Bugünün Haberi
25 Temmuz 2025, 01:44
15

Sanane mi, Sana ne mi? TDK’ya Göre “Sana ne” Nasıl Yazılır?

“Sanane” mi, “sana ne” mi? TDK’ya göre doğru yazımı, anlamı ve örnek cümleleriyle “sana ne” ifadesi hakkında merak edilen tüm detaylar.
Sanane mi, Sana ne mi? TDK’ya Göre “Sana ne” Nasıl Yazılır?

Günlük konuşmaların sık kullanılan tepkilerinden biri olan “sana ne” ifadesi, Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre ayrı yazılır. Sosyal medyada veya mesajlaşmalarda görülen “sanane” şeklindeki bitişik kullanım ise dil bilgisi açısından hatalıdır.

TDK, bu ifadede yer alan “sana” ve “ne” kelimelerinin anlamını koruduğunu, bu nedenle birleşmeden, ayrı şekilde yazılması gerektiğini vurguluyor.

Doğru Kullanım: Sana ne

Yanlış Kullanım: Sanane 

“Sana ne” Ne Anlama Gelir?

“Sana ne” ifadesi, bir kişinin ilgisi olmayan bir konuya müdahale etmesi veya gereksiz yere karışması durumunda kullanılan tepkisel bir sözdür. Çoğunlukla rahatsızlık, kızgınlık ya da sinirlilik belirtir.

Örnek Cümle:

“Ne giyeceğim, sana ne! Sen kendi işine bak.”

Günlük Konuşmalarda Kullanımı

Bu ifade resmi yazışmalarda tercih edilmez; samimi ya da gündelik konuşma dilinde sıkça yer alır. Sosyal medya paylaşımlarında veya mesajlarda yanlış yazımlara sıkça rastlansa da TDK’ya göre doğru biçimi “sana ne”dir.

12 Eylül 2025, 14:51
6

Panoptikon’dan Palantir’e: İnsanlığın Dijital Kalesi Nasıl Düşürüldü?

Palantir gibi yapay zeka şirketleri, insanlığın özel hayatını adım adım ele geçiriyor. Artık gözetim yalnızca davranışları değil, bilinçaltını bile hedef alıyor. Bu dijital kuşatmanın detaylarını haberimizde bulabilirsiniz…
Panoptikon’dan Palantir’e: İnsanlığın Dijital Kalesi Nasıl Düşürüldü?

Dijital çağın en büyük tehditlerinden biri artık sadece devletlerin gözetim mekanizmaları değil, yapay zeka destekli özel şirketlerin kurduğu devasa izleme ağları. 18. yüzyılın karanlık zindanlarından 19. yüzyılın ışıklarla dolu Panoptikon modeline uzanan gözetim anlayışı, günümüzde çok daha sinsi bir biçim aldı. Artık mahkumlar değil, tüm insanlık görünmez bir nezarethanede tutuluyor. Palantir gibi yapay zekaya dayalı yazılım şirketleri, bireylerin sosyal medya alışkanlıklarından sağlık verilerine, alışveriş tercihlerinden konum bilgilerine kadar milyonlarca kişisel detayı toplayarak, her insan için ayrıntılı bir dosya oluşturuyor. Bu veriler yalnızca ticari amaçlarla değil, siyasi mühendislikten askeri operasyonlara kadar geniş bir alanda kullanılıyor. Şirketler, bireylerin kendilerinin bile farkında olmadığı düşünce ve duygularını analiz ederek onları hedefliyor.

Dijital Kuşatma ve Yeni Tehlike

Artık gözetim dışarıdan dayatılan bir ışık bombardımanı değil, içeriden işleyen bir zihin işgali. Palantir’in sağladığı teknolojiler sayesinde bireyler yalnızca davranışlarıyla değil, bilinçaltındaki eğilimleriyle de çözülüyor. Bu durum, klasik totaliter rejimlerin itaat talebini aşarak, bireyin düşüncelerini önceden bilip ona göre yönlendiren daha sinsi bir baskı biçimine dönüştü. İnsanlar artık sadece tüketim alışkanlıklarıyla değil, korkuları ve zafiyetleri üzerinden manipüle ediliyor. Algoritmalarla güdülen, reklamlarla borç batağına çekilen bireyler, adeta dijital bir işgalin esiri haline geldi. Üstelik bu güç devletlerin değil, ticari kaygılarla hareket eden şirketlerin elinde. İnsanlık için asıl tehdit, bilincin işgalini bile aşan, bilinçaltının gasp edilmesi. Bu yeni gözetim çağında, bireylerin mahremiyeti ve özgürlüğü tarihte hiç olmadığı kadar tehlike altında.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...