İş Hayatında Pozitif Zeka Neden Önemli? Tükenmişlikle Başa Çıkma ve Kariyerde Yükselme Yolları

Eleştirel iç sesimizin (Pozitif Zeka: Yargıç) tamamen olumsuza döndüğü, kendimizi rolümüze uygun görmediğimiz, yapılmış bir davranışın bize saldırı olduğunu düşündüğümüz zamanlar yaşayabiliriz. Bu tür zamanlarda her şeyi olumsuz değerlendirmek, iyi görünmeyen şeyleri kat kat kötüymüşçesine düşünmek, oradan kendimizi acımasızca yargılamak yaygın bir davranış olabilir. Böyle durumlarda yalnız hissedebilir, her kararımızı sorgulayabilir ve olumsuz algılar geliştirebilir, ikili ilişkileri de beceremeyebiliriz. Siz de buna benzer bir dönem yaşadınız mı?
Bu yazıda Pozitif Zeka'nın da katkılarıyla böyle bir durum için bazı önerilerde bulunmak istiyorum.
Kötü Hissettiğiniz İçin Kendinizi Suçlamayın
Eğer o anda size göre kötü olan bir şey yaşıyorsanız, olumsuz duygulara kapılmanız doğaldır. Burada önemli olan, bu olumsuz duygu halinin çok uzun sürmemesi ve "aynı" olaya farklı açıdan bakabilme kapasitenizi geliştirebilmenizdir.
Unutmayın: Her olay bir "hediye" veya bir "fırsat" olarak görülebilir. Bir olaya nasıl bakabiliyorsanız, o olay sizin için baktığınız gibi olur.
Bunu yapabildiğinizde olumsuz duygulara yine kapılabilirsiniz, ama bunu çok sürdürmeyeceksiniz. Böylece olaylara daha olumlu, daha yaratıcı, daha merakla bakabilecek, farklı açılardan görme becerisini kazanabileceksiniz.
Şunu tekrarlamayı unutmayın: "Kafamda oluşturduğum olumsuz senaryo çok büyük ihtimalle gerçek değil."
Böyle zamanlarda olumsuz bir yaklaşım, başka olumsuz duyguları tetikleyebilir. Örneğin; bir iş arkadaşımızla bir tartışma yaşadığımızda olayı, etkisinin çok üzerinde değerlendirebiliyoruz. Bu "olumsuz" gördüğümüz olayı büyütüp daha da kötü algıladığımızda, gelecekte olma ihtimali çok düşük olan olayları yaşadığımız ana getirip kendimize endişe yaratıyoruz. Bu Pozitif Zeka'da tanımlanan "Aşırı Tetikte" sabotajcısının bize olumsuz etkisini özetleyen güzel bir örnek olabilir.
Örneğin; bu olayda iş arkadaşınızla yaşadığınız tartışma sonrası "Herhalde yarın beni işten atarlar, hayatım mahvoldu" derseniz, o anınızı ve sonrasını olumsuz duygularla doldurmuş olursunuz.
Gelecekle ilgili endişelerimizin büyük çoğunluğu gerçekleşmeyecek ihtimaller üzerinedir. O ihtimale doğru gelişen olaylar olsa bile inanın, bu endişe ettiğiniz olayın kötü sonuçlarını engellemek ve farklı çözümler bulabilmek için zamanınız olacak. Planlama yapmak, tetikte olmak güzel özellikler, fakat aşırıya götürdüğünüzde kendinizi sabote ettiğinizi bilmelisiniz.
Bir başka örnek, diyelim ki bir toplantıya çağrılmadınız. Aşırı tetikte sabotajcınız, bunun bir felaket olduğunu, sizi artık değerli bulmadıklarını, projeden atılabileceğinizi fısıldıyor. Siz de işin aslını öğrenmeden bu fısıltıya kapılma eğiliminde oluyorsunuz; zira bu "ilk anda" geliştirdiğimiz "otomatik" tepkilerimiz. Üzerine yargıcınız konuşmaya başlıyor, "Şimdi seni bu toplantıya çağırmayanlar ileride neler yapmazlar" diyor, "Kendini ortaya atamadın, bak artık toplantıya bile çağırma gereği duymuyorlar" diyor ve tahmin edeceğiniz gibi bu olumsuz düşünceler sizi yılgınlığa ve aşırı üzüntüye götürebilme potansiyeline sahip olabilir. Halbuki toplantıya neden çağrılmadığınızı araştırsanız, büyük ihtimalle sizin vaktinizi almak istemediklerinden, basit bir hata sonucunda veya sizin konuyla ilgilenmediğinizi düşündükleri için olduğunu görebilirsiniz.

