Bugünün Haberi
24 Temmuz 2025, 17:01
6
(Güncellendi: 24 Temmuz 2025, 17:01)

Pazartesi Sendromuna Elveda "Bare Minimum Monday" ile Haftaya Sakin Bir Başlangıç Mümkün Mü?

Pazartesileri gözünüzde büyütüyor, haftaya stresle mi başlıyorsunuz? Sosyal medyada giderek yayılan "Bare Minimum Monday" akımı, haftanın ilk gününü daha az işle geçirmenizi öneriyor. Peki bu yöntem gerçekten işe yarıyor mu? Avantajları, dezavantajları ve uygularken dikkat etmeniz gerekenleri sizin için inceledik.
Pazartesi Sendromuna Elveda "Bare Minimum Monday" ile Haftaya Sakin Bir Başlangıç Mümkün Mü?

Bare Minimum Monday (Türkçeye "Asgari Pazartesi" olarak çevrilebilir), haftanın ilk gününe yumuşak bir geçiş yapmayı hedefleyen bir çalışma modeli. Bu yaklaşımda, pazartesi günü yalnızca en gerekli işleri yaparak geçiriyorsunuz. Amaç: Tükenmişliğin önüne geçmek, zihinsel yükü azaltmak ve haftaya daha dengeli başlamak.

Kavramı popüler hale getiren kişi, kurumsal dünyada yaşadığı tükenmişlik sonrası bu yöntemi geliştiren ve TikTok'ta paylaştığı videolarla milyonlarca kişiye ulaşan içerik üreticisi Marisa Jo Mays.

Neden Bu Kadar Popüler Oldu?

İş dünyasında özellikle pandemi sonrası yaygınlaşan "sessiz istifa", "duygusal tükenmişlik" ve "iş-yaşam dengesi" arayışı, Bare Minimum Monday gibi yaklaşımların hızla popülerleşmesine yol açtı. Çalışanlar artık sadece "verimli" değil, aynı zamanda "iyi hissettiren" iş modellerine yöneliyor.

Bu model, özellikle uzaktan çalışanlar, serbest çalışanlar ya da esnek çalışma sistemine sahip olanlar arasında hızla benimsendi. Çünkü klasik "pazartesi koşturması" yerine daha bilinçli bir tempo sunuyor.

Nasıl Uygulanabilir?

Eğer siz de haftanın ilk gününü daha sakin, ama yine de etkili geçirmek istiyorsanız aşağıdaki adımları uygulayabilirsiniz:

  • Haftalık planını cumadan yap: Pazartesi sabahı "ne yapacağım?" paniğiyle başlamak yerine, temel görevlerinizi önceden belirleyin.
  • Toplantı koyma, odaklan: Pazartesi gününü mümkün olduğunca kendi işlerinize ayırın. Toplantısız bir gün hem zihinsel dağınıklığı azaltır hem de üretkenliği artırır.
  • Gününü sade tut: O gün sadece "olmazsa olmaz" işlere odaklanın. Yapılacaklar listenizi minimumda tutun.
  • Kendine zaman tanı: Gün içinde kısa yürüyüşler, nefes egzersizleri ya da kahve molalarıyla motivasyonunuzu dengede tutun.
Media content

Avantajları ve Dezavantajları

Avantajları:

  • Haftaya daha az stresle başlamanızı sağlar.
  • Zihinsel yükü azaltır, tükenmişliği önleyebilir.
  • Haftanın planlamasını yapmak ve odaklanmak için alan yaratır.
  • Uzun vadede iş-yaşam dengesini destekler.

Dezavantajları:

  • Şirket kültürünüz veya yöneticiniz bu yaklaşımı desteklemeyebilir.
  • Pazartesi günü yapılmayan işler diğer günlere yığılabilir.
  • Disiplini korumak zor olabilir; "minimum"un sınırları belirsizleşebilir.

Uygularken Nelere Dikkat Etmelisin?

Eğer siz de Bare Minimum Monday'i denemek istiyorsanız, bunu tüm iş gününü boşaltmak gibi değil, bir strateji olarak görmelisiniz. O gün yapmanız gerekenleri belirleyin, ama ekstra bir şey eklemeyin. Toplantı koymamaya çalışın, e-posta temizliği ya da haftalık önceliklendirme gibi görevleri öne alın.

Bu uygulamayı kendi iş yapış biçiminize ve kurum kültürünüze göre özelleştirmeniz sürdürülebilir olmasını sağlar.

Elbette Bare Minimum Monday her sektöre ya da her pozisyona uymayabilir; ancak bu modelin temel felsefesi, iş günlerini daha bilinçli ve dengeli planlama üzerine kurulu. Özellikle yöneticiler için ekip üyelerinin zihinsel sağlığını gözeten bu tarz yaklaşımları desteklemek, uzun vadede verimlilik ve bağlılık üzerinde pozitif etkiler yaratabilir.

