Bugünün Haberi
27 Haziran 2025, 12:18
2

Dövme Kansere Yol Açar mı? Bilimsel Araştırmalar ve Güncel Tartışmalar

Dövme yaptırmanın lenf kanseri ve cilt kanseri riskini artırabileceği yönündeki bazı son araştırmalar, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Özellikle 2024 ve 2025 yıllarında yayımlanan çalışmalar, dövmeli bireylerde potansiyel bir risk artışına işaret etse de, bilim dünyası bu bulguların kesin bir neden-sonuç ilişkisi kurmak için yeterli olmadığını vurguluyor. Peki, dövme kansere sebebiyet verir mi? Güncel araştırmalar ne diyor?
Dövme Kansere Yol Açar mı? Bilimsel Araştırmalar ve Güncel Tartışmalar

Dövme, binlerce yıldır dini, kültürel veya estetik nedenlerle kullanılan bir ifade biçimidir. Tarihteki en eski örneklerinden biri, MÖ 3370–3100 yılları arasında yaşadığı belirlenen **"Buz Adam Ötzi"**nin vücudundaki dövmelerdir. Antik Mısır'da da mumyalarda benzer figüratif dövmelere rastlanmıştır.

Dövmenin temel prensibi, mürekkebin (organik veya inorganik pigmentlerin taşıyıcı sıvılarla karışımı) cildin dermis tabakasına iğne yoluyla enjekte edilmesidir. Bu yöntem, mürekkebin kalıcılığını sağlar; çünkü mürekkep yalnızca cildin üst katmanı olan epidermise uygulandığında, cilt bu katmanı kısa sürede yeniler ve dövme kalıcı olmaz.

Dövme sırasında enjekte edilen mürekkebin bir kısmı lokal bağ dokusu hücrelerine (fibroblastlara) yerleşirken, bir kısmı dokular arasında kalır. İşlem sonrası oluşan iltihabi yanıt, bağışıklık sistemi hücreleri olan makrofajları bölgeye çeker. Bu makrofajlar, mürekkep partiküllerini sindirir. Dövmenin kalıcılığı, bu makrofajların yaşam döngüsüne bağlıdır; ölen hücrelerden salınan mürekkep, yeni gelen makrofajlar tarafından yeniden sindirilir.

Ancak bazı makrofajlar, mürekkebi taşıyarak lenf düğümlerine kadar ulaşabilir. Bu durum, dövme sonrası lenf düğümlerinde mürekkep birikimine ve potansiyel olarak bağışıklık sisteminde değişimlere yol açabilir.



Dövme Mürekkebi Kanserojen Olabilir mi?


Günümüzde kullanılan bazı dövme mürekkeplerinin içerdiği kimyasallar, uluslararası sağlık otoriteleri tarafından potansiyel kanserojen olarak sınıflandırılmıştır. Özellikle siyah mürekkepte sıkça kullanılan karbon siyahı, Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) tarafından "insanlar için muhtemel kanserojen" olarak kabul edilmektedir.

Karbon siyahı üretimi sırasında ortaya çıkan poliaromatik hidrokarbonlar (PAH'lar), özellikle benzo[a]piren gibi bileşenler ise "kesin kanserojen" olarak tanımlanmıştır. Ayrıca, renkli dövme mürekkeplerinde bulunan azo boyaları, güneş ışığı veya lazerle silme işlemi sonrası kanserojen aromatik aminler açığa çıkarabilir.

Tüm bu nedenlerle, dövme ile cilt ve lenf kanseri arasındaki olası ilişki, bilimsel olarak araştırılması gereken önemli bir konudur.



Güncel Araştırmalar Ne Diyor?


Mevcut araştırmalar, dövme ile lenfoma veya cilt kanseri arasında olası bir bağlantıya işaret etse de, bilim dünyası bu ilişkinin nedensel olduğunu kanıtlamak için henüz yeterli veriye sahip olmadığını belirtiyor.

