Bugünün Haberi
8 Temmuz 2025, 11:37
5
(Güncellendi: 8 Temmuz 2025, 11:37)

Göz Kanseri: Göz Sağlığını Tehdit Eden Sinsi Bir Tehlike

Göz kanseri, gözün farklı bölgelerinde gelişebilen, nadir görülen ancak ciddi bir hastalıktır. Vücudun diğer bölgelerindeki kanser türleri gibi, göz kanseri de erken teşhis edildiğinde tedavi şansı önemli ölçüde artar. Bu nedenle, göz sağlığınıza dikkat etmek ve olası belirtileri göz ardı etmemek büyük önem taşır.
Göz Kanseri: Göz Sağlığını Tehdit Eden Sinsi Bir Tehlike

Göz Kanseri Nedir?


Göz kanseri, gözün kendi dokularından (göz içi tümörler) veya vücudun başka bir yerindeki kanserin göze sıçraması (metastatik tümörler) şeklinde ortaya çıkabilir. Göz içi tümörler arasında en sık görüleni, gözün renkli kısmında bulunan hücrelerden kaynaklanan uveal melanomadır. Çocuklarda ise en sık görülen göz kanseri türü retinoblastomadır.


Göz Kanseri Neden Oluşur?


Göz kanserinin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı risk faktörleri bulunmaktadır:

  • Genetik Yatkınlık: Ailede göz kanseri öyküsü bulunması riski artırabilir.
  • Açık Renkli Gözler: Özellikle açık renkli gözlere sahip kişilerde uveal melanoma riski daha yüksektir.
  • Güneş Işığına Maruz Kalma: Uzun süreli ve korunmasız güneş ışığına maruz kalmak risk faktörü olabilir.
  • Bazı Genetik Sendromlar: Bazı genetik sendromlar (örneğin, Nörofibromatozis, Von Hippel-Lindau hastalığı) göz kanseri riskini artırabilir.
  • Yaş: Retinoblastoma çocukluk çağında görülürken, uveal melanoma genellikle yetişkinlerde ortaya çıkar.


Belirtileri Nelerdir?


Göz kanserinin belirtileri, tümörün yerine ve büyüklüğüne göre değişiklik gösterebilir. Başlangıçta belirgin bir belirti olmayabilir. Ancak ilerleyen dönemlerde şu belirtiler ortaya çıkabilir:

  • Görme Bozuklukları: Bulanık görme, çift görme, ani görme kaybı.
  • Görme Alanında Lekeler veya Noktalar: Uçuşan cisimler (siyah noktalar veya ipliksi yapılar) veya ışık çakmaları.
  • Gözde Ağrı veya Rahatsızlık: Nadir durumlarda ağrı hissedilebilir.
  • Gözde Kızarıklık veya İltihaplanma: Sürekli devam eden ve geçmeyen kızarıklık.
  • Pupil (Göz Bebeği) Şeklinde Değişiklik: Düzensiz bir göz bebeği şekli.
  • İris Üzerinde Koyu Bir Nokta: İris üzerinde büyüyen veya rengi değişen bir benek.
  • Tek Gözde Şişkinlik (Eksopftalmi): Gözün dışarı doğru çıkması.

Çocuklarda ise özellikle tek gözde beyaz bir parlama (fotoğraflarda kırmızı göz efekti yerine beyaz bir yansıma) veya şaşılık gibi belirtiler retinoblastoma açısından dikkat çekici olabilir.


Media content

Erken Teşhis Neden Önemlidir?


Göz kanserinde de diğer kanser türlerinde olduğu gibi erken teşhis hayati önem taşır. Hastalık erken evrede yakalandığında, görme kaybını önleme ve tedavi başarısını artırma şansı çok daha yüksektir. Göz kanseri belirtileri fark edildiğinde veya risk faktörleri taşıyan kişilerin düzenli göz muayenelerini aksatmaması gerekmektedir.


