TBMM önünde yakılan “beyaz Toros” aracıyla ilgili yapılan resmî açıklamalar kamuoyunda geniş yankı bulurken, Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet kaynaklarının açıklamalarına itiraz etti. Olayın, PKK’nın silah bırakmasıyla ilgili komisyon toplantısının yapıldığı gün gerçekleşmesine dikkat çeken Selvi, “Meclis’te şehit ailelerinin dinleneceği kritik bir gün seçilmiş. Peki Mersin’de yaşayan bir şahıs bu toplantının ne zaman yapılacağını ve kimlerin dinleneceğini nasıl biliyor?” sorusunu yöneltti. İçişleri Bakanlığı ise aracın sahibinin akli dengesinin yerinde olmadığını, ÖTV indirimi çıkmadığı için eylemi gerçekleştirdiğini ve şahsın 16 farklı suçtan sabıkalı olduğunu açıklamıştı. Ancak Selvi, bu açıklamaların kendisini ikna etmediğini, “Beyaz Toros’un 90’lı yılların faili meçhul cinayetlerinin simgesi olduğu düşünülünce bu eylem bana basit bir öfke patlaması gibi gelmedi” ifadelerini kullandı.

“Bu Tesadüf Fazla Değil mi?”

Selvi, yazısında aracın sahibinin geçmişine dair dikkat çekici iddialar da aktardı. 2006 yılında bir şehit cenazesinde topluluğu provoke etmeye çalıştığını, daha önce Mersin Adliyesi önünde de benzer bir eylem yaptığını hatırlattı. Ayrıca şahsın Ergenekon davası sürecinde adı geçen “Cinali Grubu” ile bağlantılı olduğuna dair iddiaların olduğunu belirten Selvi, “Bu kadar tesadüf biraz fazla değil mi?” diyerek kuşkularını dile getirdi. Yazar, bu tür olaylarda çoğu kez ‘meczup’ veya psikolojik sorunları olan kişilerin kullanıldığını, fakat seçilen zaman ve mekânın bilinçli bir mesaj içerdiğini savundu. Selvi’ye göre, Meclis önünde sadece beyaz Toros’un seçilip yakılması tesadüf olamaz. “Sabıkalı olabilir, psikolojisi bozuk olabilir ama bu onun mesaj veremeyeceği anlamına gelmez. Burada birilerine gönderilen sembolik bir işaret söz konusu” diyerek resmî açıklamaların ötesinde ciddi soru işaretleri bulunduğunu yazdı.