Moldova’da Pazar günü yapılan ve ülkenin Avrupa Birliği (AB) geleceği açısından kritik öneme sahip parlamento seçimleri, Cumhurbaşkanı Maia Sandu liderliğindeki Avrupa yanlısı Eylem ve Dayanışma Partisi’nin açık ara zaferiyle sonuçlandı. Rusya’nın müdahalesi endişelerinin gölgelediği bu kritik oylamada, sandıkların yüzde 95'i açılırken Sandu'nun partisi oyların yüzde 48’ini alarak mecliste yeni bir çoğunluk elde etti. Bu sonuç, Moldova'nın Batı'ya entegrasyon sürecini hızlandıracak net bir iradeyi ortaya koyuyor. Rusya yanlısı muhalefet partileri ise bu tablonun gerisinde kaldı: Rusya yanlısı Yurtsever Seçim Bloğu yüzde 25,6 ile ikinci sırayı alırken, Rusya dostu Alternativa Bloğu yüzde 8,3 ve "dengeli dış politika" isteyen Bizim Parti yüzde 6,3 oy oranına ulaştı. Seçim sonrası Cumhurbaşkanı Sandu, yeni başbakanı atayacak ve bu hükümetin parlamentodan onay almasıyla birlikte Moldova'nın AB yol haritası resmen belirlenmiş olacak.

Sandu’dan Sert Rusya Mesajı ve Diasporanın Belirleyici Gücü

Seçim sonuçları netleşirken, Rusya yanlısı muhalefet liderlerinden eski Cumhurbaşkanı Igor Dodon, sonuçlar kesinleşmeden önce destekçilerini parlamento binası dışında mitinge çağırarak zaferi pekiştirmeye çalıştı. Ancak Sandu'nun partisinin meclisteki sandalyelerin çoğunluğunu garantilediği anlaşıldı. Bu seçimde, Moldova’nın geniş diasporasının belirleyici rol oynadığı bir kez daha görüldü. Geçen yılki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda rekor kıran 327 bin yurtdışı seçmenin yüzde 82'sinin Sandu'yu desteklemesi, diasporanın Avrupa yanlısı tavrını net bir şekilde ortaya koymuştu. Oyunu kullandıktan sonra açıklama yapan Cumhurbaşkanı Sandu, Rusya'nın seçimlere "büyük ölçüde müdahale ettiği" yönündeki iddiaları yineleyerek, "barışı korumak için" oy kullandığını belirtti ve ülkesinin geleceğinin kesinlikle AB içinde olduğunda ısrar etti. Bu sonuçlar, Moldova'nın Avrupa'ya doğru attığı en güçlü siyasi adım olarak kayıtlara geçti.