Bugünün Haberi
15 Ağustos 2025, 14:47
19

NASA’ya Şok Çağrı: “Uzaylı Ana Gemisine Mesaj Gönderin!”

Harvardlı bir profesör, gizemli 3I/ATLAS cismi Dünya’ya yaklaşmadan önce NASA’nın vakit kaybetmeden mesaj göndermesi gerektiğini söyledi. “Ana gemi” olabileceği iddia edilen cisim, Ekim 2025’te Güneş’e en yakın konuma ulaşacak. Bilim dünyasını ikiye bölen tartışmanın tüm detayları haberimizde…
NASA’ya Şok Çağrı: “Uzaylı Ana Gemisine Mesaj Gönderin!”

NASA’nın yeni keşfettiği gizemli yıldızlararası cisim “3I/ATLAS” hakkında tartışmalar büyüyor. Harvard Üniversitesi’nden Prof. Avi Loeb, bu cismin sıradan bir kuyruklu yıldız olabileceği ihtimalinin yanı sıra, dünya dışı kökenli olma ihtimalini de göz ardı etmemek gerektiğini söylüyor. Loeb’e göre, ters yörüngede ilerleyen bu nadir cisim, 29 Ekim 2025’te Güneş’e en yakın konumuna ulaşacak ve bu tarih, “gizli bir Dünya yaklaşımı” için kritik bir fırsat olabilir. Loeb, bu ihtimale karşı vakit kaybetmeden iletişim kurulmasını savunuyor ve bunun için altı kelimelik özel bir mesaj hazırladı: “Hello, welcome to our neighborhood. Peace!” (Merhaba, mahallemize hoş geldiniz. Barış!) Mesajın, ışık huzmesiyle gönderilecek radyo sinyali aracılığıyla iletilmesi planlanıyor. Ancak Loeb, gönderilecek sinyalin karşı tarafça tehdit olarak algılanma riskine de dikkat çekiyor.

“Ana Gemi” İddiası ve Anomaliler
NASA, 3I/ATLAS’ın büyük ihtimalle bir kuyruklu yıldız olduğunu açıklasa da, Loeb bu görüşe katılmıyor. Kuyruk yapısının ve gaz salınımının olmaması, ona göre “göz ardı edilemeyecek” anomaliler. Ayrıca cismin ters yönlü yörüngesinin Güneş Sistemi içi ile fazlasıyla uyumlu olması, doğal bir cisimden çok yapay bir nesne ihtimalini güçlendiriyor. Loeb, kendi geliştirdiği “Loeb Ölçeği” ile yapay olma olasılığını 10 üzerinden 6 olarak değerlendiriyor. Hatta en iddialı senaryosunda 3I/ATLAS’ın bir “ana gemi” olabileceğini, Güneş’e en yakın konumdayken küçük problar bırakarak bu probların ters Oberth manevrası ile Dünya’ya yaklaşabileceğini savunuyor. Temmuz 2025’te yapılan gözlemler, cismin kırmızımsı renklere sahip olduğunu ve gaz salınımı bulunmadığını ortaya koydu. Araştırmacılar, Ekim 2025’teki yakın geçişte gözlemleri sürdürerek cismin gerçek doğasını çözmeyi hedefliyor.

26 Eylül 2025, 17:49
12
(Güncellendi: 26 Eylül 2025, 17:49)

2019’da Gelen Sinyal Şok Etti: Paralel Evrenlerden Mesaj Olabilir!

2019’da kaydedilen GW190521 sinyali, kara delik çarpışmasından değil çöken bir solucan deliğinden gelmiş olabilir. Eğer bu teori doğrulanırsa, bilim insanları paralel evrenlere dair ilk somut kanıtı elde edecek. Tüm detaylar ve çarpıcı iddialar haberimizde…
2019’da Gelen Sinyal Şok Etti: Paralel Evrenlerden Mesaj Olabilir!

Bilim dünyası 2019 yılında kaydedilen sıra dışı bir kütle çekim dalgası sinyali üzerinde hâlâ tartışıyor. “GW190521” olarak adlandırılan bu sinyal, LIGO ve Virgo dedektörleri tarafından tespit edildiğinde bilim insanlarını şaşkına çevirmişti. Çünkü tipik kara delik birleşmeleri dakikalarca süren ve giderek artan dalgalar üretirken, bu sinyal yalnızca saniyenin onda biri kadar sürmüştü. Çin Bilimler Akademisi Üniversitesi’nden Dr. Qi Lai’nin başını çektiği bir ekip, sinyalin kaynağına dair çarpıcı bir teori öne sürdü: Çöken bir solucan deliğinin yankısı. Eğer bu iddia doğru çıkarsa, evrenler arasında açılmış geçici bir tünelden gelen bu sinyal, insanlık tarihinin en büyük kozmik keşiflerinden biri olabilir.

Paralel Evrenlere Açılan Kapı mı?

Araştırmacılar sinyali hem klasik kara delik çarpışması hem de solucan deliği senaryolarıyla karşılaştırdı. Sonuçlar, standart çarpışma modelinin verilere biraz daha yakın olduğunu gösterse de, solucan deliği ihtimali tamamen elenmedi. Bu da bilimin, belki de ilk kez paralel evrenlere dair somut kanıtların eşiğinde olabileceğini ortaya koyuyor. Uzmanlara göre teori doğrulanırsa, yalnızca solucan deliklerinin varlığı kesinleşmekle kalmayacak, aynı zamanda çoklu evren fikri de bambaşka bir boyut kazanacak. Şimdilik GW190521 sinyali gizemini koruyor, ancak önümüzdeki yıllarda yapılacak gözlemler ve yeni nesil teleskoplarla bu sır perdesi aralanabilir. İnsanlık, evrenin sınırlarını yeniden tanımlayacak bir keşfin eşiğinde olabilir.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...