Bugünün Haberi
25 Haziran 2025, 15:11
12

Hastalıklara Şifa Kaynağı! Kovandan Sadece 2 Çay Kaşığı Çıkıyor, Kilosu 45 Bin TL!

Doğanın mucizevi besinlerinden biri olan ve "dünyanın en pahalı yiyecekleri" arasında gösterilen arı sütü, şaşırtıcı faydaları ve dudak uçuklatan fiyatıyla gündemde. Her kovandan yalnızca çay kaşığı miktarında çıkarılabilen bu değerli besinin kilosu tam 45 bin TL'den alıcı buluyor. Özellikle kanser gibi ciddi hastalıklara şifa olduğu söylenen arı sütünün önemi, uzmanlar tarafından da vurgulanıyor.
Hastalıklara Şifa Kaynağı! Kovandan Sadece 2 Çay Kaşığı Çıkıyor, Kilosu 45 Bin TL!

Arı sütünün neden bu kadar özel olduğunu açıklayan Engin Ekinci, kraliçe arının yaşam süresiyle ilgili çarpıcı bir örnek verdi. Ekinci, "Aynı cinsten ve ırktan olan işçi arının ömrü 40 günken, sadece arı sütü ile beslenen kraliçe arının ömrü 3 ila 4 yıl arasında değişiyor. Kraliçe arının ömrünü uzatan bu besinin insan ömrüne nasıl faydalar sağlayacağını tahmin bile edemeyiz" ifadelerini kullandı. Bu durum, arı sütünün içerdiği benzersiz besin değerlerine işaret ediyor.



Nadir Üretim, Yüksek Değer


Arı sütü, baldan çok daha zorlu bir üretim sürecine sahip. Arı kovanlarında yalnızca kraliçe arının beslenmesi için özel olarak ayrılan bu süper besin, her kovandan bir günde sadece yaklaşık 2 çay kaşığı kadar elde edilebiliyor. Bu sınırlı üretim, arı sütünün yüksek fiyatını açıklayan temel faktörlerden biri.

Yıllar öncesine kadar Türkiye'ye ithal olarak getirilen arı sütü, son yıllarda yerli arıcılar tarafından da üretilmeye başlandı. Bu durum, ülkemizde arı sütü üretimi konusunda önemli bir gelişme olarak kabul ediliyor.



Media content

Birçok Hastalığa Şifa Kapısı: Arı Sütünün Bilinen Faydaları


Engin Ekinci, arı sütünün sağlık açısından birçok faydası bulunduğunu belirterek şunları ekledi: "Kanser hastalığı gibi önemli birçok hastalığa iyi gelmesiyle bilinen arı sütü, dünyanın en pahalı yiyeceklerinden birisi. İçeriğindeki vitamin ve mineral zenginliği sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirme, enerji seviyesini artırma ve genel sağlığı destekleme potansiyeline sahip."

Arı sütünün, özellikle bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkileri, kronik yorgunluk, stres ve çeşitli rahatsızlıklarla mücadelede destekleyici bir rol oynayabileceği düşünülüyor. Kraliçe arının eşsiz yaşam süresi, bu besinin insan sağlığı üzerindeki potansiyelini daha da merak uyandırıcı hale getiriyor.

16 Temmuz 2025, 14:55
7

"Delirten Hastalık" Olarak Bilinen Trigeminal Nevraljiye Dikkat! En Çok 50 Yaş Üstünü Vuruyor

Halk arasında 'delirten hastalık' veya 'intihar hastalığı' olarak anılan trigeminal nevralji, yüzün bir yarısında aniden başlayan ve şiddetli ağrılarla kendini gösteren bir nörolojik durum. Genellikle 50 yaş üstü bireylerde daha sık görülen bu rahatsızlığa, kadınlarda erkeklere oranla daha fazla rastlanıyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Abuzer Güngör, trigeminal nevraljinin tanımından tedavi yöntemlerine kadar önemli açıklamalarda bulundu.
"Delirten Hastalık" Olarak Bilinen Trigeminal Nevraljiye Dikkat! En Çok 50 Yaş Üstünü Vuruyor

Trigeminal Nevralji Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Prof. Dr. Abuzer Güngör'ün tanımına göre, trigeminal nevralji, yüzünüze hafifçe dokunduğunuzda veya sadece yemek yerken bile aniden başlayan, elektrik çarpması benzeri bir acının tüm başınıza yayıldığı, tarifi zor bir ağrıdır. Bu hastalık, beşinci kafa siniri olan trigeminal sinirin etkilenmesiyle ortaya çıkar. Trigeminal sinir, yüzün duyu bilgisini beyne taşıyan kritik bir sinirdir.

