Bugünün Haberi
4 Eylül 2025, 19:19
6

Marmara Denizi’nden çıkan ceset Halit Yukay çıktı: 30 gün sonra acı gerçek!

Bir ay önce kaybolan iş insanı Halit Yukay’ın cesedi denizden çıkarıldı. Yapılan DNA eşleşmesi, acı gerçeği ortaya koydu. Tüm detaylar haberimizde…
Marmara Denizi’nden çıkan ceset Halit Yukay çıktı: 30 gün sonra acı gerçek!

Marmara Denizi’nde yaklaşık bir aydır kayıp olan iş insanı Halit Yukay’ın cansız bedeni denizden çıkarıldı. 4 Ağustos’ta Yalova’dan kendi teknesiyle açılan Yukay’ın teknesi bir gün sonra parçalanmış halde bulunmuş, ancak kendisine ulaşılamamıştı. Uzun süren arama-kurtarma çalışmalarına Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Deniz Liman Şube Müdürlüğü ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ekipleri katılmış, özellikle dip akıntılarının güçlü olması nedeniyle çalışmalar güçlükle sürdürülmüştü. 23 Ağustos’ta yapılan taramalarda, 68 metre derinlikte bir ceset belirlenmiş ancak olumsuz hava şartları ve su altındaki yoğun akıntılar sebebiyle çıkarma işlemi ertelenmişti. Dün gerçekleştirilen operasyonla bütünlüğü bozulmadan yüzeye çıkarılan ceset, Bursa Adli Tıp Kurumu’na götürüldü.

DNA Sonucu Acı Gerçeği Ortaya Koydu

Bursa Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsi ve DNA incelemesi sonucunda, denizden çıkarılan cesedin Halit Yukay’a ait olduğu kesinleşti. Cenaze, işlemlerin ardından yakınları tarafından teslim alınarak İstanbul’a götürüldü. Halit Yukay’ın ölümü, iş dünyasında ve yakın çevresinde büyük bir üzüntüye yol açtı. Olayın kesin nedenleri ve teknenin nasıl parçalandığı konusunda soruşturma sürerken, denizdeki arama çalışmalarının titizlikle yürütülmesine rağmen sonucun dramatik bir şekilde netleşmesi kamuoyunda yankı uyandırdı. Yetkililer, bu tür kazalarda güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiğini vurgularken, Yukay’ın hayatını kaybettiği trajik olay denizcilikte alınması gereken tedbirleri bir kez daha gündeme taşıdı.

4 Eylül 2025, 20:29
6

Bilim insanları başardı: Yaşamın sırrı laboratuvarda çözüldü!

Bilim insanları, RNA ve amino asitlerin kendiliğinden birleşmesini ilk kez laboratuvarda gözlemledi. Bu deney, yaşamın nasıl başladığına dair en büyük gizemlerden birine ışık tuttu. Keşfin ayrıntıları ve bilime etkileri haberimizde…
Bilim insanları başardı: Yaşamın sırrı laboratuvarda çözüldü!

Bilim dünyası, yaşamın kökenine dair en kritik sorulardan birine laboratuvar ortamında yanıt bulmaya bir adım daha yaklaştı. University College London’dan bir ekip, 4 milyar yıl önce Dünya’da yaşamın ortaya çıkışını mümkün kılan temel moleküler birleşmelerden birini kontrollü koşullar altında gerçekleştirmeyi başardı. Deneyde RNA ile amino asitler, su içinde ve nötr pH koşullarında kendiliğinden birleşti. Bu işlem, günümüzde canlıların protein sentezi için kullandığı ve son derece karmaşık bir biyolojik makine olan ribozomun yaptığı işin ilkel bir versiyonu olarak görülüyor. Çalışmayı yürüten Prof. Matthew Powner, “Biz bu karmaşık sürecin ilk adımını basit kimya ile gerçekleştirdik. Bu kimya kendiliğinden, seçici bir şekilde ve erken Dünya’da gerçekleşebilecek koşullarda işliyor” ifadelerini kullandı. Bu keşif, yaşamın nasıl başladığına dair bugüne kadar gözlemlenmemiş bir sürece ışık tutarak, bilimin en büyük gizemlerinden birine tarihi bir pencere açıyor.

İKİ HİPOTEZ TEK ÇATIDA BULUŞTU

Yaşamın kökenine dair bilimsel tartışmalarda iki hipotez ön plana çıkıyordu: RNA dünyası hipotezi, yaşamın RNA üzerinden başladığını öne sürerken, tiyoester dünyası hipotezi enerji kaynağı olarak tiyoesterleri işaret ediyordu. Son yapılan bu çalışma, her iki teorinin de bazı yönlerini bir araya getirerek ortak bir zeminde buluşturuyor. RNA’nın amino asitlerle doğal koşullar altında birleşebildiğini gösteren deney, yaşamın ilk adımlarının nasıl atılmış olabileceğine dair güçlü bir kanıt sundu. Araştırmacılar, bu buluşun erken Dünya’nın kimyasal evrimini anlamada devrim niteliğinde olduğunu vurguluyor. Henüz yolun başında olunsa da, yaşamın sıfırdan nasıl başladığını açıklayan eksik parçaların artık birer birer tamamlandığı belirtiliyor. Bu gelişme, yalnızca Dünya’daki yaşamın kökenini anlamakla kalmayıp, aynı zamanda evrende başka yaşam formlarının varlığına dair umutları da artırıyor.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...