Gözler yalnızca ruhun aynası değil, aynı zamanda hafızanın da en büyük ipuçlarını barındırıyor olabilir. Kanada ve Batı Hint Adaları’ndan bilim insanlarının yürüttüğü yeni bir araştırmaya göre, insanların resimlere bakma ve görsel dünyayı keşfetme biçimi yaşlanma sürecinde olduğu kadar, beyin sağlığındaki değişimlerle de doğrudan ilişkili. Özellikle Alzheimer gibi nörolojik rahatsızlıkların ilk belirtileri, yıllar öncesinden göz hareketleriyle tespit edilebiliyor. Araştırmacılar, gözlerin çevreyi tarama biçimindeki farklılıkların, bellekte yaşanan zayıflıkları ortaya çıkardığını ve ileride hafıza sorunlarının habercisi olabileceğini vurguluyor. Böylece pahalı beyin taramalarına veya uzun testlere gerek kalmadan, yalnızca göz izleme teknolojisiyle bilişsel sağlık hakkında önemli çıkarımlar yapılabileceği öne sürülüyor.

Göz hareketleri ile bellek arasındaki gizli bağ

Bilim insanları, hafıza kaybı yaşayan bireylerin çevreyi daha az keşfetme eğiliminde olduğunu, bakış paternlerinin sınırlı ve tekrar eden şekilde ilerlediğini gözlemledi. Sağlıklı bireyler çevreyi geniş bir açıyla tararken, bilişsel sorun yaşayanların daha dar bir bakış alanına sıkıştığı belirlendi. Araştırmacılar, bu bulgunun Alzheimer ve diğer demans türleri için erken teşhiste devrim niteliğinde olabileceğini belirtiyor. Çalışmanın sonuçları, gelecekte yalnızca birkaç dakikalık bir göz hareketi testiyle hafıza sorunlarının erken dönemde yakalanabileceğini ortaya koyuyor. Uzmanlara göre bu yöntem, hem tıbbi açıdan devrim yaratabilir hem de bireylere yaşam kalitelerini uzun vadede korumaları için büyük bir avantaj sağlayabilir.