Bugünün Haberi
27 Haziran 2025, 10:35
10

Kara Mantar Hastalığı Nedir, Belirtileri Nelerdir? Hindistan'da Yayılan Mukormikoz Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Hindistan'da başlayan ve hızla diğer ülkelere yayılan "kara mantar" salgını, küresel bir endişe kaynağı haline geldi. İlk olarak Hindistan'da ortaya çıkan ve Mısır, Irak, Meksika gibi ülkelerde de görülen bu nadir ancak ölümcül enfeksiyon, binlerce hastanın enfeksiyonun beyne sıçramasını önlemek amacıyla gözlerinin çıkarılmasına neden oldu. Peki, tıp literatüründe mukormikoz olarak bilinen kara mantar hastalığı nedir, belirtileri nelerdir ve nasıl bulaşır?
Kara Mantar Hastalığı Nedir, Belirtileri Nelerdir? Hindistan'da Yayılan Mukormikoz Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Mukormikoz, halk arasında "kara mantar" olarak bilinen, oldukça nadir görülen ancak hayati risk taşıyan bir mantar enfeksiyonudur. Bu enfeksiyon, doğada yaygın olarak bulunan mukormiset adı verilen küf mantarlarından kaynaklanır. Özellikle toprakta, bitkilerde, gübrede ve çürüyen meyve ve sebzelerde sıkça rastlanan bu küfler, sağlıklı bireyler için genellikle bir tehdit oluşturmazken, bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde ciddi enfeksiyonlara yol açabilir.

Kara mantar enfeksiyonu genellikle beyni, sinüsleri ve akciğerleri etkiler. Diyabet hastaları, kanser tedavisi görenler, HIV/AIDS'li kişiler veya diğer bağışıklık sistemi baskılanmış bireyler bu hastalığa karşı daha savunmasızdır.


Kara Mantarın Nedeni Steroid Kullanımı mı?

Uzmanlar, Hindistan'daki salgının şiddetli Covid-19 tedavisinde yaygın olarak kullanılan steroid ilaçlarından kaynaklandığına inanıyor. Steroidler, vücudun iltihaplanma tepkisini azaltarak bağışıklık sistemini baskılar ve kan şekerini yükseltir. Bu durum, mantarın vücutta kontrolsüzce yayılması için uygun bir ortam oluşturabilir.


Media content

Kara Mantar (Mukormikoz) Belirtileri Nelerdir?


Mukormikoz belirtileri, enfeksiyonun etkilediği vücut bölgesine göre değişiklik gösterebilir ancak bazı yaygın işaretler şunlardır:

  • Yüzde şişlik ve siyah lezyonlar: Özellikle burun ve göz çevresinde belirgin olabilir.
  • Göz kararması veya renk değişikliği: Göz küresinde veya çevresinde renk değişimi görülebilir.
  • Bulanık veya çift görme: Görme bozuklukları ortaya çıkabilir.
  • Göğüs ağrısı: Akciğerlerin etkilenmesi durumunda hissedilebilir.
  • Ateş, baş ağrısı, öksürük ve nefes darlığı da görülebilen diğer belirtiler arasındadır.

Kara Mantar (Mukormikoz) Tedavisi Nedir?

Kara mantar enfeksiyonu hızla yayılan ve ölümcül olabilen bir hastalıktır, bu nedenle erken teşhis ve tedavi hayati öneme sahiptir. Şüphe durumunda derhal hastaneye başvurmak ve kontrol altına alınmak gereklidir. Tanı konulduktan sonra tedaviye vakit kaybetmeden başlanmalıdır.

Tedavide öncelikle altta yatan hastalığın (örneğin diyabetin) kontrol altına alınması kritik öneme sahiptir. Enfeksiyonun yayılımını durdurmak ve mantarı vücuttan temizlemek için cerrahi operasyon sıklıkla başvurulan bir yöntemdir. Cerrahi ile enfekte dokuların çıkarılması, hastalıktan kurtulma ihtimalini artırır. Ayrıca, mantar enfeksiyonlarına karşı etkili olan özel antifungal ilaçlar da tedavinin önemli bir parçasıdır.


Kara Mantar Hastalığı Nasıl Bulaşır?

Kara mantar enfeksiyonu insan insana bulaşmaz. Hastalık, havadaki veya çevredeki mantar sporları ile insan vücuduna girer. Bu sporlar solunum yoluyla alınabilir veya açık yaralardan vücuda girebilir. Uzmanlar, insan vücudunda birçok bakteri ve mantar bulunduğunu ancak sağlıklı bir bağışıklık sisteminin bunları kontrol altında tuttuğunu belirtiyor. Bu nedenle, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerin hijyen kurallarına dikkat etmesi ve riskli ortamlardan kaçınması büyük önem taşımaktadır.

10 Temmuz 2025, 14:57
4

Ekran Süresini Kısaltın, Hayata Daha Fazla Bağlanın!

