 büyüklüğünde 18 deprem, 6'dan büyük de 3 depremin meydana geldiğini görüyoruz" bilgisini verdi.

Bu büyük depremlerin en önemlilerinin İstanbul, Kulu-Konya ve Marmaris Bozburun açıklarında meydana gelenler olduğunu dile getiren Özmen, bu depremler nedeniyle 2 kişinin hayatını kaybettiğini ve 452 kişinin yaralandığını açıkladı.



İstanbul ve Marmara İçin Deprem Tehlikesi Süürüyor


Doç. Dr. Özmen, son günlerde Marmara Denizi'nde yaşanan sarsıntılara da dikkat çekti. 1 ve 2 Temmuz'da Gemlik'te 3,9, 4,2 ve 4,3 büyüklüğünde, 5 Temmuz'da ise Silivri açıklarında Kumburgaz segmenti üzerinde 3,8 büyüklüğünde meydana gelen depremler nedeniyle, Marmara Bölgesi ve İstanbul'un deprem tehlikesinin bir kez daha gündeme geldiğini belirtti.

Özmen, "Genelde İstanbul'un hemen 15-20 kilometre açığından geçen ve Kuzey Anadolu Fayı'nın kuzey kolundaki depremler üzerinde durulur. Ancak Gemlik civarında, Marmara Denizi'nin güneyinde Kuzey Anadolu Fayı'nın güney kolunda da sarsıntılar yaşanıyor olması, İstanbul'un Marmara Denizi'nin güneyinde bulunan ve sismik boşluk olarak gösterilen bu koldan da ciddi şekilde etkilenebileceğini gösterdi" diyerek Marmara'daki riskin genişliğine işaret etti.

Genellikle depremlerin Kuzey Anadolu Fay Hattı ve Doğu Anadolu Fay Hattı gibi levha sınırlarında yaşandığını belirten Özmen, Konya ve Ankara gibi bölgelerde de levha içi diri fayların olduğunu ve bunların da zaman zaman 15 Mayıs'ta Kulu, 17 Şubat ve 29 Haziran'da Ankara'da olduğu gibi deprem ürettiğini vurguladı. Bu durum, sanılanın aksine İç Anadolu'nun da deprem tehlikesi altında bulunduğunu gösteriyor.


Doç. Dr. Özmen, deprem risklerinin azaltılmasına yönelik çalışmaların başta İstanbul olmak üzere Marmara ve Türkiye'nin diğer bölgelerinde hızlandırılması gerektiğini vurgulayarak, Marmara Denizi'nde yaşanabilecek 7'den büyük bir depremin, Kahramanmaraş merkezli depremlerden 2-3 kat daha fazla etki oluşturabileceği uyarısında bulundu.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...