Bugünün Haberi
4 Eylül 2025, 19:36
3

Merkez Bankası rezervlerinde tarihi rekor! İşte yeni zirve (FENA YÜKSELDİ!)

Merkez Bankası resmi rezerv varlıkları 178,4 milyar dolara çıkarak tüm zamanların rekorunu kırdı. Altın rezervlerindeki artış, toplam rezervleri zirveye taşıyan en önemli faktör oldu. Detaylar haberimizde…
Merkez Bankası rezervlerinde tarihi rekor! İşte yeni zirve (FENA YÜKSELDİ!)

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) resmi rezerv varlıkları, 29 Ağustos haftasında tarihi bir rekora imza atarak 178,4 milyar dolara yükseldi. TCMB verilerine göre, toplam rezervler bir önceki haftaya kıyasla 2 milyar 30 milyon dolar artış gösterdi. Bu yükselişle birlikte Merkez Bankası rezervleri bugüne kadar ulaşılan en yüksek seviyeye çıktı. Döviz rezervleri aynı hafta içerisinde 59 milyon dolarlık sınırlı bir düşüşle 91 milyar 31 milyon dolara gerilerken, altın rezervleri ise 85 milyar 237 milyon dolardan 87 milyar 326 milyon dolara yükselerek toplam rezerv artışına güçlü katkı sağladı. Böylece TCMB’nin rezervleri bir haftada yüzde 1,2’lik artış kaydederek küresel piyasalarda da dikkat çeken bir seviyeye ulaştı.

Altın rezervleri zirveye taşıdı

Merkez Bankası’nın net uluslararası rezervleri de önemli bir yükseliş kaydederek 71 milyar 756 milyon dolardan 73 milyar 629 milyon dolara çıktı. Altın rezervlerindeki 2 milyar 89 milyon dolarlık artış, toplam rezervleri tarihi zirveye taşıyan en büyük etkenlerden biri oldu. Döviz tarafında yaşanan sınırlı düşüşe rağmen altındaki güçlü toparlanma, TCMB’nin rezerv yönetimindeki stratejisini gözler önüne serdi. Ekonomistler, artan rezervlerin Türkiye’nin dış finansman ihtiyacını karşılamada ve piyasalarda güven sağlamada kritik rol oynayacağını vurguluyor. Rezervlerdeki yükselişin sürdürülebilirliği ise küresel ekonomik dengeler, altın fiyatlarındaki seyir ve döviz girişleriyle doğrudan bağlantılı olacak. Uzmanlara göre, rekor seviyeye çıkan rezervler hem makroekonomik istikrarın korunması hem de uluslararası yatırımcıların güveninin artırılması açısından son derece önemli bir gösterge niteliği taşıyor.

4 Eylül 2025, 20:29
4

Bilim insanları başardı: Yaşamın sırrı laboratuvarda çözüldü!

Bilim insanları, RNA ve amino asitlerin kendiliğinden birleşmesini ilk kez laboratuvarda gözlemledi. Bu deney, yaşamın nasıl başladığına dair en büyük gizemlerden birine ışık tuttu. Keşfin ayrıntıları ve bilime etkileri haberimizde…
Bilim insanları başardı: Yaşamın sırrı laboratuvarda çözüldü!

Bilim dünyası, yaşamın kökenine dair en kritik sorulardan birine laboratuvar ortamında yanıt bulmaya bir adım daha yaklaştı. University College London’dan bir ekip, 4 milyar yıl önce Dünya’da yaşamın ortaya çıkışını mümkün kılan temel moleküler birleşmelerden birini kontrollü koşullar altında gerçekleştirmeyi başardı. Deneyde RNA ile amino asitler, su içinde ve nötr pH koşullarında kendiliğinden birleşti. Bu işlem, günümüzde canlıların protein sentezi için kullandığı ve son derece karmaşık bir biyolojik makine olan ribozomun yaptığı işin ilkel bir versiyonu olarak görülüyor. Çalışmayı yürüten Prof. Matthew Powner, “Biz bu karmaşık sürecin ilk adımını basit kimya ile gerçekleştirdik. Bu kimya kendiliğinden, seçici bir şekilde ve erken Dünya’da gerçekleşebilecek koşullarda işliyor” ifadelerini kullandı. Bu keşif, yaşamın nasıl başladığına dair bugüne kadar gözlemlenmemiş bir sürece ışık tutarak, bilimin en büyük gizemlerinden birine tarihi bir pencere açıyor.

İKİ HİPOTEZ TEK ÇATIDA BULUŞTU

Yaşamın kökenine dair bilimsel tartışmalarda iki hipotez ön plana çıkıyordu: RNA dünyası hipotezi, yaşamın RNA üzerinden başladığını öne sürerken, tiyoester dünyası hipotezi enerji kaynağı olarak tiyoesterleri işaret ediyordu. Son yapılan bu çalışma, her iki teorinin de bazı yönlerini bir araya getirerek ortak bir zeminde buluşturuyor. RNA’nın amino asitlerle doğal koşullar altında birleşebildiğini gösteren deney, yaşamın ilk adımlarının nasıl atılmış olabileceğine dair güçlü bir kanıt sundu. Araştırmacılar, bu buluşun erken Dünya’nın kimyasal evrimini anlamada devrim niteliğinde olduğunu vurguluyor. Henüz yolun başında olunsa da, yaşamın sıfırdan nasıl başladığını açıklayan eksik parçaların artık birer birer tamamlandığı belirtiliyor. Bu gelişme, yalnızca Dünya’daki yaşamın kökenini anlamakla kalmayıp, aynı zamanda evrende başka yaşam formlarının varlığına dair umutları da artırıyor.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...