Avrupa’nın küresel siyasetteki ağırlığının giderek azalması uzun süredir tartışma konusuydu, ancak son NATO Zirvesi’nde yaşananlar bu gerçeği tüm dünyaya bir kez daha gösterdi. ABD Başkanı Donald Trump karşısında zayıf düşen Ukrayna lideri Volodimir Zelenski’ye destek olmak amacıyla Washington’a giden Avrupa liderleri, beklediklerinin tam tersine bir tabloyla geri döndü. İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in katıldığı zirvede, Avrupalı liderler Trump’ın sert tavrı karşısında adeta sıraya dizilmiş gibi göründü. Amaç Zelenski’yi yukarı taşımaktı, fakat sonuç tam tersi oldu; Zelenski’nin yanında görüntü veren Avrupa liderleri, siyasi güçsüzlükleriyle Trump’ın gölgesinde kaldılar. Bu kare, Avrupa’nın “kültür ve tarih gücü” iddiasının artık uluslararası siyasette karşılık bulmadığının en net göstergesi oldu.

Avrupa’da Siyasi Çöküş
Avrupa’nın küresel çapta zayıflamasının yanı sıra iç siyasette de büyük krizler yaşanıyor. İngiltere’de yakın zamana kadar marjinal görülen aşırı sağcı Reform Partisi’nin yükselişi, 2029’da iktidara yürüyeceği yorumlarını beraberinde getirdi. Fransa’da Macron erken seçimlerde hezimete uğrayıp zoraki bir koalisyon kurarken, Le Pen’in siyasi yükselişini engellemek için hukuk yolunu zorlamaya başladı. Almanya’da Sosyal Demokratların çöküşü sonrası zar zor kurulan Hristiyan Demokrat koalisyonu, aşırı sağın yükselişini durduramıyor. İtalya’da ise Meloni’nin liderliğindeki parti, Mussolini’nin mirasını taşırken Batı tarafından sadece “Rus karşıtlığı” nedeniyle tolere ediliyor. Tüm bu gelişmeler, Avrupa’nın hem küresel ölçekte hem de iç politikada derin bir krize sürüklendiğini ve Zelenski’ye destek için yapılan hamlenin aslında Avrupalı liderlerin güçsüzlüğünü daha görünür hale getirdiğini ortaya koyuyor.