Bugünün Haberi
4 Eylül 2025, 19:26
5

Metal işçileri zam talebini açıkladı: Masaya bomba gibi düşen rakamlar!

Birleşik Metal-İş, ilk altı ay için yüzde 58,5; Türk Metal ise yüzde 38,97 zam talebiyle masaya oturdu. İki sendikanın talepleri 150 bini aşkın işçinin geleceğini etkileyecek. Tüm detaylar haberimizde…
Metal işçileri zam talebini açıkladı: Masaya bomba gibi düşen rakamlar!

Türkiye genelinde yaklaşık 240 işyerinde 150 bini aşkın metal işçisini ilgilendiren toplu iş sözleşmesi süreci başladı. Birleşik Metal-İş Sendikası, MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi kapsamında 43 fabrikada çalışan 11 bin üyesi için ilk altı ay yüzde 58,5 zam talep etti. Sendikanın Kadıköy’deki genel merkezinde açıklama yapan Genel Başkan Özkan Atar, metal işçilerinin ağırlaşan çalışma koşulları ve artan hayat pahalılığı karşısında reel ücretlerinin hızla eridiğini söyledi. Atar, saatlik ücreti 170 TL’nin altında olan işçiler için iyileştirme yapılmasını, tüm işçilere yüzde 15 zam ve seyyanen 100 TL ücret artışı talep ettiklerini açıkladı. Böylece ortalama bir metal işçisinin net maaşının 84 bin 666 TL’ye ulaşacağını ifade etti. “Metal işçisi kazanırsa bütün işçiler kazanır” diyen Atar, bu taleplerin insanca yaşam için zorunlu olduğunu vurguladı.

Türk Metal’den yüzde 38,97’lik zam talebi

Türk Metal Sendikası ise MESS kapsamındaki 196 işyerinde çalışan 140 bin işçi için ilk altı ayda toplam yüzde 38,97 oranında zam istedi. Genel Başkan Uysal Altundağ, taleplerini üyelerle yapılan anketler, temsilci toplantıları ve bağımsız araştırmalarla belirlediklerini söyledi. İlk olarak saatlik ücretlere yüzde 20 zam, ardından seyyanen 35 TL artış talep ettiklerini açıklayan Altundağ, ikinci ve sonraki dönemler için enflasyon artı ek iyileştirme talep ettiklerini belirtti. Ayrıca sosyal yardımlar için yüzde 65 ila yüzde 80 arasında artış istediklerini, tamamlayıcı sağlık sigortasının da üyelerin eşlerini kapsaması gerektiğini dile getirdi. Altundağ, “Ayakları yere basan bir taslak hazırladık. Önemli olan istemek değil, alınabilecek en iyisini almak. En iyi sözleşmeyi yine biz yapacağız” ifadeleriyle kararlılık mesajı verdi.

4 Eylül 2025, 20:29
6

Bilim insanları başardı: Yaşamın sırrı laboratuvarda çözüldü!

Bilim insanları, RNA ve amino asitlerin kendiliğinden birleşmesini ilk kez laboratuvarda gözlemledi. Bu deney, yaşamın nasıl başladığına dair en büyük gizemlerden birine ışık tuttu. Keşfin ayrıntıları ve bilime etkileri haberimizde…
Bilim insanları başardı: Yaşamın sırrı laboratuvarda çözüldü!

Bilim dünyası, yaşamın kökenine dair en kritik sorulardan birine laboratuvar ortamında yanıt bulmaya bir adım daha yaklaştı. University College London’dan bir ekip, 4 milyar yıl önce Dünya’da yaşamın ortaya çıkışını mümkün kılan temel moleküler birleşmelerden birini kontrollü koşullar altında gerçekleştirmeyi başardı. Deneyde RNA ile amino asitler, su içinde ve nötr pH koşullarında kendiliğinden birleşti. Bu işlem, günümüzde canlıların protein sentezi için kullandığı ve son derece karmaşık bir biyolojik makine olan ribozomun yaptığı işin ilkel bir versiyonu olarak görülüyor. Çalışmayı yürüten Prof. Matthew Powner, “Biz bu karmaşık sürecin ilk adımını basit kimya ile gerçekleştirdik. Bu kimya kendiliğinden, seçici bir şekilde ve erken Dünya’da gerçekleşebilecek koşullarda işliyor” ifadelerini kullandı. Bu keşif, yaşamın nasıl başladığına dair bugüne kadar gözlemlenmemiş bir sürece ışık tutarak, bilimin en büyük gizemlerinden birine tarihi bir pencere açıyor.

İKİ HİPOTEZ TEK ÇATIDA BULUŞTU

Yaşamın kökenine dair bilimsel tartışmalarda iki hipotez ön plana çıkıyordu: RNA dünyası hipotezi, yaşamın RNA üzerinden başladığını öne sürerken, tiyoester dünyası hipotezi enerji kaynağı olarak tiyoesterleri işaret ediyordu. Son yapılan bu çalışma, her iki teorinin de bazı yönlerini bir araya getirerek ortak bir zeminde buluşturuyor. RNA’nın amino asitlerle doğal koşullar altında birleşebildiğini gösteren deney, yaşamın ilk adımlarının nasıl atılmış olabileceğine dair güçlü bir kanıt sundu. Araştırmacılar, bu buluşun erken Dünya’nın kimyasal evrimini anlamada devrim niteliğinde olduğunu vurguluyor. Henüz yolun başında olunsa da, yaşamın sıfırdan nasıl başladığını açıklayan eksik parçaların artık birer birer tamamlandığı belirtiliyor. Bu gelişme, yalnızca Dünya’daki yaşamın kökenini anlamakla kalmayıp, aynı zamanda evrende başka yaşam formlarının varlığına dair umutları da artırıyor.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...