Bugünün Haberi
15 Nisan 2025, 16:37
10

Şiddetli Bel Ağrısının Nedenleri Nelerdir? Dikkat Edilmesi Gerekenler

Şiddetli bel ağrısı, günlük yaşam aktivitelerini önemli ölçüde kısıtlayabilen ve yaşam kalitesini düşüren yaygın bir sağlık sorunudur. Aniden ortaya çıkan veya zamanla şiddetlenen bu ağrı, altında yatan çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir.
Şiddetli Bel Ağrısının Nedenleri Nelerdir? Dikkat Edilmesi Gerekenler

Bu haberimizde, şiddetli bel ağrısının olası nedenlerini detaylı bir şekilde inceleyecek ve ne zaman bir uzmana başvurmanız gerektiğini açıklayacağız.

Şiddetli Bel Ağrısının Yaygın Nedenleri:

Şiddetli bel ağrısının pek çok farklı nedeni olabilir. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Kas Zorlanması veya Burkulması: Ağır kaldırma, ani hareketler, ters bir pozisyonda durma veya aşırı egzersiz gibi nedenlerle bel kaslarında veya bağlarında oluşan zedelenmeler şiddetli ağrıya yol açabilir. Bu genellikle en sık görülen nedenlerden biridir.
  • Disk Hernisi (Bel Fıtığı): Omurlar arasındaki disklerin yırtılması veya kayması sonucu sinirlere baskı yapması şiddetli, bacağa yayılan ağrıya (siyatik) neden olabilir. Uyuşma, karıncalanma ve güç kaybı da eşlik edebilir.
  • Siyatik: Siyatik sinirinin sıkışması veya tahriş olması sonucu kalçadan başlayıp bacağa doğru yayılan şiddetli ağrıya denir. Genellikle disk hernisi ile ilişkilidir.
  • Omurga Kanalı Daralması (Spinal Stenoz): Omurga kanalının daralması sonucu sinirlere baskı oluşması, özellikle yürürken veya ayakta dururken şiddetli bel ve bacak ağrısına neden olabilir. Yaşlı yetişkinlerde daha sık görülür.
  • Omur Kayması (Spondilolistezis): Bir omurun altındaki omur üzerinde öne doğru kayması sonucu sinirlere baskı yapması şiddetli bel ağrısına yol açabilir.
  • Kırıklar: Travma, düşme veya osteoporoz gibi kemik erimesi durumlarında omurlarda oluşan kırıklar şiddetli ve ani bel ağrısına neden olabilir.
  • Enfeksiyonlar: Omurgada veya disklerde oluşan enfeksiyonlar (osteomiyelit, disk enfeksiyonu) şiddetli, sürekli ve genellikle ateşle birlikte seyreden bel ağrısına neden olabilir.
  • Tümörler: Omurgada veya çevresinde oluşan tümörler sinirlere baskı yaparak şiddetli bel ağrısına yol açabilir. Bu durum daha nadirdir.
  • İltihaplı Romatizmal Hastalıklar: Ankilozan spondilit gibi iltihaplı romatizmal hastalıklar belde uzun süreli ve şiddetli ağrıya, sabah tutukluğuna ve hareket kısıtlılığına neden olabilir.
  • Böbrek Taşları: Böbrek taşlarının idrar yolunda ilerlemesi sırtta yanlara vuran, şiddetli ve kramp tarzında ağrıya neden olabilir.
  • Kadınlarda Özel Durumlar: Endometriozis veya pelvik inflamatuar hastalık gibi bazı jinekolojik sorunlar bel ağrısına yansıyabilir.

Ne Zaman Doktora Başvurmalısınız?

Şiddetli bel ağrısı durumunda aşağıdaki belirtilerden herhangi birini yaşarsanız vakit kaybetmeden bir doktora başvurmanız önemlidir:

  • Ani ve şiddetli başlangıçlı ağrı (özellikle travma sonrası)
  • Bacağa yayılan şiddetli ağrı, uyuşma, karıncalanma veya güç kaybı
  • İdrar veya bağırsak kontrolünde sorun yaşama
  • Ateş, kilo kaybı veya gece terlemesi eşlik eden ağrı
  • Daha önce kanser öyküsü olması
  • Uzun süredir devam eden ve giderek artan ağrı
  • Ağrı kesicilere rağmen geçmeyen veya kötüleşen ağrı
  • Bacaklarda veya ayaklarda ilerleyici zayıflık

Teşhis ve Tedavi:

Şiddetli bel ağrısının nedenini belirlemek için doktorunuz fiziksel muayene yapacak ve gerekirse röntgen, MR, BT taraması veya kan testleri gibi görüntüleme ve laboratuvar tetkikleri isteyebilir.

Tedavi, ağrının nedenine bağlı olarak değişir. Tedavi seçenekleri arasında şunlar bulunabilir:

  • İlaç tedavisi (ağrı kesiciler, kas gevşeticiler, anti-inflamatuar ilaçlar)
  • Fizik tedavi ve rehabilitasyon
  • Enjeksiyonlar (epidural steroid enjeksiyonları)
  • Manuel terapi
  • Cerrahi müdahale (bel fıtığı, omurga kanal daralması gibi durumlarda)

Şiddetli bel ağrısı hafife alınmamalıdır. Erken teşhis ve doğru tedavi, kronikleşme riskini azaltır ve yaşam kalitesini artırır. Bu haberdeki bilgiler genel bilgilendirme amaçlıdır ve doktor tavsiyesi yerine geçmez. Şiddetli bel ağrısı şikayetiniz varsa mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.