Tanı ve Tedavi Yöntemleri


Göz kanseri tanısı, detaylı bir göz muayenesi ile başlar. Göz doktoru, göz bebeklerini büyüterek gözün iç yapısını inceler. Gerekirse ultrasonografi, anjiyografi, manyetik rezonans (MR) veya bilgisayarlı tomografi (BT) gibi görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Bazı durumlarda biyopsi de gerekebilir.

Tedavi, kanserin türüne, büyüklüğüne, yayılımına ve hastanın genel sağlık durumuna göre belirlenir. Tedavi seçenekleri şunları içerebilir:

  • Radyoterapi (Işın Tedavisi): Kanser hücrelerini yok etmek için yüksek enerjili ışınlar kullanılır.
  • Kemoterapi: İlaçlarla kanser hücrelerini öldürmeyi veya büyümesini durdurmayı amaçlar. Özellikle retinoblastoma tedavisinde yaygın olarak kullanılır.
  • Lazer Tedavisi (Termoterapi): Küçük tümörleri yok etmek için ısıtıcı lazerler kullanılabilir.
  • Cerrahi Müdahale: Tümörün büyüklüğüne ve yerine bağlı olarak tümörün çıkarılması veya nadiren gözün tamamen alınması (enükleasyon) gerekebilir.

Göz sağlığınızı korumak ve olası riskleri en aza indirmek için düzenli göz kontrollerinizi ihmal etmeyin. Unutmayın, erken teşhis hayat kurtarır ve görme yeteneğinizi korumanıza yardımcı olur.

8 Temmuz 2025, 11:48
3
(Güncellendi: 8 Temmuz 2025, 11:48)

Helikobakter Pilori (H. Pylori): Mide Sağlığının Sinsi Düşmanı ve Tedavi Yöntemleri

Helikobakter Pilori (H. Pylori), mide ve onikiparmak bağırsağında yaşayan, spiral şekilli bir bakteri türüdür. Dünya nüfusunun önemli bir kısmını etkilediği düşünülen bu bakteri, genellikle çocukluk çağında kapılır ve uzun yıllar boyunca belirti vermeden vücutta kalabilir. Ancak, gastrit (mide iltihabı), ülser (mide veya onikiparmak bağırsağı yaraları) ve hatta mide kanseri gibi ciddi mide rahatsızlıklarının önemli bir nedeni olarak kabul edilmektedir.
Helikobakter Pilori (H. Pylori): Mide Sağlığının Sinsi Düşmanı ve Tedavi Yöntemleri

Helikobakter Pilori Nedir?


H. Pylori, midenin asitli ortamında hayatta kalabilen nadir bakterilerden biridir. Bunu, üreaz adı verilen bir enzim üreterek mide asidini nötralize etmesini sağlayan bir amonyak bulutu oluşturarak başarır. Bakteri, midenin iç yüzeyini kaplayan mukus tabakasına yerleşir ve burada iltihaplanmaya neden olarak çeşitli sindirim sorunlarına yol açar.


Helikobakter Pilori Nasıl Bulaşır?


H. Pylori'nin bulaşma yolları tam olarak aydınlatılamamış olsa da, başlıca bulaşma yolları şunlardır:

  • Fekal-oral yol: Kontamine gıda veya su tüketimi.
  • Oral-oral yol: Tükürük yoluyla, özellikle yakın temas veya aynı kapları kullanma.
  • Gastro-oral yol: Kusmuk yoluyla.

Hijyen koşullarının yetersiz olduğu bölgelerde ve kalabalık yaşam alanlarında bulaşma riski daha yüksektir.


Belirtileri Nelerdir?


