Bugünün Haberi
24 Haziran 2025, 15:38
8

Bağırsakları Motor Gibi Çalıştıran Mucize Besin: Keten Tohumu ile Ödemleri Anında Yok Edin!

Sindirim sisteminizi düzenlerken aynı anda sağlıklı bir şekilde kilo vermek mi istiyorsunuz? Öğütülmüş keten tohumunu beslenme programınıza ekleyerek bağırsaklarınızı motor gibi çalıştırabilir, vücudunuzdaki ödemlerden kurtularak kışa fit girebilirsiniz. Peki, bu süper besin keten tohumu nasıl tüketilmeli ve daha fit bir vücut için bilinmesi gerekenler neler? Detaylar haberimizde!
Bağırsakları Motor Gibi Çalıştıran Mucize Besin: Keten Tohumu ile Ödemleri Anında Yok Edin!

Keten bitkisinin meyvelerinden elde edilen keten tohumu, içerdiği zengin lif ve metabolizmayı hızlandırıcı etkisiyle adeta bağırsakları motor gibi çalıştırıyor. Diyetisyenler, özellikle kabızlığı anında yok eden ve şişkinlikleri azaltan öğütülmüş keten tohumunun düzenli tüketiminin altını çiziyor. Ancak önemli bir uyarı: Günlük tüketim miktarının 40 gramı aşmaması gerekiyor. Çünkü 10 yemek kaşığından fazla tüketilmesi toksik etkilere yol açabiliyor.


Keten Tohumu Zayıflatır mı? Tokluk Hissiyle Kilo Kontrolü

Keten tohumu, düzenli olarak tüketildiğinde bağırsakları hızlandırıcı etkisi sayesinde ayda en az 3 ila 5 kilo vermeye yardımcı olabilir. Özellikle öğütülmüş formda tüketilmesi tavsiye edilen keten tohumu, sağladığı uzun süreli tokluk hissi sayesinde diyetisyenler tarafından da sıklıkla öneriliyor. Bu özelliği sayesinde gereksiz atıştırmalıkların önüne geçerek kalori alımını kontrol altında tutmanızı sağlıyor.


Media content

Keten Tohumu Nasıl Tüketilmeli? Bağırsakları Çalıştıran Smoothie Tarifi

Diyetisyen Ezgi Mumcu'dan, içerisinde keten tohumu bulunan, zayıflatıcı etkisiyle bilinen sağlıklı ve lezzetli bir içecek tarifi:

Keten Tohumlu Bağırsakları Motor Gibi Çalıştıran Smoothie Tarifi:

Malzemeler:

  • 1 adet muz (soyulmuş ve dilimlenmiş)
  • 1,5 su bardağı laktozsuz süt
  • 1 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 yemek kaşığı öğütülmüş keten tohumu
  • 1 tutam toz zencefil
  • 1 tutam tarçın

Hazırlanışı

Tüm malzemeleri bir blendera ekleyin ve pürüzsüz bir kıvam alana kadar karıştırın. Hazırladığınız smoothie'yi hemen içebilirsiniz. Bu tarif, güne zinde başlamanıza ve sindirim sisteminizi desteklemenize yardımcı olacaktır.


Media content

Öğütülmüş Keten Tohumunun Diğer Faydaları

Uzman isimlerin açıklamalarına göre öğütülmüş keten tohumu, sadece sindirim sağlığı için değil, genel vücut sağlığı için de birçok fayda sunuyor:

  • Yeterli lif alımı sayesinde düzensiz bağırsak hareketleriyle ilişkili şişkinliği ve rahatsızlığı azaltır.
  • Bazı araştırmalar, kanser tedavisinde düzenli tüketildiğinde olumlu sonuçlar ortaya koyduğunu belirtmektedir.
  • Kronik kabızlık sorununa iyi gelir.
  • İçerdiği E vitamini sayesinde cildi güzelleştirir, saç dökülmelerine ve tırnak kırılmalarına karşı iyileştirici etki gösterir.
  • Metabolizmanın daha hızlı çalışmasını sağlar ve uzun süre tok tutucu özelliği bulunur.
  • Kan şekerini düzenleyici etkisi bulunmaktadır.