16 Temmuz 2025, 14:55
7

"Delirten Hastalık" Olarak Bilinen Trigeminal Nevraljiye Dikkat! En Çok 50 Yaş Üstünü Vuruyor

Halk arasında 'delirten hastalık' veya 'intihar hastalığı' olarak anılan trigeminal nevralji, yüzün bir yarısında aniden başlayan ve şiddetli ağrılarla kendini gösteren bir nörolojik durum. Genellikle 50 yaş üstü bireylerde daha sık görülen bu rahatsızlığa, kadınlarda erkeklere oranla daha fazla rastlanıyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Abuzer Güngör, trigeminal nevraljinin tanımından tedavi yöntemlerine kadar önemli açıklamalarda bulundu.
"Delirten Hastalık" Olarak Bilinen Trigeminal Nevraljiye Dikkat! En Çok 50 Yaş Üstünü Vuruyor

Trigeminal Nevralji Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Prof. Dr. Abuzer Güngör'ün tanımına göre, trigeminal nevralji, yüzünüze hafifçe dokunduğunuzda veya sadece yemek yerken bile aniden başlayan, elektrik çarpması benzeri bir acının tüm başınıza yayıldığı, tarifi zor bir ağrıdır. Bu hastalık, beşinci kafa siniri olan trigeminal sinirin etkilenmesiyle ortaya çıkar. Trigeminal sinir, yüzün duyu bilgisini beyne taşıyan kritik bir sinirdir.

Hastalığın tipik belirtileri şunlardır:

  • Ani ve Şiddetli Ağrılar: Yüzün tek tarafında, şimşek çakması gibi keskin, kısa süreli ancak tekrarlayıcı ağrı atakları.
  • Tetikleyici Faktörler: Diş fırçalama, konuşma, çiğneme gibi basit uyaranlarla tetiklenme yaşanması.
  • Tek Taraflılık: Ağrı genellikle yanak, çene, dudak ve göz çevresinde yoğunlaşır ve sıklıkla yüzün sadece bir tarafında hissedilir.

Prof. Dr. Güngör, bu hastalığın bazen tetkiklerde kolayca görünmediğini ancak yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürdüğünü vurguluyor.

Kimler Risk Altında? Trigeminal Nevraljinin Nedenleri

Prof. Dr. Güngör, trigeminal nevraljinin belirli demografik gruplarda ve durumlarda daha sık görüldüğünü belirtiyor:

  • Yaş: Genellikle 50 yaş üstü bireylerde daha sık görülür.
  • Cinsiyet: Kadınlarda daha sık rastlanır.
  • En Sık Neden: Trigeminal sinire baskı yapan bir damarın varlığı.
  • Nadir Nedenler: Nadir durumlarda tümörler veya multipl skleroz gibi nörolojik hastalıklar da etken olabilir.

Tanı Süreci: Diş Ağrısıyla Karıştırmayın!

Trigeminal nevralji, belirtileri nedeniyle sıklıkla diş ağrısıyla karıştırılır. Prof. Dr. Güngör, birçok hastanın bu nedenle yanlışlıkla diş çektirdiğini ve doğru tanının büyük önem taşıdığını belirtiyor.

Doğru tanı süreci şu adımları içerir:

  1. Klinik Öykü: Hastanın ağrının tipi, süresi ve tetikleyicileri hakkında detaylı bilgi vermesi.
  2. Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme: Sinire baskı yapan bir damar ya da kitle olup olmadığının araştırılması için MR görüntüleme yapılması.

Tedavi Yöntemleri: İlaçtan Cerrahiye Geniş Yelpaze

Prof. Dr. Güngör, trigeminal nevralji için çeşitli tedavi yöntemlerinin bulunduğunu ve her hastaya özel bir yaklaşım gerektiğini ifade etti:

  • İlaç Tedavisi: Genellikle antiepileptik ilaçlarla ağrı kontrolü sağlanır. Ancak bu ilaçlar zamanla etkisini kaybedebilir veya yan etkileri tolere edilemez hale gelebilir.
  • Girişimsel Tedaviler (Radyofrekans): Cerrahiye uygun olmayan hastalar için etkili bir yöntemdir. İnce bir iğneyle sinire ulaşılır ve ağrı ileten lifler özel ısı tekniğiyle devre dışı bırakılır.
  • Cerrahi Tedavi (Mikrovasküler Dekompresyon): Bu yöntem, trigeminal nevralji tedavisinde altın standart olarak kabul edilir. Sinire baskı yapan damar mikroskop altında ayrılır. Genellikle retrosigmoid yaklaşımla yapılan bu işlem, günümüzdeki bilgi birikimi, ileri görüntüleme teknikleri ve mikroskobik cerrahi deneyimi sayesinde yüksek başarı oranlarına sahiptir.

Prof. Dr. Güngör, doğru hasta seçimi, doğru cerrahi teknik ve kişiye özel planlama ile çok yüksek başarı oranlarına ulaşılabileceğinin altını çizerek, hastaya gerçekçi bilgi vermenin hekimlik sorumluluğu olduğunu ekledi.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...