Bugünün Haberi
15 Ağustos 2025, 14:26
5

Çin’in Yükselişi ve Türkiye’ye Yansımaları: Dünyayı Sarsan Gelişmeler!

Çin, teknoloji, ekonomi ve tarımda dünya liderliğine oynarken, Türkiye uluslararası gündemde olumlu imajını pekiştiriyor. Sosyal medyada ülkemiz hakkındaki övgüler artarken, Pekin’in askeri ve ekonomik gücü merak uyandırıyor. Detaylar ve dikkat çeken rakamlar haberimizde…
Çin’in Yükselişi ve Türkiye’ye Yansımaları: Dünyayı Sarsan Gelişmeler!

Türkiye’ye dair haberler, dünya ajanslarıyla paralel olarak televizyonlarda ve gazetelerde yer alıyor. Doğal afetler, orman yangınları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi ziyaretleri ve beyanları, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamaları en çok işlenen konular arasında. Sosyal medyada ise Türkiye ile ilgili paylaşımlar genellikle olumlu; turlarla veya bireysel olarak gelen yabancı turistler ülkemizin tarihi yerlerini, doğal güzelliklerini, mutfağını ve misafirperverliğini övüyor. Olumsuz yorumlara rastlanmazken, Türkiye’nin turizmdeki imajı güçlenmeye devam ediyor. Öte yandan, komşuluk ilişkilerinde Türkiye çok sayıda ülkeyle sınırdaş olsa da, Çin tam 14 ülkeyle sınır komşusu olarak bu alanda öne çıkıyor. Çin’in 22 bin kilometreyi aşan kara sınırları, coğrafi gücünü yansıtıyor.

Çin’in Ekonomik ve Teknolojik Yükselişi

Çin, hızlı tren hatlarının yüzde 70’ine sahip, 48 bin kilometrelik ağı ile ulaşımda dünya lideri konumunda. Saatte 250-350 kilometre hız yapan trenlerin yanı sıra, 450 kilometreye çıkacak hatlar için testler sürüyor. Son 25 yılda bankacılık, otomotiv, enerji, internet, uzay teknolojileri, elektronik ve turizm gibi sektörlerde hızlı bir yükseliş kaydeden Çin, tarımda da 300 milyondan fazla çiftçiyle dünya lideri. Nükleer güce sahip ülke, dünyanın en büyük aktif ordusuna ve ikinci en büyük savunma bütçesine sahip. Ekonomide ise 58 milyon özel şirket, dış ticaretin yüzde 30’unu, sanayi üretiminin yüzde 25’ini ve toplam verginin yüzde 7.1’ini karşılıyor. Eğitimdeki yükseliş, yurtdışında eğitim almış beyinlerin geri dönüşünü teşvik eden politikalarla destekleniyor. Pekin’in alışveriş merkezleri, çarşıları ve gece pazarları, hem yerli hem yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor.

15 Ağustos 2025, 15:22
6

Figen Batur’un Ardında Bıraktığı Sırlarla Dolu Entelektüel Miras

Türk basınının ve kültür dünyasının önemli ismi Figen Batur hayatını kaybetti. 1980’lerde Ankara’daki evi, Türkiye’nin en önemli aydınlarını bir araya getiren özel bir buluşma noktasıydı. Onun unutulmaz hikâyesi ve kültürel mirası haberimizde…
Figen Batur’un Ardında Bıraktığı Sırlarla Dolu Entelektüel Miras

Türk basınının önemli isimlerinden, Hürriyet gazetesinin eski yazarı Figen Batur, hayatını kaybetti. Vefat haberini meslektaşı Ertuğrul Özkök duyurdu. Figen Batur, gazetecilik kariyerinin ötesinde, 1980’li yıllarda Ankara’daki evini dönemin önde gelen aydınları, yazarları ve sanatçıları için bir buluşma noktası haline getirmesiyle tanınıyordu. Ülkenin siyasi ve sosyal olarak çalkantılı bir dönemden geçtiği bu yıllarda, Batur’un evi, fikirlerin özgürce paylaşıldığı, sanat ve edebiyatın tartışıldığı özel bir alan haline gelmişti. O dönem edebiyatçı Enis Batur ile evli olan Figen Batur, evini adeta bir akademiye dönüştürmüş; Türk entelektüel hayatında merkezi bir figür haline gelmişti.

1980’lerin Çınaraltısı: Figen Batur’un Evi
Ertuğrul Özkök, Figen Batur’un evini “1980’lerin Çınaraltı’sı” olarak nitelendirerek, buradaki entelektüel buluşmaların önemine dikkat çekti. Batur’un salonu, Türk edebiyatı ve düşünce dünyasının en önemli isimlerini ağırlamıştı. “Anayurt Oteli”nin yazarı Yusuf Atılgan, felsefeci Oruç Aruoba, usta yazar Bilge Karasu, romancı Selim İleri, şair Ece Ayhan, tarihçi İlber Ortaylı, eleştirmen Tahsin Yücel ve besteci İlhan Usmanbaş gibi isimler burada bir araya gelerek 12 Eylül sonrası dönemin baskıcı atmosferinde nefes alabilecek bir entelektüel alan yaratmıştı. Figen Batur, bu çevrenin birleştirici gücü olarak, Türkiye’nin kültürel dokusunun şekillenmesinde kilit bir rol oynamış; hem gazeteci hem de kültür insanı olarak derin izler bırakmıştı. Onun vefatı, yalnızca basın camiası için değil, tüm kültür dünyası için büyük bir kayıp olarak değerlendiriliyor.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...