Bugünün Haberi
22 Ağustos 2025, 15:59
13

Patatesi Yanlış Pişiriyorsanız Sağlığınızı Tehlikeye Atıyorsunuz!

Patates sofraların vazgeçilmezi olsa da yanlış pişirme yöntemleri onu sağlıksız hale getiriyor. Kızartma yöntemi ciddi sağlık riskleri doğururken, haşlama ve buharda pişirme en güvenli alternatif olarak öne çıkıyor. Detaylar haberimizde…
Patatesi Yanlış Pişiriyorsanız Sağlığınızı Tehlikeye Atıyorsunuz!

Patates, dünyanın en çok tüketilen besinlerinden biri olmasına rağmen pişirme yöntemi onun sağlıklı mı yoksa zararlı mı olacağını belirliyor. Diyetisyen Tatyana Zaletova’nın açıklamalarına göre, özellikle kızartma yöntemi vücuda en büyük zararı veren pişirme şekli. Yağda kızartılan patates, yüksek sıcaklıkta tehlikeli kanserojen maddeler üretir, oksidatif stresi artırır, damar sağlığını bozar ve insülin direncine yol açar. Ayrıca kızartma sırasında patatesin doğal lifleri yok olur ve glisemik indeks keskin şekilde yükselir. Bu da tokluk hissini azaltırken, kilo kontrolünü zorlaştırır. Kısacası, patatesi kızartmak kısa süreli lezzet sağlasa da uzun vadede sağlık için ciddi tehdit oluşturur.

Sağlıklı Alternatifler ve Kalori Gerçeği

Uzmanlara göre patatesin en sağlıklı pişirme yöntemleri haşlama ve buharda pişirmedir. Bu şekilde hazırlanmış patates hem düşük kalorili hem de besin değerlerini koruyan bir yapıya sahiptir. 100 gram haşlanmış patateste yalnızca 80 kcal bulunur. Ancak içine tereyağı veya süt gibi eklemeler yapıldığında bu değer hızla yükselir. Diyetisyen Zaletova, patatesi zeytinyağı, taze sebzeler ve yeşilliklerle birlikte tüketmenin sağlık açısından en doğru tercih olduğunu vurguluyor. Sonuç olarak, pişirme yöntemi yalnızca damak zevki için değil, uzun vadeli sağlık için de kritik bir öneme sahiptir. Sağlıklı bir yaşam tarzı hedefleyenlerin kızartmadan uzak durarak haşlama veya buharda pişirme yöntemlerini tercih etmesi gerekiyor.

1 Ekim 2025, 15:38
14
(Güncellendi: 1 Ekim 2025, 15:38)

Yaşlı Ayrımcılığına Son Sosyal Katılım Hayat Kurtarıyor

Uzmanlar, yaşlılara yönelik önyargı ve ayrımcılığın sosyal katılımla kırılacağını vurguluyor. Ekonomik ve sağlık engellerinin katılımı sınırladığına dikkat çekiliyor. Eğitim, sanat ve teknoloji projeleri yaşlıların toplumsal hayata bağlanmasında kritik rol oynuyor.
Yaşlı Ayrımcılığına Son Sosyal Katılım Hayat Kurtarıyor

Uzman isim, yaşlıların toplumsal yaşamda sıkça ayrımcılığa uğradığını belirtiyor. Yaşlılarla hiç iletişimi olmayan kişilerin dahi kalıp yargılarla hareket edebildiğini ifade eden uzman, dönemsel gelişmelerin bu önyargıları pekiştirdiğine dikkat çekiyor. Sosyal algıların değiştirilmesinin yaşlı hakları için kritik olduğuna işaret ediyor.

Pandemi Süreci Önyargıları Derinleştirdi

Pandemi döneminde uygulanan kısıtlamalar, yaşlıların “risk grubu” olarak görülmesine yol açtı. Uzman isim, bu algının mevcut ayrımcı tutumları güçlendirdiğini, toplu taşımada yaşlıların hedef alınmasının hak ihlali anlamına geldiğini söylüyor. Toplumsal hayata eşit katılımın herkesin hakkı olduğu vurgulanıyor.

Yaşlanma Başarısızlık Değil, Doğal Bir Süreç

Uzman isim, yaşlanmanın biyolojik bir süreç olduğunu ve günlük yaşamda hızın azalmasının yetersizlik anlamına gelmediğini belirtiyor. Daha yavaş hareket etmenin veya bazı işleri eskisi kadar ustalıkla yapamamanın doğal olduğunu hatırlatıyor.

Sosyal Katılımı Etkileyen Engeller

Teknoloji yaşlıların sosyal hayata katılımını kolaylaştırsa da ekonomik ve sağlık sorunları engel teşkil ediyor. Ulaşım maliyetleri, kronik hastalıklar ve zamanlı ilaç kullanımı katılımı sınırlıyor. Yaşlı yoksulluğu, yaşamın tüm alanlarını etkileyerek toplumsal izolasyonu artırıyor.

Nüfus Dengesi Değişiyor

Yaşlı nüfus oranının hızla artacağı öngörülüyor. Geliri olmayan yaşlılara sağlanan destekler yetersiz kalabiliyor. Uzman isim, gençlerden itibaren “yaşlılık farkındalığı” kazandırmanın ve politika ile yatırımları artırmanın önemine dikkat çekiyor.

Kalıcı Projelerle Etki Yaratmak

Yerel yönetimlerin proje üretme kapasitesi sınırlı. AB, TÜBİTAK ve Ulusal Ajans destekli projelerin süresi dolduğunda kalıcı hizmete dönüşmesi zor oluyor. Etkili sonuç için sürekliliği olan hizmet modellerine ihtiyaç var.

Sanat ve Teknolojiyle Hayata Bağlanmak

HBVÜ ortaklığındaki ERA Projesi, kırsalda yaşayan yaşlıları sanat terapisi ve VR teknolojisi ile toplumsal hayata bağlıyor. Mekansal belleğin korunması ve demans riskinin azaltılması amaçlanıyor.

Tazelenme Üniversiteleri ve Yaşam Boyu Öğrenme

60 yaş üzeri bireyler, Tazelenme Üniversiteleri ve halk eğitim merkezleri aracılığıyla bilgi ve becerilerini koruyabiliyor. Eğitim programlarına erişimin kolaylaştırılması, yaşlıları toplumsal hayata güçlü biçimde bağlıyor.

Ayrımcılığı Kırmanın Yolu

Uzman isim, yaşlı yoksulluğunu azaltmak, bakım hizmetlerini güçlendirmek ve gençlere erken yaşta farkındalık kazandırmak gerektiğini belirtiyor. Sosyal katılım arttıkça, yaşlılara yönelik ayrımcılık azalıyor ve yaşam kalitesi yükseliyor.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...