Yaz tatilinin keyfini çıkaran milyonlarca öğrenci, vaktinin büyük bir kısmını ekran başında geçirirken, uzmanlar çocukların hayata daha fazla karışması gerektiğini vurguluyor. Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, doğa ile temasın, evde yapılabilecek basit etkinliklerin ve günlük ritüellerin önemine değinerek, ekran süresini "alternatif sunarak" dengelemeyi öneriyor.
Ekran Süresini Kısaltın, Hayata Daha Fazla Bağlanın!

Milyonlarca öğrencinin 3 aylık yaz tatiline girmesiyle birlikte, çocukların ekran başında geçirdiği süreler endişe verici boyutlara ulaşabiliyor. Uzmanlar, bu durumun önüne geçmek ve çocukları ekrandan uzak tutmak için velilere önemli sorumluluklar düştüğünü belirtiyor. Tatilin, aslında çocukla kaliteli zaman geçirerek duygusal bağları güçlendirmek, becerileri geliştirmek ve psikolojik gelişimi desteklemek için büyük bir fırsat olduğu vurgulanıyor.

"Ekran Süresi Sınır Koyarak Değil, Alternatif Sunarak Dengelenmeli"

Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, SABAH'a yaptığı açıklamada, yaz tatilinin çocuklar için anlam ve önemine değinerek ebeveynlerin bu süreci nasıl değerlendirmeleri gerektiğini anlattı:

"Yaz tatili boyunca çocukların ekran süresi, okul dönemiyle kıyaslandığında doğal olarak artıyor. Bu süre kontrol edilmezse, ekran bağımlılığı gelişebilir. Özellikle 0-12 yaş arası çocuklarda ekran karşısında geçirilen uzun saatler; dikkat dağınıklığı, uyku problemleri ve duygusal regülasyon sorunları gibi birçok alanda risk oluşturur."

Ülkü, ebeveynlerin ekran süresi sınırını, alternatifler sunarak dengeleyebileceğini belirtiyor:

  • "Pazartesi 'müzik günü', salı 'hikâye yazma günü', çarşamba 'doğa keşfi günü' gibi her güne anlam yüklenebilir."
  • "Basit malzemelerle yapılan deneyler çocuklarda hem merak uyandırır hem de öğrenmeyi eğlenceli hale getirir."
  • "Her hafta birlikte bir kitap okuyup üzerine sohbet etmek, hem dil gelişimini destekler hem de aile bağlarını kuvvetlendirir."
  • "Çocuğun yaşına uygun görevlerle birlikte yemek yapmak, sorumluluk ve özgüven kazandırır."
  • "Boyama, kolaj, geri dönüşüm malzemeleriyle yapılan projeler çocukların üreticiliğini destekler."

Doğayla Temas ve Kaliteli Zamanın Önemi

Araştırmaların, doğada zaman geçiren çocukların dikkat sürelerinin uzadığını, kaygı seviyelerinin azaldığını, problem çözme ve yaratıcı düşünme becerilerinin geliştiğini gösterdiğini belirten Ülkü, doğanın dengeleyici bir unsur olduğunu vurguluyor:

"Park gezileri, piknikler, deniz kenarı yürüyüşleri ya da şehirdeki doğa müzeleri... Her bir açık hava etkinliği çocuğun dünyasında iz bırakır. Özellikle teknoloji çağında yetişen çocuklar için doğa, bir denge unsuru olur."

Önemli olanın zamanın niteliği olduğunu ifade eden Ülkü, "Birlikte geçirilen 20 dakikalık kaliteli bir zaman arka planda telefonun olmadığı, gerçekten karşılıklı temasın kurulduğu bir zaman dilimiyse çocuk için çok değerlidir" dedi.

Çalışan Veliler İçin Pratik Öneriler

Kısıtlı vakti olan çalışan ebeveynlere de önerilerde bulunan Psikolog İnci Nur Ülkü, şunları söyledi:

  • Rutinleşmiş küçük ritüeller oluşturun: Her akşam 10 dakika kitap okuma, her hafta sonu sabah kahvaltısını birlikte hazırlama gibi tekrar eden, anlamlı anlar yaratın.
  • Günlük içten sohbetler yapın: Çocuğunuzla gün içinde yaşadıklarını paylaşmasını teşvik edin.
  • Ailece masa oyunları oynayın: Bu oyunlar sıra bekleme, kurallara uyma, kaybetmeyi kabullenme gibi sosyal öğrenmeleri destekler.
  • Drama veya hikâye tamamlama oyunları kurun: Bu oyunlar da duygu tanıma ve empati gelişimine katkı sağlar.
  • Komşu çocuklarıyla etkinlikler organize edin: Küçük piknikler, bisiklet turları veya mahalle etkinlikleri çocukların akran ilişkilerini güçlendirir.
  • Birlikte gönüllülük projelerine katılın: Hayvan barınağını ziyaret etmek, bir yardım kampanyasında görev almak gibi faaliyetler, çocukta aidiyet ve toplumsal sorumluluk bilinci kazandırır.

Yaz tatili, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimleri için eşsiz bir fırsat sunarken, ebeveynlerin bilinçli yaklaşımlarıyla ekran bağımlılığının önüne geçmek ve daha anlamlı deneyimler yaşatmak mümkün.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...