Bugünün Haberi
22 Eylül 2025, 18:39
4

Timbriada Antik Kenti’nde Şok! 2 Bin 200 Yıllık Kiler ve Aşevi Gün Yüzüne Çıktı

Isparta’daki Timbriada Antik Kenti’nde yapılan kazılarda kiler ve aşevi yapıları bulundu. Arkeologlar karbonlaşmış tahıl ve tohum kalıntılarına ulaştı. Detaylar ve tarihe ışık tutan keşfin perde arkası haberimizde…
Timbriada Antik Kenti’nde Şok! 2 Bin 200 Yıllık Kiler ve Aşevi Gün Yüzüne Çıktı

Isparta’nın Aksu ilçesinde bulunan 2 bin 200 yıllık Timbriada Antik Kenti’nde yürütülen kazılar, tarihe ışık tutacak yeni bulgularla gündeme geldi. Süleyman Demirel Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fikret Özcan başkanlığındaki ekip, antik kentin kilisesinin yaklaşık 30 metre batısında yaptığı sondajlarda, Geç Antik Çağ’a ait bir kiler ve aşevi kalıntılarına ulaştı. Özcan, bölgede karbonlaşmış halde tahıl ve tohum izlerine rastladıklarını belirterek, ilerleyen kazılarda sağlam ata tohumlarının gün yüzüne çıkabileceğini söyledi. Bu keşif, antik kentin hem dini hem de ekonomik açıdan ne kadar önemli bir merkez olduğuna dair yeni ipuçları veriyor.

Ata Tohumlarına Ulaşma İhtimali Gündemde

Kazılarda elde edilen bulgular, yalnızca günlük yaşamın izlerini ortaya çıkarmakla kalmadı, aynı zamanda bölgenin kültürel ve dini yapısını da gözler önüne serdi. Timbriada’nın, Roma döneminde Panhellenion Birliği’ne üye 12 kentten biri olduğu ve bastığı sikkelerde Kybele, Zeus, Dionysos, Hermes ve Dioskurlar gibi tanrıların tasvir edildiği anlaşıldı. Bu durum, kentteki inanç çeşitliliğini ve dini önemini ortaya koyuyor. Ayrıca Zindan Mağarası önündeki Kybele kült alanı, yalnızca Timbriada’nın değil tüm bölgenin kutsal merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor. Keşfedilen kiler ve aşevi yapıları, kentin piskoposluk merkezi olarak anıldığı Geç Antik Çağ’daki önemini daha da artırıyor.

12 Eylül 2025, 14:51
9

Panoptikon’dan Palantir’e: İnsanlığın Dijital Kalesi Nasıl Düşürüldü?

Palantir gibi yapay zeka şirketleri, insanlığın özel hayatını adım adım ele geçiriyor. Artık gözetim yalnızca davranışları değil, bilinçaltını bile hedef alıyor. Bu dijital kuşatmanın detaylarını haberimizde bulabilirsiniz…
Panoptikon’dan Palantir’e: İnsanlığın Dijital Kalesi Nasıl Düşürüldü?

Dijital çağın en büyük tehditlerinden biri artık sadece devletlerin gözetim mekanizmaları değil, yapay zeka destekli özel şirketlerin kurduğu devasa izleme ağları. 18. yüzyılın karanlık zindanlarından 19. yüzyılın ışıklarla dolu Panoptikon modeline uzanan gözetim anlayışı, günümüzde çok daha sinsi bir biçim aldı. Artık mahkumlar değil, tüm insanlık görünmez bir nezarethanede tutuluyor. Palantir gibi yapay zekaya dayalı yazılım şirketleri, bireylerin sosyal medya alışkanlıklarından sağlık verilerine, alışveriş tercihlerinden konum bilgilerine kadar milyonlarca kişisel detayı toplayarak, her insan için ayrıntılı bir dosya oluşturuyor. Bu veriler yalnızca ticari amaçlarla değil, siyasi mühendislikten askeri operasyonlara kadar geniş bir alanda kullanılıyor. Şirketler, bireylerin kendilerinin bile farkında olmadığı düşünce ve duygularını analiz ederek onları hedefliyor.

Dijital Kuşatma ve Yeni Tehlike

Artık gözetim dışarıdan dayatılan bir ışık bombardımanı değil, içeriden işleyen bir zihin işgali. Palantir’in sağladığı teknolojiler sayesinde bireyler yalnızca davranışlarıyla değil, bilinçaltındaki eğilimleriyle de çözülüyor. Bu durum, klasik totaliter rejimlerin itaat talebini aşarak, bireyin düşüncelerini önceden bilip ona göre yönlendiren daha sinsi bir baskı biçimine dönüştü. İnsanlar artık sadece tüketim alışkanlıklarıyla değil, korkuları ve zafiyetleri üzerinden manipüle ediliyor. Algoritmalarla güdülen, reklamlarla borç batağına çekilen bireyler, adeta dijital bir işgalin esiri haline geldi. Üstelik bu güç devletlerin değil, ticari kaygılarla hareket eden şirketlerin elinde. İnsanlık için asıl tehdit, bilincin işgalini bile aşan, bilinçaltının gasp edilmesi. Bu yeni gözetim çağında, bireylerin mahremiyeti ve özgürlüğü tarihte hiç olmadığı kadar tehlike altında.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...