Bugünün Haberi
24 Haziran 2025, 14:49
17
(Güncellendi: 24 Haziran 2025, 14:49)

Yemekte Görgü Kuralları Nelerdir? Sofra Adabının İncelikleri ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Ülkemizde sofrada ailece yemek yemek köklü bir kültürel miras olup, günümüzde de önemini korumaktadır. Toplumda nasıl ki belirli nezaket ve görgü kuralları varsa, sofra adabının da kendine özgü kuralları bulunur. Bu kurallar, geçmişten günümüze aktarılan ritüellerle şekillenmiş ve sofraya duyulan saygının bir ifadesi haline gelmiştir. Peki, yemek yerken uyulması gereken temel görgü kuralları nelerdir ve sofrada nasıl bir davranış sergilemek gerekir? Yasemin.com ekibi olarak, yemekte dikkat edilmesi gereken tüm detayları sizler için araştırdık.
Yemekte Görgü Kuralları Nelerdir? Sofra Adabının İncelikleri ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Görgü kuralı, bir toplumda uyulması gereken saygı, incelik ve nezaket kuralları bütünüdür. Her ülkenin ve kültürün kendine özgü görgü kuralları bulunsa da, sofra adabı konusunda evrenselleşmiş bazı temel prensipler mevcuttur. Sofrada görgü kurallarına uymak, sadece kişisel terbiyemizi değil, aynı zamanda çevremizdeki insanlara ve yemeğe olan saygımızı da gösterir. Çatal bıçağın tabaktaki duruşundan, ekmeğe sürülen yağ miktarına, bardağın tutuş şekline kadar yapılan her hareket, sofrada bir anlam taşır. Özellikle özel davetlerde ve protokol yemeklerinde bu kurallara riayet etmek, sosyal ilişkilerde büyük fark yaratır.


Yemek Yerken Uyulması Gereken Görgü Kuralları ve Sofra Adabı

İşte keyifli ve saygılı bir yemek deneyimi için sofrada dikkat etmeniz gereken başlıca görgü kuralları:

  1. Ortak Başlangıç ve Bitiş: Sofraya herkes aynı anda oturmalı ve yemeğe tüm misafirler yemeğe başlamadan önce başlanmamalıdır. Yemek bitiminde ise, herkesle birlikte sofradan kalkmak, diğerlerine saygı göstergesidir.
  2. Dijital Cihazlardan Uzak Durun: Yemek sırasında sofrada telefon, tablet, televizyon gibi elektronik cihazlarla ilgilenmek, sohbete ve yemek keyfine odaklanmayı engeller. Bu tür davranışlardan kaçınılmalıdır.
  3. Ağız Doluyken Konuşmayın: Ağzınızda yemek varken konuşmak, hem estetik olarak hoş değildir hem de sofrada bulunan diğer insanları rahatsız edebilir.
  4. Çatal, Kaşık ve Bıçak Kullanımı: Yemekler genellikle elle değil, çatal, kaşık ve bıçak kullanılarak yenmelidir. Elle yemek, bazı kültürlerde saygısızlık olarak algılanabilir.
  5. Gürültüsüz Yemek Yeme: Yemek yerken ağız şapırdatmak, yüksek sesle çiğnemek gibi rahatsız edici sesler çıkarmaktan kaçınılmalıdır.
  6. Kendi Tabağınızdan Yiyin ve Porsiyon Kontrolü: Sofradaki ortak tabaklardan doğrudan yemek yerine, kendi tabağınıza servis yapmalı ve yiyeceğiniz kadarını alarak israftan kaçınmalısınız.
  7. Peçete Kullanımı: Yemek sırasında peçete kullanmak, hem hijyen hem de görgü kuralları açısından önemlidir.


