Beyaz Saray’da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan Başbakanı Paşinyan ve ABD Başkanı Donald Trump arasında imzalanan barış anlaşması, Türkiye kamuoyunda sessiz ama derin bir kırılmaya yol açtı. Gazeteci İbrahim Karagül’ün aktardığına göre, diplomasi kulislerinde “Aliyev savaşı Erdoğan’a ihale etti, barışı Trump’a hediye etti” yorumları yapılıyor. Anlaşmanın Washington’da imzalanması, kimi çevrelerce Türkiye’nin Gazze konusundaki tutumuna karşı İsrail-ABD ortak bir “misillemesi” olarak değerlendiriliyor. Türkiye, sürecin ardından net ve diplomatik bir açıklama ile Azerbaycan’ın yanında olduğunu bildirse de, anlaşmanın gerekçeleri ve perde arkasındaki güç dengeleri hakkında belirsizlik hâkim.

Zengezur, Rusya ve ABD Denge Oyunu
Karagül, yazısında bu hamlenin Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirme riskine dikkat çekiyor. Rusya’nın doğal olarak agresif bir tavır takınacağını belirten Karagül, böyle bir durumda tepkiyi yalnızca Azerbaycan’ın değil Türkiye’nin de göğüsleyeceğini vurguluyor. Geçmişte Osmanlı sonrası Arap dünyasının “petrol ver, iktidar al” formülüyle ABD-İngiltere vesayetine girmesini hatırlatan Karagül, benzer bir hatanın Azerbaycan ve Türk Cumhuriyetleri için yıkıcı olabileceğini söylüyor. “Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak” benzetmesini yapan Karagül, Rusya korkusuyla ABD’ye yanaşmanın uzun vadeli bağımsızlık hedeflerine zarar vereceğini belirtiyor. Ona göre, bölgesel vizyonun temelinde Orta Asya’dan Akdeniz’e uzanan ortak bir hedef ve güç matematiğine dayalı strateji yer almalı. Aksi takdirde, bir adımın yüz yıl sürecek sonuçlar doğurması kaçınılmaz olabilir.