Dijitalleşen dünyada çevrim içi alışveriş ve ödeme sistemleri hızla yaygınlaşırken, güvenlik endişeleri de paralel olarak artıyor. Mastercard'ın "Ortak Fayda: İşlemsel Güven Ekosisteminin Oluşturulması" başlıklı yeni raporu, 5 binden fazla kişiyle yapılan görüşmeler sonucunda, tüketicilerin dijital ödemelerdeki güven algılarını mercek altına aldı. Rapor, dolandırıcılık korkusunun tüketici davranışlarını ve piyasa dinamiklerini doğrudan etkilediğini gözler önüne seriyor.

Tüketicilerde Güvenlik Önceliği ve Kişisel Veri Endişesi

Araştırma bulgularına göre, çevrim içi alışveriş yapan tüketicilerin tam yüzde 77'si, işlem hızından ziyade güvenliğin öncelikli olduğunu belirtiyor. Finansal işlemlerde bu oran yüzde 79'a kadar yükseliyor. Bu durum, kullanıcıların hızlı ama riskli bir deneyim yerine, yavaş da olsa güvenli bir işlemi tercih ettiğini gösteriyor. Katılımcıların yüzde 57'si ise kimlik hırsızlığı ya da dolandırıcılık kurbanı olma endişesi taşıyor.

Kişisel veri paylaşımına yönelik temkinli yaklaşım da raporda dikkat çeken bir diğer nokta. Tüketicilerin yüzde 83'ü, mobil uygulama ve internet siteleri üzerinden kişisel verilerini paylaşırken endişe duyduğunu ifade ediyor. Çevrim içi mağazalara güvenin "kesinlikle çok önemli" olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 49 iken, çevrim içi bankalarda bu oran yüzde 67'ye çıkıyor.

Markalar İçin Büyük Risk: Dolandırıcılık Kaynaklı Kayıplar

Rapor, dolandırıcılığın sadece tüketicileri değil, işletmeleri ve kredi kuruluşlarını da büyük ölçüde etkilediğini gösteriyor. Üye işyerlerinin yüzde 56'sı ve kredi verenlerin yüzde 49'u, ödeme süreçlerini hem daha güvenli hem de daha kullanıcı dostu hale getirmeye odaklanıyor. Dolandırıcılık riski nedeniyle işlem ücretlerinin artmasından çekinen üye işyerleri, giderek karmaşıklaşan dolandırıcılık yöntemleri karşısında alarma geçmiş durumda.

En dikkat çekici verilerden biri ise, bir satın alma sırasında dolandırıldığını fark eden tüketicilerin tam yüzde 91'inin ilgili markayı tamamen terk etmesi. Bu oran, dolandırıcılığın marka sadakati üzerindeki yıkıcı etkisini net bir şekilde ortaya koyuyor. Raporda ayrıca, tüketicilerin hatalı itirazları sonucu oluşan ve "birinci taraf dolandırıcılığı" olarak adlandırılan kayıpların kurumlara yılda yaklaşık 50 milyar dolarlık zarar verdiği tahmin ediliyor. 2027 yılına kadar çevrim içi ödeme dolandırıcılığının, küresel ölçekte üye işyerlerine 343 milyar doları aşan zarar vereceği öngörülüyor.

Mastercard, dijital ödemelerde güvenliği artırmak amacıyla çok katmanlı kimlik doğrulama, gerçek zamanlı işlem skorlama, tokenizasyon ve uçtan uca şifreleme gibi ileri teknolojileri sunduğunu belirtti. Rapor, dijital ödeme ekosistemindeki tüm paydaşların, güvenliği merkeze alarak ortak bir fayda sistemi oluşturması gerektiğinin altını çiziyor.