Media content
  1. Nazikçe Yardım İsteyin: Sofrada uzakta kalan veya uzanamadığınız yiyecek ve malzemeler için nazikçe diğer kişilerden yardım istemekten çekinmeyin.
  2. Düzgün Oturuş Pozisyonu: Yemek masasında dik bir şekilde oturmak ve dirsekleri masaya koymamak gerekir. Ayaklarınızı diğer oturanları rahatsız edecek şekilde uzatmamaya dikkat edin.
  3. Küçük Lokmalar Halinde Yiyin: Yemekleri küçük lokmalar şeklinde yemek, daha kontrollü ve zarif bir görünüm sağlar.
  4. Çorba Sonrası Kaşık: Başlangıç olarak çorba servis edildiğinde, çorbayı bitirdikten sonra kaşığı çorba tabağının içinde bırakmamak gerekir. Genellikle tabağın yanına veya varsa özel kaşıklık bölümüne konulur.
  5. Yemek Yerken Su İçme ve Sohbet: Ağzınızda yemek varken su içmekten kaçının. Ayrıca, yemek sohbetlerinin keyifli ve hafif konular üzerine olması, diğer insanları rahatsız edici veya tartışmalı konulardan uzak durulması önemlidir.
  6. Hapşırma ve Öksürme Adabı: Sofrada hapşırma veya öksürmeniz gerekirse, yüzünüzü sofradan uzaklaştırarak arkaya doğru veya bir peçeteye/kolunuzun iç kısmına yapmalısınız.

Bu basit ama etkili görgü kuralları, hem yemek keyfinizi artıracak hem de çevrenizdeki insanlara duyduğunuz saygıyı gösterecektir. Unutmayın, sofra adabı sadece kurallardan ibaret değil, aynı zamanda birlikte geçirilen zamanın değerini bilmek ve bu anları daha keyifli hale getirmektir.

5 Eylül 2025, 15:10
6
(Güncellendi: 5 Eylül 2025, 15:11)

Ekran Çocukların Gelişimini Tehdit Ediyor! Uzmandan Kritik Uyarı

Dijital cihazların çocukların gelişimi üzerinde ciddi riskler barındırdığına dikkat çeken uzman isim, özellikle 0–6 yaş arasındaki çocukların ekran süresinin mutlaka sınırlandırılması gerektiğini söyledi. Uzman, ekran bağımlılığının dikkat dağınıklığı, uyku bozukluğu ve sosyal becerilerde gerilemeye yol açabileceğini belirterek, ailelere ise “Rol model olun, ekranı sakinleştirici olarak kullanmayın” çağrısında bulundu.
Ekran Çocukların Gelişimini Tehdit Ediyor! Uzmandan Kritik Uyarı

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yaşar Barut, telefon ve tablet kullanımının çocukların gelişiminde yarattığı olumsuzluklara dikkat çekti. Özellikle 0–6 yaş grubunda ekran süresinin artması; dikkat eksikliği, hiperaktivite belirtileri, uyku sorunları ve sosyal ilişkilerde zayıflama gibi riskleri beraberinde getiriyor.

Barut, hızlı görsel geçişler içeren içeriklerin çocukların dikkat sürelerini kısalttığını, mavi ışığın ise uyku hormonlarını baskılayarak uykuya geçişi zorlaştırdığını vurguladı.

Empati ve Sosyal Beceriler Zarar Görüyor

Uzman açıklamasında, yüz yüze etkileşimlerin yerini ekranın almasının çocuklarda empati gelişimini olumsuz etkilediğini söyledi. Sosyal ipuçlarını anlama ve duyguları doğru şekilde yönetme becerilerinin zayıfladığına dikkat çekti.

“Çocukların ekran yerine deneyimsel öğrenmeye ve gerçek etkileşimlere yönlendirilmesi gerekiyor” diyen Barut, ekran bağımlılığının ilerleyen yaşlarda duygusal sorunlara zemin hazırlayabileceğini belirtti.

Telefonu Sakinleştirici Olarak Kullanmayın

Birçok ebeveynin çocuklarını susturmak ya da sakinleştirmek için dijital cihazları kullandığını dile getiren Barut, bunun uzun vadede duygusal düzenleme sorunlarına neden olduğunu söyledi.

“Telefonu bir ödül veya ceza aracı yapmak çocukların duygusal gelişimini engeller” diyen Barut, bu durumun ilerleyen yıllarda stres, kaygı ve öfke ile başa çıkma becerilerini olumsuz etkilediğini ifade etti.

Ailelere Öneriler: Kitap, Oyun, Etkinlik

Çocukların ekran karşısında geçirdiği süreyi günde 1 saatle sınırlamanın önemine değinen Barut, şu önerilerde bulundu:

Çocukları kitap okumaya ve açık havada oyun oynamaya yönlendirin.

Dijital içerikleri birlikte izleyip üzerine konuşun.

Yemek saatlerinde veya yatmadan önce dijital molalar planlayın.

Barut, ailelerin rol model olması gerektiğini hatırlatarak, “Sınırsız ekran kullanan bir yetişkinin çocuğa sınır koyması mümkün değildir” dedi.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...