Bugünün Haberi
22 Ocak 2025, 07:18
8

Kullanırken birden fazla düşünün Kalıcı akciğer hasarına neden oluyor

Elektronik sigara kullanımının neden olduğu Evali Sendromu, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2024'te salgın ilan edildi. Akciğer sağlığınızı korumak için bu tehlikeleri öğrenin!
Kullanırken birden fazla düşünün Kalıcı akciğer hasarına neden oluyor

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Seha Akduman, elektronik sigara kullanımına bağlı olarak gelişen ve tıp dünyasında "Evali sendromu" olarak bilinen akut akciğer hasarına dair önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Akduman, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) 2024 yılında bu durumu salgın olarak ilan ettiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

"Elektronik sigara, özellikle gençler arasında hızla yaygınlaşırken, beraberinde ciddi sağlık sorunlarını da getirdi. Evali Sendromu, diğer akut akciğer hasarlarında olduğu gibi fibrozis (akciğer sertleşmesi) riskini artırır ve iyileşme sürecinden sonra bile kalıcı hasarlar bırakabilir."

DSÖ, 2024'te Evali Sendromunu Salgın Olarak Tanımladı

Dünya Sağlık Örgütü, 2021 yılında yayımladığı raporda elektronik sigaraların tütün ürünleriyle benzer toksinler içerdiğine dikkat çekmişti. Bu ürünlerin akciğer sağlığı üzerindeki tehditlerine vurgu yapan DSÖ, 2024 yılında elektronik sigaraya bağlı gelişen Evali Sendromu’nu bir salgın olarak ilan etti. Örgüt, bu sağlık krizinin solunum yetmezliği ve akciğerlerde kalıcı hasar gibi ciddi sonuçlara yol açabileceğinin altını çizdi.

Evali Sendromu Nedir ve Neden Ciddiye Alınmalı?

Evali Sendromu, elektronik sigara ya da vaping cihazlarına bağlı gelişen akut akciğer hasarını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu konuda dikkat çeken Dr. Akduman, Evali'nin ciddi solunum sıkıntılarına neden olabileceğini ve şu ana kadar toplumda yeterince farkındalık oluşturulmadığını ifade etti. Akduman ayrıca şu uyarıyı yaptı:

"Bu sendrom, Covid-19 veya influenza ile karıştırılabilir. Tanı koyarken viral enfeksiyonların dışlanması kritik bir adımdır. PCR testleri ve diğer yöntemlerle enfeksiyon olmadığı tespit edildikten sonra elektronik sigara kullanım öyküsü detaylı şekilde incelenmelidir."

Elektronik Sigara Neden Daha Tehlikeli?

Elektronik sigaraların "daha az zararlı" algısının tehlikeli bir yanılsama olduğunu belirten Dr. Akduman, bu cihazların su buharında çözünebilen ağır metaller içerdiğini söyledi. Bu durumun, akciğerlerde daha ciddi hasarlara yol açabileceğini ifade eden Akduman, şu uyarıyı ekledi:

"Elektronik sigara masum bir alternatif değil. Aksine, bazı toksinlerin zarar verme potansiyeli daha yüksektir. Kullanıcılar, bu ürünlerin sağlık üzerindeki gerçek etkilerini bilmeli ve kullanımından uzak durmalıdır."

Evali Sendromunun Tedavisinde Kortizon Kullanımı

Evali tedavisinde kullanılan yöntemlere de değinen Dr. Akduman, inflamasyonu baskılamak için kortizon tedavisinin etkili olduğunu belirtti. Ayrıca, solunum yetmezliğine yönelik destekleyici tedavilerin de uygulandığını ifade etti.

Elektronik Sigara Kullanımı Gençleri Tehdit Ediyor

Dr. Akduman, elektronik sigaraların özellikle gençler arasında artan kullanımına dikkat çekerek şu sözlerle uyardı:

"Elektronik sigaralar, 2003 yılında piyasaya sürülmüş olsa da 2019 yılında tanımlanan Evali Sendromu, hızla artış gösteriyor. Bu artış, önümüzdeki yıllarda daha ciddi sağlık krizlerine yol açabilir. Gençler bu ürünlerden kesinlikle uzak durmalıdır."

Elektronik Sigaraya Karşı Uyarı: "Tehlikelerin Farkında Olun"

Dr. Akduman, elektronik sigaranın sağlık üzerindeki ciddi risklerini şu sözlerle bir kez daha hatırlattı:

"Elektronik sigara, sigaraya alternatif olarak pazarlansa da içerdiği toksinler nedeniyle büyük risk taşır. 2024 yılı, Evali’nin salgın olarak tanımlandığı bir yıl olmuştur. Gençler ve yetişkinler, bu ürünlerden kaçınarak sağlıklı bir yaşam sürdürme yolunda adım atmalıdır."

