Bugünün Haberi
1 Eylül 2025, 15:19
7

Rabia Naz Kararında Şok Ayrıntılar: “Deliller Kayboldu, Savcı Gitmedi!”

AYM, Rabia Naz davasında soruşturmanın özensiz yürütüldüğüne hükmetti. Olay yerinde yapılan ihmaller ve kaybolan deliller, yaşam hakkının ihlal edildiğini ortaya koydu. Aileye tazminat ödenmesine karar verilirken, tüm detaylar haberimizde…
Rabia Naz Kararında Şok Ayrıntılar: “Deliller Kayboldu, Savcı Gitmedi!”

İstanbul’un uzun süredir gündeminde olan Rabia Naz davasında Anayasa Mahkemesi (AYM), yıllardır süren adalet arayışına dair kritik bir karar verdi. 2018 yılında Giresun’un Eynesil ilçesinde evinin önünde ağır yaralı halde bulunup, hastanede hayatını kaybeden 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan’ın ölümüyle ilgili soruşturmanın “özensiz” yürütüldüğüne hükmeden AYM, yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verdi. Resmi Gazete’de yayımlanan kararda, olay yeri incelemesinden delil toplama sürecine kadar yapılan ciddi eksiklikler tek tek sıralandı. Olay yerinin korunmaması, savcının bölgeye gitmemesi, Rabia Naz’a ait okul çantasının günler sonra siviller tarafından bulunması ve kişisel eşyaların usulsüzce korunması gibi ihmaller, delillerin kaybolmasına ve soruşturmanın etkisizleşmesine yol açtı. Mahkeme, bu nedenle Rabia Naz’ın anne ve babasına toplamda 350 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

Ailenin Yıllardır Süren Mücadelesi

AYM kararında ayrıca, ihmallerden sorumlu savcıların Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından “uyarma” cezası aldığı, soruşturmada kusurlu görülen polisler hakkında da disiplin cezaları uygulandığı belirtildi. Ancak dava yalnızca hukuki boyutuyla değil, aynı zamanda kamuoyunda yarattığı vicdani rahatsızlıkla da hafızalara kazındı. Yıllardır kızının ölümünün aydınlatılması için mücadele eden baba Şaban Vatan, bu süreçte büyük baskılarla karşılaştı. 2019’da dönemin bakanı ve AKP milletvekili Nurettin Canikli’nin şikâyeti üzerine açılan davada 1 yıl 8 ay hapis cezası alan Vatan, 38 gün cezaevinde kalmıştı. Rabia Naz davası, yalnızca bir ailenin adalet arayışını değil; aynı zamanda Türkiye’de adli soruşturmaların özen, tarafsızlık ve etkinlik ilkeleriyle yürütülmesinin hayati önemini bir kez daha gözler önüne serdi.


1 Eylül 2025, 19:45
18

Evre Başak Clarke ölümünden sonra haklı çıktı! Gazeteciler büyük skandalın ortasında

Evre Başak Clarke’ın ölümü, hakkında ortaya atılan asılsız dolandırıcılık iddialarını boşa çıkardı. Medya kuruluşlarının sosyal medya paylaşımlarını doğrulamadan haberleştirmesi tartışma yarattı. Clarke’a iftira atan gazetecilerin şimdi özür borcu var. Detaylar haberimizde…
Evre Başak Clarke ölümünden sonra haklı çıktı! Gazeteciler büyük skandalın ortasında

İngiltere’de yaşamını yitiren Evre Başak Clarke’ın ölümü, bir kez daha medyanın sorumsuz davranışını gündeme taşıdı. Clarke, küçük oğlu Oscar’ın geleceği ve tedavi masrafları için yardım kampanyası başlatmış, ancak sosyal medyada kendisine “dolandırıcı” suçlamaları yöneltilmişti. Bu iddiaları ilk ortaya atan isimlerden biri Jahrein adıyla bilinen Ahmet Sonuç olmuş, ardından çeşitli platformlarda hakaretler ve ithamlar artmıştı. Ne yazık ki bazı haber siteleri de bu sözleri hiçbir araştırmaya dayanmadan, doğruluğunu kontrol etmeden manşetlerine taşıdı. Halk TV, NTV, Sputnik, Onedio ve başka yayın organları, Clarke’ın yaşam mücadelesiyle alay eden bu iddiaları haberleştirdi. Ancak Clarke’ın ölümü, tüm bu suçlamaların haksızlığını acı bir şekilde ortaya koydu.

medya sorumluluk sınavında sınıfta kaldı

Clarke’ın ölümünden sonra halkın tepkisi büyüyünce bazı mecralar haberlerini geri çekse de çoğu sitede bu içerikler hâlâ duruyor. Oysa gazeteciliğin temel ilkesi, yalnızca sosyal medyadaki paylaşımlara dayanarak değil, araştırarak ve karşı tarafın görüşüne yer vererek haber yapmaktır. Clarke’a yöneltilen suçlamaların ardında hiçbir belge olmadığı halde bunların haberleştirilmesi, medyanın doğrulama sorumluluğunu göz ardı ettiğini gösterdi. Şimdi, hem Clarke’ın anısına hem de kamuoyuna karşı, bu haberleri yayımlayan gazeteciler özür ve düzeltme borçludur. Çünkü Clarke, ömrünün son günlerinde bile adını temize çıkaracak gücü bulamadı; geriye ise medya etiği adına utanç verici bir tablo kaldı.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...