Bugünün Haberi
27 Nisan 2025, 12:21
26

Göğüs Ağrısı Neden Olur? İşte Kalp Krizi Dışında Göğüs Ağrısının Olası Nedenleri!

Göğüs ağrısı, bireylerin sıklıkla karşılaştığı ve endişe verici bir semptomdur. Her ne kadar "göğüs ağrısı" denildiğinde akla ilk olarak kalp krizi gelse de, bu yaygın inanışın aksine göğüs ağrısının pek çok farklı nedeni olabilir. Uzmanlar, göğüs bölgesinde hissedilen her rahatsızlığın kalp kaynaklı olmadığını belirtiyor. Peki, göğüs ağrısına yol açan diğer faktörler nelerdir? İşte göğüs ağrısının kalp krizi dışındaki olası nedenleri ve dikkat edilmesi gerekenler haberimizde...
Göğüs Ağrısı Neden Olur? İşte Kalp Krizi Dışında Göğüs Ağrısının Olası Nedenleri!

Göğüs ağrısı, keskin bir bıçak saplanması hissi yaratabileceği gibi, baskı, yanma, sıkışma veya ağırlık şeklinde de kendini gösterebilir. Bu tür şikayetler yaşayan bireylerin vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurması önemlidir. Ancak, panik yapmadan önce göğüs ağrısının kalp dışı kaynaklı olabileceği ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerekir.

Göğüs Ağrısının Kalp Krizi Dışındaki Yaygın Nedenleri:

  1. Mide ve Sindirim Sistemi Sorunları:
    • Reflü (Gastroözofageal Reflü Hastalığı - GÖRH): Mide asidinin yemek borusuna geri kaçması sonucu oluşan yanma hissi göğüste ağrıya neden olabilir. Özellikle yemeklerden sonra veya yatarken artabilir.
    • Hazımsızlık ve Gaz Sıkışması: Sindirim sorunları sonucu oluşan gaz birikimi göğüs bölgesinde baskı ve rahatsızlık hissine yol açabilir.
    • Yemek Borusu Spazmları: Yemek borusundaki kasların ani kasılması göğüste şiddetli ağrıya neden olabilir.
  2. Kas ve İskelet Sistemi Problemleri:
    • Kas Zorlanmaları ve İncinmeler: Göğüs duvarındaki kasların aşırı kullanımı, ters hareketler veya travmalar sonucu oluşan zedelenmeler ağrıya sebep olabilir. Özellikle hareketle veya dokunmakla artan bir ağrıdır.
    • Kaburga Kırıkları veya Çatlakları: Göğüs bölgesine alınan darbeler sonucu kaburgalarda oluşan hasarlar şiddetli ağrıya yol açabilir.
    • Kostokondrit: Kaburgaları göğüs kemiğine bağlayan kıkırdakların iltihaplanması sonucu oluşan bu durum, özellikle göğüs kemiği çevresinde hassasiyet ve ağrıya neden olabilir.
  3. Akciğer ve Solunum Sistemi Sorunları:
    • Akciğer Enfeksiyonları (Pnömoni, Bronşit): Öksürük, nefes darlığı ve göğüs ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Derin nefes almakla veya öksürmekle ağrı artabilir.
    • Plörit: Akciğerleri saran zarın iltihaplanması sonucu oluşan bu durum, nefes alırken keskin bir göğüs ağrısına neden olabilir.
    • Astım: Astım atakları sırasında hava yollarının daralması sonucu göğüste sıkışma ve ağrı hissedilebilir.
  4. Psikolojik Nedenler:
    • Anksiyete ve Panik Atak: Yoğun stres, kaygı ve panik ataklar sırasında göğüste sıkışma, daralma, batma veya yanma gibi çeşitli ağrılar hissedilebilir. Bu tür ağrılar genellikle kısa sürelidir ve diğer psikolojik belirtilerle birlikte görülür.
  5. Diğer Nedenler:
    • Zona (Herpes Zoster): Göğüs bölgesinde çıkan zona döküntülerinden önce veya sırasında şiddetli sinirsel ağrılar hissedilebilir.
    • Akciğer Embolisi: Akciğer damarlarında oluşan bir kan pıhtısı sonucu ani ve şiddetli göğüs ağrısı, nefes darlığı ve öksürük görülebilir. Bu acil bir durumdur.

Ne Zaman Kalp Krizinden Şüphelenmeli?

Her ne kadar göğüs ağrısının pek çok nedeni olsa da, aşağıdaki belirtilerin eşlik ettiği göğüs ağrılarında kalp krizi riski daha yüksektir ve derhal tıbbi yardım alınması gereklidir:

  • Göğüste baskı, sıkışma, ezilme veya ağırlık hissi
  • Sol kola, çeneye, sırta veya boyuna yayılan ağrı
  • Nefes darlığı
  • Soğuk terleme
  • Mide bulantısı veya kusma
  • Baş dönmesi veya sersemlik
  • Hızlı veya düzensiz kalp atışı

Göğüs ağrısı ciddiye alınması gereken bir semptomdur. Ağrının nedeni ne olursa olsun, bir sağlık profesyoneli tarafından değerlendirilmesi önemlidir. Özellikle yukarıda belirtilen kalp krizi şüphesi uyandıran belirtilerle birlikte görülen göğüs ağrılarında vakit kaybetmeden 112 Acil Çağrı Merkezi aranmalıdır.