Hastalığın tipik belirtileri şunlardır:

  • Ani ve Şiddetli Ağrılar: Yüzün tek tarafında, şimşek çakması gibi keskin, kısa süreli ancak tekrarlayıcı ağrı atakları.
  • Tetikleyici Faktörler: Diş fırçalama, konuşma, çiğneme gibi basit uyaranlarla tetiklenme yaşanması.
  • Tek Taraflılık: Ağrı genellikle yanak, çene, dudak ve göz çevresinde yoğunlaşır ve sıklıkla yüzün sadece bir tarafında hissedilir.

Prof. Dr. Güngör, bu hastalığın bazen tetkiklerde kolayca görünmediğini ancak yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürdüğünü vurguluyor.

Kimler Risk Altında? Trigeminal Nevraljinin Nedenleri

Prof. Dr. Güngör, trigeminal nevraljinin belirli demografik gruplarda ve durumlarda daha sık görüldüğünü belirtiyor:

  • Yaş: Genellikle 50 yaş üstü bireylerde daha sık görülür.
  • Cinsiyet: Kadınlarda daha sık rastlanır.
  • En Sık Neden: Trigeminal sinire baskı yapan bir damarın varlığı.
  • Nadir Nedenler: Nadir durumlarda tümörler veya multipl skleroz gibi nörolojik hastalıklar da etken olabilir.

Tanı Süreci: Diş Ağrısıyla Karıştırmayın!

Trigeminal nevralji, belirtileri nedeniyle sıklıkla diş ağrısıyla karıştırılır. Prof. Dr. Güngör, birçok hastanın bu nedenle yanlışlıkla diş çektirdiğini ve doğru tanının büyük önem taşıdığını belirtiyor.

Doğru tanı süreci şu adımları içerir:

  1. Klinik Öykü: Hastanın ağrının tipi, süresi ve tetikleyicileri hakkında detaylı bilgi vermesi.
  2. Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme: Sinire baskı yapan bir damar ya da kitle olup olmadığının araştırılması için MR görüntüleme yapılması.

Tedavi Yöntemleri: İlaçtan Cerrahiye Geniş Yelpaze

Prof. Dr. Güngör, trigeminal nevralji için çeşitli tedavi yöntemlerinin bulunduğunu ve her hastaya özel bir yaklaşım gerektiğini ifade etti:

  • İlaç Tedavisi: Genellikle antiepileptik ilaçlarla ağrı kontrolü sağlanır. Ancak bu ilaçlar zamanla etkisini kaybedebilir veya yan etkileri tolere edilemez hale gelebilir.
  • Girişimsel Tedaviler (Radyofrekans): Cerrahiye uygun olmayan hastalar için etkili bir yöntemdir. İnce bir iğneyle sinire ulaşılır ve ağrı ileten lifler özel ısı tekniğiyle devre dışı bırakılır.
  • Cerrahi Tedavi (Mikrovasküler Dekompresyon): Bu yöntem, trigeminal nevralji tedavisinde altın standart olarak kabul edilir. Sinire baskı yapan damar mikroskop altında ayrılır. Genellikle retrosigmoid yaklaşımla yapılan bu işlem, günümüzdeki bilgi birikimi, ileri görüntüleme teknikleri ve mikroskobik cerrahi deneyimi sayesinde yüksek başarı oranlarına sahiptir.

Prof. Dr. Güngör, doğru hasta seçimi, doğru cerrahi teknik ve kişiye özel planlama ile çok yüksek başarı oranlarına ulaşılabileceğinin altını çizerek, hastaya gerçekçi bilgi vermenin hekimlik sorumluluğu olduğunu ekledi.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...