Sizce Bare Minimum Monday, pazartesi sendromuna gerçekten veda ettirebilir mi? Yorumlarınızı bekliyoruz!

25 Temmuz 2025, 14:07
0
(Güncellendi: 25 Temmuz 2025, 14:07)

Güncel Çevre Sorunları! Dünyayı Kurtaran Sürdürülebilir Projeler!

Dünya alarm veriyor! Peki biz ne yapıyoruz? Plastik dağlarından temiz enerji devrimine, gezegeni kurtarmak için sıradışı projeler ve SİZİN de katılabileceğiniz çözümler bu yazıda…
Güncel Çevre Sorunları! Dünyayı Kurtaran Sürdürülebilir Projeler!

Merhaba dostlar! 🌸 Bugün sizinle şöyle bir kafa dengi sohbet edelim istedim. Geçen gün sahilde yürürken, dalgaların getirdiği plastik çatal-bıçaklara takıldı gözüm. "Biz nereye gidiyoruz?" diye düşünmeden edemedim. İşte o an, bu yazıyı yazma isteği doğdu. Hazırsanız, güncel çevre sorunları ve onlara karşı geliştirilen sürdürülebilir projeleri konuşalım!

🔥 Sorun 1: Plastik Kıyameti

Dünya her yıl 300 milyon ton plastik üretiyor. Bunun sadece %9'u geri dönüştürülüyor! Kalanı okyanuslarda, toprakta, hatta midemizde (evet, mikroplastikler artık soframızda 😱).

Proje Çözümü:

  • "Plastiksiz Temmuz" Hareketi: Dünya çapında milyonlar plastiği hayatından çıkarıyor. Türkiye'de de Buğday Derneği'nin öncülük ettiği bu akım, tek kullanımlık plastikleri reddetmeyi teşvik ediyor. Geçen ay ben de katıldım, markete bez çantayla gitmek bile küçük bir zafer gibi hissettirdi! 🛍️
  • Biyoçözünür Alternatifler: Biyoplastik üreten şirketler, denizde 90 günde çözünen şişeler geliştiriyor. Avrupa Biyoplastik Birliği verileri, bu pazarın 2025’te 4 kat büyüyeceğini gösteriyor.

⚡ Sorun 2: Enerji Canavarı

Fosil yakıtlar hâlâ küresel enerjinin %80'ini karşılıyor. Karbon salınımı ise buzulları her yıl 1.2 trilyon ton eritiyor!

İşte Umut Veren Projeler:

Enerji Türü

Büyüme Oranı (2023)

Türkiye'deki Potansiyel

Güneş Enerjisi

%40 🌞

90 GW (Şu an 10 GW)

Rüzgar Enerjisi

%17 💨

48 GW (Şu an 12 GW)

Jeotermal

%8 🔥

Dünya 4.'süyüz!

Kaynak: Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı verileri

Türkiye'de Konya'daki dev güneş tarlası, 2 milyon kişiye temiz enerji sağlıyor! 💚

Media content

🌳 Sorun 3: Ormansızlaşma

Amazonlar her dakika 3 futbol sahası kaybediyor. Türkiye'de ise son 20 yılda 1.5 milyon hektar orman yok oldu.

Ağaç Diken Robotlar? Evet!

  • TEMA Vakfı 25 milyondan fazla fidan dikti. Geçen hafta gönüllü olarak katıldığım bir ağaç dikme etkinliğinde, 10 yaşındaki bir çocuğun "Bu benim geleceğim" demesi gözlerimi doldurdu.
  • Teknoloji Devreye Giriyor: Drone'larla günde 100 bin ağaç diken sistemler artık gerçek!

💧 İlham Verici Bir Örnek: Kopenhag

Danimarka'nın başkenti, 2025'te karbon nötr ola hedefine adım adım illerliyor:

  • Bisiklet yolları otomobil yollarından daha geniş. 🚴
  • Çatılarda arı kovanları, duvarlarda dikey bahçeler.
  • Atıkların %99'u dönüştürülüyor.

Bu projeler, dünyada 100’den fazla kente ilham veriyor!

✨ Siz Ne Yapabilirsiniz?

  • "Sıfır Atık" başlangıcı için Bez çanta + cam şişe + metal pipet edinin.
  • Elektrik faturanızı yeşil enerjiye geçirin.
  • Yerel Belediyenizin geri dönüşüm projelerine katılın.

Son Söz: Umut Yeşertmek Bizde!

Dostlar, dünya hasta ama tedavisi mümkün. 🌍💚 Bir plastik şişeyi geri dönüşüme atarken, bir tohum ekerken, aslında torunlarımızın fotoğraflarına "Biz elimizden geleni yaptık" diye bakma hakkını satın alıyoruz. Unutmayalım: "Doğa asla acele etmez, ama her zaman kazanır."

Bu yazıyı okuyup harekete geçtiğiniz için şimdiden teşekkürler! 🙌

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...