Türkiye’nin İsrail ile tüm ticari ve ekonomik ilişkileri kesmesinin yanı sıra hava sahasını kapatması ve İsrail bağlantılı gemilerin Türk limanlarına girişine izin vermemesi, İsrail basınında geniş yankı buldu. The Jerusalem Post bu adımı “savaş zamanı düzeyinde bir karar” olarak yorumlarken, “Türkiye ile İsrail çarpışma rotasında” ifadesini manşete taşıdı. Tel Aviv Üniversitesi’nden Dr. Hay Eytan Cohen-Yanarocak da Türkiye’nin attığı bu adımları “benzeri görülmemiş” olarak değerlendirerek, “Gazze için kartını oynadı” dedi. İsrail medyası ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “bölgenin lideri” olduğuna dikkat çekti ve TBMM’den geçen Gazze tezkeresini “nadir görülen planlı bir boykot” olarak tanımladı. Maariv gazetesi ise Türkiye’nin kararını “savaşta bile nadir görülen sistemli bir adım” diyerek okuyucularına aktardı.

Libya Hamlesi ve Doğu Akdeniz Dengeleri

İsrail medyasında yer alan analizlerde yalnızca Türkiye-İsrail gerilimi değil, aynı zamanda Ankara’nın Doğu Akdeniz’de attığı stratejik adımlar da masaya yatırıldı. Maariv gazetesi, Türkiye’nin Libya ile kurduğu yakın işbirliğini ve Doğu Libya’da açtığı konsolosluğu “Akdeniz’de dengeleri altüst edecek dramatik hamle” sözleriyle değerlendirdi. Gazete, Türkiye’nin “Mavi Vatan” doktrini doğrultusunda Libya ile imzaladığı deniz yetki alanları anlaşmasının, Yunanistan ve Kıbrıs’ı izole etmeyi amaçlayan bir stratejinin parçası olduğuna dikkat çekti. Libya yönetiminin de Girit’in güneyinde egemenlik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle Yunanistan’ı BM’ye resmi olarak şikâyet etmesi, bu denklemi daha da kritik hale getirdi. İsrail basını, Türkiye’nin attığı adımların “tesadüfi” olmadığını, planlı ve kontrollü bir sürecin parçası olduğunu belirterek, bölgede büyük bir jeopolitik dönüşümün eşiğinde olunduğunu yazdı.