Gözlerinizi Kapatın ve Görselleştirin
Beynimizle ilgili yapılan çalışmalar, bir şeyi, bir olayı istediğimiz gibi beynimizde canlandırdığımızda o olay olmuşçasına hareket edebildiğimizi ve o olayın olabilmesi ihtimalini de artırdığımızı gösteriyor.
Endişe ettiğiniz olay veya performansınız ile ilgili mükemmel sahneyi gözünüzde canlandırın ve onu yaşıyormuşçasına hayal edin. Örneğin; yapacağınız bir sunumdan önce gözlerinizi kapatın ve tüm dinleyenlerin size hayran olacakları ve istediğiniz onayı verecekleri bir sahneyi yaşayın!
Bir diğer seçenek, geçmişinizde önemli bir çatışmayı başarılı bir şekilde çözdüğünüz veya projeyi istediğiniz gibi bitirdiğiniz veya bir satışı başarıyla tamamladığınız sahneleri düşünün. Bu sorunları nasıl çözdüğünüzü ve performansınızı gözünüzün önüne getirin. Bunu mümkün olduğu kadar spesifik ve ayrıntılarıyla yapmanız, çalışmanın etkinliğini artıracaktır. O zor andaki stresinizi düşünün, o stresi nasıl başarıyla yönettiğinizi ve başarıya ulaştığınızı yeniden gözünüzün önüne getirin. Bu endişe ve stres sarmalından çıktığınızda nasıl hissedeceğinizi hayal edin!
Sahte Görünmek Yerine Yardım İsteyin
İçinde bulunduğunuz durumun zorluğunu ve size hissettirdiklerini halının altına süpürmek yerine, bu konuda yardım isteyebilirsiniz. Bunu yapabildiğinizde olayların tam da sizin düşündüğünüz gibi olmadığını, güvendiğiniz insanlardan da duyabilirsiniz.
Bir mini destek grubunun olması faydalı olabilir. Sosyal varlıklar olarak kendi kırılganlığımızı ortaya koyabileceğimiz güvenli bir ortamda insanlarla konuşmak ve paylaşmak çok faydalı olabilir.
"Minik Zaferler Günlüğü" Tutun
Olumsuz duyguların yoğun olduğu noktada olduğunuzda "iyi" olan şeylerin de değeri sizin için azalabilir. Kendinizi sabote eden bakış açınız, olumsuzlukları büyütebilir ve olumlu eylem/sonuçları yok sayma eğiliminde olabilir. İşte bu noktada farkındalık geliştirerek bir "Minik Zaferler Günlüğü" yazmaya başlayabilirsiniz. Yazdığınız bir yazıyı beğenen bir arkadaşınızın yorumu, o günkü kıyafetinizin size kendini iyi hissettirmesi, müdürünüzden aldığınız takdir vb. şeyler sizi olumsuz duygulardan kurtarabilecek örneklerdir.
Yapılan araştırmalar şükran duygumuzu ifade etmenin, uzun vadede mutluluğumuzu artırdığını gösteriyor. Sahip olduklarımıza teşekkür ederken, yaşadığımız minik olumlu olayları ve performansları not etmek çok faydalı olabilir.
Büyülenmiş Araştırmacı Merakı
İş yerinde yaşadığınız bir olay canınızı çok sıktı, hemen yargıcınız ve sabotajcınız konuşmaya başladılar: Bu olayın sizin hatanız olduğunu, hiç öğrenmediğinizi, başınıza kim bilir nelerin geleceğini ve daha birçok yıkıcı düşünce... Bu düşüncelerden kurtulmanın bir yolu da Pozitif Zeka'daki bilge beynimizin güçlerinden biri olan "keşfetme" duygusu.
Bu gücü ortaya çıkarmak çok zor değil, şu soruyu sorarak ilerleyebilirsiniz: "Bu konuyla ilgili hiçbir şey bilmeyen bir dış araştırmacı olsaydım neler sorar, neleri bilmek isterdim?"
Bu sorunun peşinden gittiğinizde bir çocuk gibi, önyargılarınızın ve otomatik olumsuz tepkilerinizin yerine farklı açıları keşfedebileceğinizi göreceksiniz.
İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Güncel Çevre Sorunları! Dünyayı Kurtaran Sürdürülebilir Projeler!
25 Temmuz 2025

Peşi Sıra mı, Peşisıra mı? TDK’ya Göre “Peşi Sıra” Nasıl Yazılır?
25 Temmuz 2025

Öz geçmiş mi, Özgeçmiş mi? TDK’ya Göre “Öz geçmiş” Nasıl Yazılır?
25 Temmuz 2025

Oldubitti mi, Oldu bitti mi? TDK’ya Göre “Oldubitti” Nasıl Yazılır?
25 Temmuz 2025