  • Nielsen ve arkadaşlarının 2024 tarihli araştırmasında, ilk dövmesini yaptırmasından sonraki iki yıl içinde lenfoma tanısı alan bireylerde hastalık riskinin %81 daha yüksek olduğu bulundu. Genel olarak dövmesi olan bireylerde lenfoma riski %21 daha yüksek olarak gözlemlense de bu artış istatistiksel olarak kesin anlamlı değildi.
  • Clemmensen ve arkadaşlarının 2025'te ikizler üzerinde yaptığı çalışmada, dövme yaptıran bireylerde, bazal hücreli karsinom dışı cilt kanseri riskinin 1.62 kat daha yüksek olduğu bildirildi. Avuç içinden büyük boyutlarda dövmesi olanlarda cilt kanseri riski 2.37 kat, lenfoma riski ise 2.73 kat artmıştı. Ancak tek yumurta ikizleri üzerinde yapılan özel analizde, istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamadı.


Media content

Bu Bulgular Ne Anlama Geliyor?


Bu çalışmalar olası bir bağlantıyı düşündürse de, mevcut verilerle dövmenin doğrudan kansere yol açtığını söylemek için yeterli değildir. Şunlar unutulmamalıdır:

  • Nedensel Bağlantı Henüz Kanıtlanmadı: Gözlemlenen risk artışları rastlantısal olabilir veya başka faktörlerle ilişkili olabilir.
  • Karmaşık Faktörler: Melanom gibi cilt kanserleri UV ışığına maruz kalma gibi çevresel ve yaşam tarzı faktörleriyle, lenfoma ise EBV gibi viral etkenlerle ilişkilidir. Bu gibi ek faktörlerin dövmeyle ilişkisi henüz netleşmemiştir. Kapsamlı ve ileri düzey prospektif çalışmalar yapılmadan, bu ek faktörlerin etkisi nötralize edilmeden kesin bir sonuca varılamaz.
  • Daha Fazla Araştırma İhtiyacı: Dövmenin büyüklüğü, sayısı, mürekkep türü ve kişisel sağlık geçmişi gibi unsurların kanser riski üzerindeki uzun vadeli etkilerini incelemek için daha büyük, uzun vadeli ve çok değişkenli, kontrollü çalışmalara ihtiyaç vardır.


Sonuç: Dövme Kanser Yapar mı?


Mevcut bilimsel verilerle, dövmelerin tek başına lenfoma veya cilt kanserine yol açtığını kesin olarak söylemek şu an için mümkün değildir. Araştırmalar olası bir ilişkiyi işaret etse de, bu ilişkinin nedensel olduğunu kanıtlamak için daha fazla bilimsel kanıta ihtiyaç vardır.

Ancak kullanılan mürekkep türü, dövmenin boyutu ve kişisel sağlık geçmişi gibi unsurların uzun vadede bazı riskler oluşturabileceği ihtimali göz ardı edilmemelidir. Dövme yaptırmadan önce bu potansiyel riskleri bilmek, kişisel sağlık açısından önemli bir bilinç adımıdır. Daha net ve kesin sonuçlar için gelecekte yapılacak bilimsel araştırmaların bulguları beklenmelidir.

27 Haziran 2025, 12:42
1
(Güncellendi: 27 Haziran 2025, 12:42)

Ejderhalar Gerçek mi? Efsanelerden Popüler Kültüre Ejderhaların Gizemi

Kanatlı, ateş püskürten devasa yaratıklar... Binlerce yıldır insanlığın hayal gücünü süsleyen, korkutan ve büyüleyen ejderhalar, mitolojiden fantastik edebiyata, sinemadan oyunlara kadar her yerde karşımıza çıkıyor. Peki, bu efsanevi varlıklar gerçekten var oldu mu? Yoksa neden bu kadar popülerler? Bilimsel gerçekler ışığında ejderha efsanesinin kökenlerine ve popüler kültürdeki yerini mercek altına alıyoruz.
Ejderhalar Gerçek mi? Efsanelerden Popüler Kültüre Ejderhaların Gizemi

Net bir cevapla başlayalım: Ejderhalar, bilimsel olarak varlığı kanıtlanmış gerçek canlılar değildir. Yani, günümüzde canlı olarak bilinen, fosili bulunan veya genetik kanıtı olan bir ejderha türü bulunmamaktadır. Ateş püskürten, devasa kanatlı sürüngenler yalnızca efsane ve mitolojinin bir ürünüdür.