H. Pylori enfeksiyonu olan çoğu kişi herhangi bir belirti göstermeyebilir. Ancak bakteri, midede iltihaplanmaya veya ülsere neden olduğunda şu belirtiler ortaya çıkabilir:

  • Karın ağrısı veya yanma hissi: Özellikle yemeklerden sonra veya geceleri daha kötüleşen, mide bölgesinde rahatsız edici bir ağrı.
  • Mide bulantısı ve kusma.
  • İştahsızlık ve kilo kaybı.
  • Şişkinlik ve gaz.
  • Sık geğirme.
  • Hazımsızlık.
  • Dışkıda kan veya siyah, katran gibi dışkı: Ülser kanaması durumunda ortaya çıkan ciddi bir belirtidir.

Bu belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, mutlaka bir doktora başvurmanız önemlidir.


Media content

Helikobakter Pilori'nin Yol Açtığı Rahatsızlıklar


H. Pylori, mide sağlığı üzerinde yıkıcı etkilere sahip olabilir:

  • Kronik Gastrit: Midenin iç zarında uzun süreli iltihaplanmaya neden olur. Bu durum, sindirim problemlerine yol açar.
  • Peptik Ülser: Mide veya onikiparmak bağırsağında yaraların oluşumuna neden olur. Ülserler ciddi ağrılara ve kanamalara yol açabilir.
  • Mide Kanseri: Dünya Sağlık Örgütü (WHO) H. Pylori'yi birinci sınıf bir karsinojen (kanser yapıcı madde) olarak sınıflandırmıştır. Uzun süreli enfeksiyon, özellikle belirli genetik yatkınlığı olan kişilerde mide kanseri riskini artırabilir.
  • MALT Lenfoma: Midenin lenf dokusunda gelişen nadir bir lenfoma türüyle de ilişkilendirilmiştir.


Tanı Yöntemleri


H. Pylori enfeksiyonunun tanısı için çeşitli yöntemler kullanılır:

  • Nefes Testi: En sık kullanılan non-invaziv testlerden biridir. Hastaya özel bir sıvı içirilir ve nefes örneği alınarak bakterinin ürettiği karbondioksit miktarı ölçülür.
  • Dışkı Testi: Dışkıda bakterinin antijenlerinin varlığını tespit eder.
  • Kan Testi: Kanda H. Pylori antikorlarının varlığını gösterir, ancak geçmiş enfeksiyonları da gösterebilir ve aktif enfeksiyonu her zaman ayırt edemez.
  • Endoskopi ve Biyopsi: En kesin tanı yöntemidir. Ucunda kamera olan ince bir tüp (endoskop) mideye ilerletilerek mide mukozası incelenir ve şüpheli bölgelerden biyopsi (doku örneği) alınır. Bu örnek üzerinde üreaz testi yapılabilir veya bakteri kültürü gerçekleştirilebilir.


Tedavi Yöntemleri


H. Pylori enfeksiyonunun tedavisi genellikle bir kombinasyon tedavisidir ve doktor tarafından belirlenir:

  • Antibiyotikler: Bakteriyi öldürmek için iki veya daha fazla farklı antibiyotik kullanılır.
  • Proton Pompa İnhibitörleri (PPI'lar): Mide asit üretimini azaltarak mide iyileşmesini sağlar ve antibiyotiklerin etkinliğini artırır.
  • Bizmut Tuzları: Bazı tedavi rejimlerinde bakteriyi doğrudan yok etmeye ve mideyi korumaya yardımcı olan bizmut tuzları da kullanılabilir.

Tedavi süresi genellikle 10 ila 14 gün arasında değişir. Tedavi sonrası, enfeksiyonun tamamen ortadan kalktığından emin olmak için genellikle nefes testi veya dışkı testi ile kontrol yapılır.

Mide sağlığınızı korumak için H. Pylori enfeksiyonu belirtilerini göz ardı etmeyin. Eğer şüpheleriniz varsa veya kronik mide şikayetleriniz varsa, kesinlikle bir gastroenteroloji uzmanına başvurarak doğru tanı ve tedaviye ulaşın.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...