Evali Sendromu ile Mücadelede Bilinçlenmenin Önemi

Elektronik sigaralar hakkında toplumun doğru bilgilendirilmesi ve bu ürünlerin tehlikelerinin yaygın şekilde anlatılması, gelecekte oluşabilecek sağlık sorunlarını önlemek açısından kritik önem taşıyor. Elektronik sigara kullanımının yalnızca bireysel bir tercih olmadığını, toplum sağlığı üzerinde de ciddi etkiler yarattığını unutmamak gerekiyor.

26 Haziran 2025, 17:33
6

Amok Hastalığı: Gizemli Sendrom ve Tedavi Yaklaşımları

Amok, genellikle Güneydoğu Asya kültürlerinde tanımlanan, ani ve kontrol edilemeyen şiddet patlamalarıyla karakterize nadir bir psikolojik sendromdur. Batı tıbbında tam olarak tanınmış bir hastalık olmaktan ziyade, belirli bir kültürel bağlamda ortaya çıkan bir sendrom olarak kabul edilir. Genellikle erkeklerde görülen bu durum, bireyin aniden çevresine karşı yıkıcı veya öldürücü davranışlar sergilemesiyle kendini gösterir ve ardından yorgunluk ve sendromik olaya ilişkin hafıza kaybı takip edebilir.
Amok Hastalığı: Gizemli Sendrom ve Tedavi Yaklaşımları

"Amok koşmak" deyimiyle de bilinen bu sendrom, kişinin derin bir depresyon, stres veya travma sonrasında yaşadığı yoğun bir psikotik epizot olarak tanımlanır. Bu durum, genellikle sosyal veya kişisel onurun zedelenmesi gibi bir tetikleyici olayla ilişkilidir. Birey, bu yoğun duygusal yükün altından kalkamayarak ani bir delilik haline girer ve etrafındaki kişilere saldırmaya başlar. Saldırganlık nöbeti genellikle kısa sürer ve sonrasında kişi bitkin düşer, hatta olayı hatırlamayabilir.

Amok, modern psikiyatrik sınıflandırmalarda spesifik bir tanı olarak yer almamakla birlikte, "kültüre bağlı sendromlar" kategorisinde incelenir. Bu da, sendromun ortaya çıkışında kültürel, sosyal ve psikolojik faktörlerin karmaşık bir etkileşim içinde olduğunu gösterir.


Tedavi Süreci Nasıldır?


Amok sendromunun tedavisi, olayın akut döneminden sonra başlar ve genellikle çok yönlü bir yaklaşım gerektirir. Tedavide amaç, hem akut dönemin etkilerini yönetmek hem de altta yatan psikolojik sorunları ele almaktır.

  • Akut Dönem Yönetimi: Amok atağı geçiren kişi, öncelikle kendisi ve çevresi için bir tehlike oluşturmaması adına genellikle sakinleştirici ilaçlarla kontrol altına alınır. Hastaneye yatış ve yakın gözlem bu dönemde kritik öneme sahiptir.
  • Psikofarmakolojik Tedavi: Sendromun altında yatan depresyon, anksiyete veya psikotik semptomları hedef alan antipsikotik, antidepresan veya anksiyolitik ilaçlar kullanılabilir. İlaç tedavisi, semptomların kontrol altına alınmasında ve tekrarlayan atakların önlenmesinde önemli bir rol oynar.
  • Psikoterapi: Bireyin yaşadığı travmatik olayları, stres faktörlerini ve duygusal zorlukları ele almak için bireysel terapi, grup terapisi veya aile terapisi uygulanabilir. Bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve psikodinamik terapi gibi yaklaşımlar, hastanın iç dünyasını anlamasına ve başa çıkma mekanizmaları geliştirmesine yardımcı olabilir.
  • Sosyal Destek ve Rehabilitasyon: Hastanın topluma yeniden entegrasyonu ve sosyal destek sistemlerinin güçlendirilmesi, uzun vadeli iyileşme için önemlidir. Aile desteği ve topluluk içinde kabul görme, bireyin kendini yalnız hissetmesini engelleyerek iyileşme sürecine katkıda bulunur.

Amok hastalığı, nadir görülse de, kültürel hassasiyet ve kapsamlı bir psikiyatrik yaklaşım gerektiren karmaşık bir sendromdur. Uzman yardımı ve doğru tedavi planlamasıyla bireylerin sağlıklı bir yaşama dönmeleri mümkün olabilir.


Media content

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...