Peki, bu kadar gerçekçi tasvirler ve yaygın inanışlar nereden geliyor? Bilim insanları ve araştırmacılar, ejderha efsanelerinin kökenine dair çeşitli teoriler öne sürüyor:

  • Dinozor Fosilleri: Tarih öncesi çağlardan kalma dinozor fosilleri, ejderha efsanelerinin en güçlü ilham kaynaklarından biri olarak kabul edilir. Eski çağlarda insanlar, karşılaştıkları devasa kemikleri günümüzdeki hiçbir hayvana benzetemeyince, bunları bilinmeyen, korkutucu canavarlara atfetmiş olabilirler. Özellikle Çin'de bulunan dinozor fosilleri, ejderha motifinin bu kültürde neden bu kadar merkezi olduğunu açıklayabilir.
  • Gerçek Hayvanlar: Komodo ejderi gibi büyük sürüngenler veya yılanlar, ejderha hikayelerinin oluşumunda rol oynamış olabilir. Ayrıca, timsahlar veya dev yılanlar gibi yırtıcı hayvanlarla karşılaşmalar, ejderha figürüne ilham vermiş olabilir.
  • Jeolojik Olaylar: Volkanik patlamalar, gaz çıkışları veya depremler gibi doğa olayları, ateş püskürten veya yeri sarsan ejderha figürlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamış olabilir.
  • Psikolojik Temeller: İnsanlığın bilinmeyene karşı duyduğu korku, güce hayranlık ve doğa olaylarını açıklama çabası, ejderha gibi güçlü ve esrarengiz varlıkların yaratılmasına katkıda bulunmuştur.


Ejderhalar Neden Bu Kadar Popüler?


Gerçek olmamalarına rağmen ejderhalar, binlerce yıldır kültürlerarası bir fenomen olarak varlığını sürdürüyor. Peki, ejderhaların popülerliği nereden geliyor?

  1. Mitolojik ve Kültürel Zenginlik: Ejderhalar, farklı kültürlerde çok çeşitli anlamlar taşır. Batı mitolojisinde genellikle kötülüğün, açgözlülüğün ve felaketin sembolü olarak tasvir edilirken, Doğu kültürlerinde (özellikle Çin'de) bilgelik, güç, iyi şans ve refahın temsilcisidir. Bu zengin ve çelişkili anlamlar, ejderhaları daha ilgi çekici kılar.
  2. Görsel ve Estetik Çekicilik: Ejderhalar, tasvirleri itibarıyla oldukça ihtişamlı ve etkileyicidir. Kanatları, pullu derileri, keskin dişleri ve ateş nefesi, görsel olarak büyüleyici karakterler yaratır. Bu estetik çekicilik, özellikle fantastik sanat ve sinemada büyük rol oynar.
  3. Güç ve Kudret Sembolü: Ejderhalar, genellikle doğanın yıkıcı ve aynı zamanda yaratıcı gücünü temsil eder. Onların kontrol edilemez ve devasa güçleri, insanlığın bilinmeyene ve doğanın kudretine duyduğu hayranlığı yansıtır.
  4. Fantastik Edebiyat ve Sinemanın Yükselişi: J.R.R. Tolkien'in "Yüzüklerin Efendisi"ndeki Smaug'dan, George R.R. Martin'in "Buz ve Ateşin Şarkısı" (Game of Thrones) serisindeki Daenerys Targaryen'in ejderhalarına kadar, modern fantastik edebiyat ve sinema, ejderhaları ana akım kültüre taşıdı. Bu yapımlar, ejderhaları sadece canavar olarak değil, aynı zamanda karmaşık karakterler, sadık dostlar veya kadim ırkların son temsilcileri olarak tasvir ederek popülerliklerini artırdı.
  5. İnsan Hayal Gücünün Sınırları: İnsan doğasında var olan hikaye anlatıcılığı ve hayal kurma yeteneği, ejderhalar gibi efsanevi varlıkların nesilden nesile aktarılmasını sağlar. Onlar, bizim sıradan dünyanın dışına çıkma, macera ve gizem arayışımızın bir yansımasıdır.
Media content

Ejderhalar, somut varlıklar olmasalar da, insanlık tarihi boyunca efsanelerle beslenmiş, güçlü semboller olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Onların popülerliği, sadece fantastik eserlerdeki görkemli tasvirleriyle değil, aynı zamanda kültürel derinlikleri ve insanlığın hayal gücündeki yerleriyle de açıklanabilir.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...