Keten tohumunu düzenli ve dengeli bir şekilde beslenmenize dahil ederek, hem sağlıklı bir sindirim sistemine kavuşabilir hem de genel sağlığınızı destekleyebilirsiniz. Unutmayın, herhangi bir besin takviyesine başlamadan önce doktorunuza veya diyetisyeninize danışmanız önemlidir.

26 Haziran 2025, 17:33
5

Amok Hastalığı: Gizemli Sendrom ve Tedavi Yaklaşımları

Amok, genellikle Güneydoğu Asya kültürlerinde tanımlanan, ani ve kontrol edilemeyen şiddet patlamalarıyla karakterize nadir bir psikolojik sendromdur. Batı tıbbında tam olarak tanınmış bir hastalık olmaktan ziyade, belirli bir kültürel bağlamda ortaya çıkan bir sendrom olarak kabul edilir. Genellikle erkeklerde görülen bu durum, bireyin aniden çevresine karşı yıkıcı veya öldürücü davranışlar sergilemesiyle kendini gösterir ve ardından yorgunluk ve sendromik olaya ilişkin hafıza kaybı takip edebilir.
Amok Hastalığı: Gizemli Sendrom ve Tedavi Yaklaşımları

"Amok koşmak" deyimiyle de bilinen bu sendrom, kişinin derin bir depresyon, stres veya travma sonrasında yaşadığı yoğun bir psikotik epizot olarak tanımlanır. Bu durum, genellikle sosyal veya kişisel onurun zedelenmesi gibi bir tetikleyici olayla ilişkilidir. Birey, bu yoğun duygusal yükün altından kalkamayarak ani bir delilik haline girer ve etrafındaki kişilere saldırmaya başlar. Saldırganlık nöbeti genellikle kısa sürer ve sonrasında kişi bitkin düşer, hatta olayı hatırlamayabilir.

Amok, modern psikiyatrik sınıflandırmalarda spesifik bir tanı olarak yer almamakla birlikte, "kültüre bağlı sendromlar" kategorisinde incelenir. Bu da, sendromun ortaya çıkışında kültürel, sosyal ve psikolojik faktörlerin karmaşık bir etkileşim içinde olduğunu gösterir.


Tedavi Süreci Nasıldır?


Amok sendromunun tedavisi, olayın akut döneminden sonra başlar ve genellikle çok yönlü bir yaklaşım gerektirir. Tedavide amaç, hem akut dönemin etkilerini yönetmek hem de altta yatan psikolojik sorunları ele almaktır.

  • Akut Dönem Yönetimi: Amok atağı geçiren kişi, öncelikle kendisi ve çevresi için bir tehlike oluşturmaması adına genellikle sakinleştirici ilaçlarla kontrol altına alınır. Hastaneye yatış ve yakın gözlem bu dönemde kritik öneme sahiptir.
  • Psikofarmakolojik Tedavi: Sendromun altında yatan depresyon, anksiyete veya psikotik semptomları hedef alan antipsikotik, antidepresan veya anksiyolitik ilaçlar kullanılabilir. İlaç tedavisi, semptomların kontrol altına alınmasında ve tekrarlayan atakların önlenmesinde önemli bir rol oynar.
  • Psikoterapi: Bireyin yaşadığı travmatik olayları, stres faktörlerini ve duygusal zorlukları ele almak için bireysel terapi, grup terapisi veya aile terapisi uygulanabilir. Bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve psikodinamik terapi gibi yaklaşımlar, hastanın iç dünyasını anlamasına ve başa çıkma mekanizmaları geliştirmesine yardımcı olabilir.
  • Sosyal Destek ve Rehabilitasyon: Hastanın topluma yeniden entegrasyonu ve sosyal destek sistemlerinin güçlendirilmesi, uzun vadeli iyileşme için önemlidir. Aile desteği ve topluluk içinde kabul görme, bireyin kendini yalnız hissetmesini engelleyerek iyileşme sürecine katkıda bulunur.

Amok hastalığı, nadir görülse de, kültürel hassasiyet ve kapsamlı bir psikiyatrik yaklaşım gerektiren karmaşık bir sendromdur. Uzman yardımı ve doğru tedavi planlamasıyla bireylerin sağlıklı bir yaşama dönmeleri mümkün olabilir.


Media content

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...