Bugünün Haberi
4 Eylül 2025, 19:40
4

Kiralarda yeni şok! İşte Eylül ayı zam oranı (KİRACI MISINIZ, EV SAHİBİ Mİ?)

TÜİK’in Ağustos enflasyon verileri sonrası kira artış oranı yüzde 39,62 oldu. Geçtiğimiz ay yüzde 43,23 olan oran bu ay biraz gerilese de kiracılar yeni yükle karşılaşacak. Detaylar ve kira hesaplamaları haberimizde…
Kiralarda yeni şok! İşte Eylül ayı zam oranı (KİRACI MISINIZ, EV SAHİBİ Mİ?)

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Ağustos 2025 enflasyon verileriyle birlikte kira zam oranları da belli oldu. TÜFE’nin yıllık bazda yüzde 32,95 olarak gerçekleşmesi kira artışlarında belirleyici oldu. Buna göre iş yeri ve konut kiralarında uygulanacak zam oranı yüzde 39,62 olarak açıklandı. Geçtiğimiz ay bu oran yüzde 43,23 seviyesindeydi. Böylece Eylül ayında kira kontrat süresi dolan kiracılar, yüzde 39,62’lik artış oranı üzerinden yeni kira bedeli ödeyecek. Özellikle büyükşehirlerde kiracıların zaten yüksek seviyelere ulaşan kira fiyatlarına karşı yeni artış oranlarıyla daha da zorlanacağı tahmin ediliyor. İş yeri sahipleri de aynı oranda kira artışına tabi olacak ve bu durumun ticari maliyetlere yansıması bekleniyor.

Kira artışında yüzde 39,62 sınırı

Kira artış oranları, 12 aylık ortalama tüketici fiyat endeksi baz alınarak belirleniyor. Ağustos ayında TÜFE aylık yüzde 2,04 artış gösterirken, yıllık bazda yüzde 32,95 olarak kaydedildi. Bunun sonucu olarak kira zammı oranı yüzde 39,62’ye oturdu. Eylül ayında kira kontratını yenileyecek olan kiracılar ve iş yeri sahipleri için bu oran uygulanacak. Yani 10 bin TL kira ödeyen bir kiracı, yeni dönemde yaklaşık 13 bin 962 TL ödeyecek. Uzmanlar, kira artışlarının özellikle dar gelirli aileleri zorladığını, enflasyonla mücadelede kalıcı adımların atılmaması halinde kira yükünün daha da ağırlaşacağını belirtiyor. Ev sahipleri açısından ise mevcut enflasyon ortamında kira gelirinin reel değerini korumak kritik bir unsur haline gelmiş durumda.

4 Eylül 2025, 20:29
6

Bilim insanları başardı: Yaşamın sırrı laboratuvarda çözüldü!

Bilim insanları, RNA ve amino asitlerin kendiliğinden birleşmesini ilk kez laboratuvarda gözlemledi. Bu deney, yaşamın nasıl başladığına dair en büyük gizemlerden birine ışık tuttu. Keşfin ayrıntıları ve bilime etkileri haberimizde…
Bilim insanları başardı: Yaşamın sırrı laboratuvarda çözüldü!

Bilim dünyası, yaşamın kökenine dair en kritik sorulardan birine laboratuvar ortamında yanıt bulmaya bir adım daha yaklaştı. University College London’dan bir ekip, 4 milyar yıl önce Dünya’da yaşamın ortaya çıkışını mümkün kılan temel moleküler birleşmelerden birini kontrollü koşullar altında gerçekleştirmeyi başardı. Deneyde RNA ile amino asitler, su içinde ve nötr pH koşullarında kendiliğinden birleşti. Bu işlem, günümüzde canlıların protein sentezi için kullandığı ve son derece karmaşık bir biyolojik makine olan ribozomun yaptığı işin ilkel bir versiyonu olarak görülüyor. Çalışmayı yürüten Prof. Matthew Powner, “Biz bu karmaşık sürecin ilk adımını basit kimya ile gerçekleştirdik. Bu kimya kendiliğinden, seçici bir şekilde ve erken Dünya’da gerçekleşebilecek koşullarda işliyor” ifadelerini kullandı. Bu keşif, yaşamın nasıl başladığına dair bugüne kadar gözlemlenmemiş bir sürece ışık tutarak, bilimin en büyük gizemlerinden birine tarihi bir pencere açıyor.

İKİ HİPOTEZ TEK ÇATIDA BULUŞTU

Yaşamın kökenine dair bilimsel tartışmalarda iki hipotez ön plana çıkıyordu: RNA dünyası hipotezi, yaşamın RNA üzerinden başladığını öne sürerken, tiyoester dünyası hipotezi enerji kaynağı olarak tiyoesterleri işaret ediyordu. Son yapılan bu çalışma, her iki teorinin de bazı yönlerini bir araya getirerek ortak bir zeminde buluşturuyor. RNA’nın amino asitlerle doğal koşullar altında birleşebildiğini gösteren deney, yaşamın ilk adımlarının nasıl atılmış olabileceğine dair güçlü bir kanıt sundu. Araştırmacılar, bu buluşun erken Dünya’nın kimyasal evrimini anlamada devrim niteliğinde olduğunu vurguluyor. Henüz yolun başında olunsa da, yaşamın sıfırdan nasıl başladığını açıklayan eksik parçaların artık birer birer tamamlandığı belirtiliyor. Bu gelişme, yalnızca Dünya’daki yaşamın kökenini anlamakla kalmayıp, aynı zamanda evrende başka yaşam formlarının varlığına dair umutları da artırıyor.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...