30 Temmuz 2025, 01:52
6

Sindirimi düzenliyor, cilde ışık katıyor! Doğal Bir Güç Kaynağı

Kavun tohumu sindirim sisteminden cilt sağlığına kadar birçok fayda sunuyor. Uzmanlar, bu besinin günlük hayatta tüketilmesini öneriyor.
Sindirimi düzenliyor, cilde ışık katıyor! Doğal Bir Güç Kaynağı

Son günlerde sağlıklı beslenme trendleri arasında öne çıkan kavun tohumu, adeta doğanın sunduğu bir şifa deposu gibi değerlendiriliyor. Uzmanlara göre, içerdiği vitaminler, mineraller ve antioksidanlar sayesinde sindirim sisteminden bağışıklığa kadar pek çok alanda etkili. Gıda takviyesi arayanlar için sade, doğal ve etkili bir alternatif sunan bu tohum, artık sadece çöpe atılacak bir atık değil.

Peki kavun tohumu neden bu kadar konuşuluyor? Hangi alanlarda fayda sağlıyor? İşte detaylar...

Sindirim Sistemine Katkısı Büyük

Kavun tohumu, içerdiği yüksek lif oranıyla sindirim sistemine doğrudan destek sağlıyor. Bağırsak hareketlerini düzenleyen bu küçük ama etkili tohum, kabızlık gibi yaygın sorunların hafiflemesine yardımcı oluyor. Ayrıca mide rahatsızlıklarının önüne geçilmesinde de destekleyici rol oynadığı belirtiliyor.

Uzman diyetisyen Dr. Nilgün Acar’a göre, “Günlük 1 avuç kavun tohumu tüketmek, bağırsak sağlığı açısından önemli bir destek sağlar. Özellikle lif alımı düşük bireylerde etkisi daha da net görülüyor.”

Bağışıklık Sistemini Güçlendiriyor

Beslenme uzmanları, kavun tohumunun C vitamini ve çinko açısından zengin olduğunu vurguluyor. Bu içerikler, bağışıklık sisteminin daha dirençli çalışmasına katkı sağlıyor. Mevsim geçişlerinde artan soğuk algınlığı vakalarına karşı doğal bir kalkan görevi gören bu tohumlar, enfeksiyonlara karşı da koruma sağlıyor.

Son dönemde sosyal medyada kullanıcıların sıkça paylaştığı tariflerde kavun tohumu çayı ve yoğurt karışımları dikkat çekiyor. Özellikle evde doğal yollarla bağışıklık artırmak isteyenler için pratik bir alternatif sunuyor.

Cilt Dostu Bir Takviye

Kavun tohumunda bulunan antioksidanlar, cilt hücrelerinin yenilenmesine katkıda bulunuyor. Bu sayede ciltteki yaşlanma belirtileri azalırken, daha canlı ve nemli bir görünüm elde edilmesi kolaylaşıyor. Dermatolog Dr. Ayla Güngör, “Kavun tohumu içeren maskelerin cilt yenilenmesinde olumlu etkiler yarattığını gözlemliyoruz” diyerek bu konuda dikkat çekici bir bilgi paylaşıyor.

Egzama, sivilce ve kuruluk gibi cilt sorunlarında da destekleyici etkilerinin olduğu bildiriliyor.

Kalp Sağlığını da Unutmamak Gerek

Kalp-damar sağlığıyla ilgilenen birçok uzmana göre, kavun tohumu içerdiği omega-3 yağ asitleri sayesinde kötü kolesterolün düşürülmesine yardımcı oluyor. Böylece damarların esnekliğini koruması sağlanırken, kalp krizi ve felç gibi risklerin azaltılmasında da rol oynayabiliyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan bir yetkili, “Yerel üreticilerimizin kavun çekirdeğini çöpe atmak yerine kurutma ve değerlendirme süreçlerine yönelmesi konusunda teşvik çalışmaları planlıyoruz” açıklamasında bulunarak ekonomik boyutuna da dikkat çekti.

Nasıl Tüketilmeli?

Kavun tohumunu çiğ olarak tüketmek zor olabilir. Ancak kurutulmuş veya kavrulmuş haliyle yoğurt, smoothie, salata gibi besinlerin içine karıştırılarak oldukça pratik bir şekilde değerlendirilebilir. Toz haline getirilip tatlı tariflerinde veya bitki çaylarında da kullanılabiliyor.

Beslenme koçları, günlük 1 avuçtan fazlasının önerilmediğini; aşırı tüketimin mide hassasiyeti yaratabileceğini belirtiyor.

Kavun Tohumu Göz Ardı Edilmemeli

Son günlerde hem uzmanlar hem de vatandaşlar tarafından sıkça gündeme gelen kavun tohumu, sağlıklı yaşama katkı sunan doğal bir destekçi olarak dikkat çekiyor. Sindirimden bağışıklığa, ciltten kalbe kadar birçok sistem üzerinde olumlu etkiler bırakan bu tohum, günlük beslenme alışkanlıklarına küçük ama etkili bir dokunuş getirebilir.

Belki de bu yazın en sade ama en güçlü beslenme trendi, market raflarında değil; doğrudan meyvenin içindeki bu küçük mucizede saklı olabilir.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...