Yorum-analiz niteliğindeki bu yazıda, Türkiye'nin son günlerde tanık olduğu siyasi kriz ve CHP'deki iç çekişmeler derinlemesine inceleniyor. Yazar, CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının polis tarafından ablukaya alınmasını ve bu esnada yaşanan gerginlikleri "demokrasinin kanayan açık yarası" olarak niteliyor. Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "Bugün bana, yarın hepimize" sözlerini hatırlatarak, bu olayın sadece CHP'yi değil, tüm toplumu tehdit ettiğini belirtiyor. Yazıda, bu durumun arkasındaki isimlerden biri olarak gösterilen Gürsel Tekin'in tavrı sert bir dille eleştiriliyor ve Tekin'in geçmişteki mücadelelerini unutup, "yandaş medya" tarafından övülmesini sorguluyor.

Utanç Verici Sahne, Büyük İkazlar

Yazı, yaşanan olayların milletvekili dokunulmazlığı ve anayasa gibi temel ilkeleri hiçe saydığını ve bunun Türkiye için utanç verici bir durum olduğunu vurguluyor. Olayları haber yapma yasağının getirilmesi, 1960 darbesi öncesindeki Tahkikat Komisyonu'nun basına uyguladığı yasağa benzetilerek demokrasinin son nefesini vermesinin istendiği iddia ediliyor. Yazar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "Hadi gelin beni de tutuklayın" gibi söylemlerini de eleştiriyor ve bu tür söylemlerin Mustafa Kemal Atatürk'ün stratejisine aykırı olduğunu belirtiyor. Kılıçdaroğlu'nun olası hamleleri ve İstanbul-Ankara davalarının birleştirilmesi gibi risklere dikkat çekerek, parti kurmaylarına bu manipülasyonlara karşı uyanık olmaları çağrısında bulunuyor. Ayrıca CHP Genel Merkezi'nin stratejik önemine vurgu yaparak, buraya yapılacak olası bir müdahalenin ülkeye büyük zarar vereceği konusunda uyarıda bulunuyor.