Bugünün Haberi
14 Nisan 2025, 23:37
13

Depresyon Atağı mı Yaşıyorsunuz? İşte Dikkat Etmeniz Gereken 7 Kritik Belirti

Depresyon, sadece üzüntüden çok daha fazlasıdır ve zaman zaman şiddetli ataklar halinde kendini gösterebilir. Peki, bir depresyon atağı yaşadığınızı gösteren belirtiler nelerdir?
Depresyon Atağı mı Yaşıyorsunuz? İşte Dikkat Etmeniz Gereken 7 Kritik Belirti

Bu haberimizde, kendinizde veya çevrenizde gözlemleyebileceğiniz 7 önemli işareti derledik. Eğer bu belirtilerden birkaçını birden ve yoğun bir şekilde deneyimliyorsanız, bir uzmana başvurmak önemlidir.

1. Yoğun ve Ani Üzüntü Hali:

Depresyon atağının en belirgin işaretlerinden biri, ani ve yoğun bir üzüntü, keder veya boşluk hissidir. Bu duygu hali, normal günlük iniş çıkışlardan çok daha derin ve uzun süreli olabilir. Kişi, normalde keyif aldığı aktivitelere karşı ilgisini kaybedebilir ve hiçbir şeyden zevk alamaz hale gelebilir.

2. İlgi Kaybı ve Zevk Alamama (Anhedoni):

Eskiden büyük keyif aldığınız hobiler, sosyal aktiviteler veya ilgi alanlarına karşı ani bir ilgi kaybı yaşamak depresyon atağının önemli bir belirtisidir. Artık hiçbir şey sizi heyecanlandırmıyor, motive etmiyor ve zevk vermiyorsa dikkatli olmak gerekir.

3. Uyku Düzeninde Ciddi Değişiklikler:

Depresyon atakları, uyku düzenini ciddi şekilde bozabilir. Bu durum uykusuzluk (insomnia) şeklinde kendini gösterebileceği gibi, aşırı uyuma (hipersomnia) şeklinde de ortaya çıkabilir. Kalitesiz uyku ve sürekli yorgunluk hissi de sıkça görülen belirtiler arasındadır.

4. İştah ve Kilo Değişiklikleri:

Depresyon, yeme alışkanlıklarını da olumsuz etkileyebilir. Bazı kişilerde iştahta belirgin bir azalma ve kilo kaybı yaşanırken, bazılarında ise aşırı yeme ve kilo alma görülebilir. Bu ani ve istemsiz değişiklikler, depresyon atağının bir işareti olabilir.

5. Enerji Düşüklüğü ve Sürekli Yorgunluk:

Normal aktiviteleri yapmakta zorlanma, sürekli yorgun hissetme ve enerji düşüklüğü depresyonun yaygın belirtilerindendir. Depresyon atağı sırasında bu kronik yorgunluk hissi daha da şiddetlenebilir ve günlük işleri bile yapmakta zorlanmaya neden olabilir.

6. Suçluluk, Değersizlik ve Çaresizlik Hissleri:

Depresyon atağı yaşayan kişilerde sıklıkla yoğun suçluluk, değersizlik ve çaresizlik hisleri görülür. Kendilerini sürekli eleştirme, geçmişteki hataları sürekli düşünme ve geleceğe dair umutsuzluk besleme eğiliminde olabilirler.

7. Odaklanma Sorunları ve Karar Vermekte Güçlük:

Konsantrasyon eksikliği, dikkat dağınıklığı ve karar vermekte zorlanma depresyonun bilişsel belirtilerindendir. Depresyon atağı sırasında bu sorunlar daha belirgin hale gelebilir. Basit kararları almakta bile zorlanma ve düşünceleri toparlamakta güçlük çekme yaşanabilir.

Unutmayın: Yalnız Değilsiniz ve Yardım Alabilirsiniz!

Eğer bu belirtilerden birkaçını yoğun bir şekilde yaşıyorsanız, bu bir depresyon atağı olabilir. Bu durumda bir psikolog veya psikiyatriste başvurmak en doğru adımdır. Profesyonel yardım alarak bu zorlu süreci atlatabilir ve sağlığınıza kavuşabilirsiniz.

27 Ağustos 2025, 14:34
5

Utanç Kadının Değil Failin! İfşalarla Yıkılan Ataerkil Düzen

Taciz ifşaları yalnızca bireysel suçları değil, onları koruyan sistemleri de açığa çıkarıyor. Feminist politika, utancı mağdura değil faile iade ederek hakikati kamusal alana taşıyor. İfşaların neden bu kadar önemli olduğuna dair tüm detaylar haberimizde…
Utanç Kadının Değil Failin! İfşalarla Yıkılan Ataerkil Düzen

Türkiye’de son günlerde art arda gelen taciz ifşaları, yalnızca bireysel failleri değil, onların eylemlerini mümkün kılan ataerkil sistemleri de açığa çıkarıyor. Feminist politika, mağdurun sessizliğine odaklanmak yerine bu sessizliği üreten, yeniden üreten ve koruyan toplumsal mekanizmaları ifşa etmeyi hedefliyor. Çünkü utanç, kadının ya da çocuğun sırtına yüklenen bireysel bir duygu değil; erkekliğin “onur” adı altında sahip çıktığı, sistematik biçimde dağıtılan ve failin korunmasını sağlayan bir araç olarak işliyor. UNICEF verilerine göre dünya genelinde milyonlarca kadın ve çocuk en yakınları tarafından istismara uğrarken, devlet ve kurumların bu utancı gizlemeye yönelik ikiyüzlü tavrı, mağdurların-hayatta kalanların sesini bastırıyor.

Onur kime ait, utanç kime?

Psikoloji literatüründe utanç çoğu kez bireysel duygu olarak tanımlansa da feminist teoriler bunun toplumsal bir inşa olduğunu vurguluyor. Kadınlara itaatkârlık ve utangaçlık, erkeklere meydan okuma ve cesaret atfedilerek duygular dahi cinsiyetlendirilmiş durumda. İşte bu nedenle ifşalar, yalnızca bireysel deneyimleri açığa çıkarmak değil, utancı faillere iade edip onuru kadın dayanışmasının merkezine taşımak anlamına geliyor. Gabor Maté’nin de belirttiği gibi, travmayı derinleştiren yaşanan olayın kendisi değil, sonrasında mağdurun nasıl karşılandığıdır. Kadınların ve çocukların adalet arayışında sürekli susmaya zorlandığı bir düzende, ifşalar sessizliği kıran en güçlü kolektif araçlardan biri olarak öne çıkıyor. Bugün asıl soru, “neden şimdi anlattı?” değil, “neden bu kadar susturulmak zorunda kaldı?” olmalıdır. Çünkü utanç kadına değil, failin işlediği şiddeti mümkün kılan ataerkil zihniyete aittir.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...