Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping arasında gerçekleşen telefon görüşmesinde, uluslararası gündemin önemli başlıkları masaya yatırıldı.

G7 ve Gelecek Zirveler Gündemdeydi

Kremlin yardımcısı Yuri Ushakov'un açıklamalarına göre, görüşmenin ana gündem maddelerinden biri G7 toplantısıydı. İki lider, G7 liderleri arasındaki ilişkilerde "pürüzler" olduğunu dile getirdi. Ayrıca Putin ve Şi'nin, ağustos ayı sonunda gerçekleşecek Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) toplantısında bir araya gelmeyi planladığı bildirildi. Putin'in, zirve ve İkinci Dünya Savaşı anmaları için 31 Ağustos'ta Çin ziyaretine başlayacağı kaydedildi.

Orta Doğu Gerilimi ve Nükleer Mesele Vurgusu

Telefon görüşmesindeki bir diğer kritik gündem maddesi ise Orta Doğu'daki gelişmelerdi. Putin ve Şi, İsrail'in İran'a yönelik saldırılarını güçlü bir şekilde kınadı.

Çin devlet medyası Xinhua'nın aktardığına göre, Şi Cinping, Putin'e İran-İsrail çatışmasında ateşkesin temel öncelik olduğunu söyledi. ABD'nin adını doğrudan vermeden, bölgede "özel nüfuza" sahip "büyük ülkelerin" gerilimi dindirmek için diplomatik girişimlerini artırması çağrısında bulunurken, ateşkes sağlanmasında İsrail'in üstlenmesi gereken rolün altını çizdi. Şi ayrıca, uluslararası ihtilafların çözümünde güç kullanımının yanlış olduğunu ve müzakerelerle çözülmesi gerektiğini belirtti. Putin de İran nükleer programıyla ilgili meselenin güçle değil, siyasi diplomatik yöntemlerle çözülebileceğini vurguladı.

Moskova'dan Buşehr Nükleer Tesisine Uyarı

Görüşmenin en dikkat çekici detaylarından biri ise Rusya'nın İsrail'e yönelik uyarısı oldu. Moskova, Rus uzmanların çalıştığı Buşehr nükleer tesisine saldırıların derhal durdurulmasını talep etti. Buşehr Nükleer Santrali, İran'ın güneyinde yer alıyor ve ülkenin önemli nükleer tesislerinden biri. Rusya Devlet Nükleer Enerji Kurumu Rosatom'un başkanı daha önce, Buşehr Nükleer Santrali'nin vurulmasının "Çernobil benzeri bir felakete" yol açabileceği uyarısında bulunmuştu.

Rusya ayrıca, ABD'yi bir kez daha İran-İsrail çatışmasına askeri olarak dahil olmaması konusunda uyardı. Bu uyarılar, çatışmanın bölgesel ve küresel yansımaları konusundaki endişeleri artırıyor.