Bugünün Haberi
28 Mart 2025, 17:32
28

Osmanlı Döneminden Kalma Gelenek Kadınlara Tuz Hakkı

Tuz hakkı", Osmanlı döneminden günümüze kadar ulaşan, Ramazan ayında kadınların emeğine karşılık verilen bir hediyeleşme geleneğidir. Bu gelenek, kadınların oruçlu oldukları halde iftar sofraları için yemek yaparken yaşadıkları zorluklara ve gösterdikleri sabra bir teşekkür niteliği taşır.
Osmanlı Döneminden Kalma Gelenek Kadınlara Tuz  Hakkı

Ramazan ayında oruçlu olan kadınlar, iftar sofraları için yemek hazırlarken yemeklerin tuzunu ayarlamakta zorlanırlar. Bu nedenle, yemeklerin tadına bakmak için dillerinin ucunu kullanmak zorunda kalırlar. Bu durum, oruçlu bir kişi için oldukça zordur ve sabır gerektirir. "Tuz hakkı" geleneği, kadınların bu fedakarlığına karşılık olarak erkeklerin onlara bayramda hediye vermesiyle ortaya çıkmıştır. Bu hediye, kadınların Ramazan boyunca gösterdikleri emek ve sabra bir minnettarlık ifadesidir.

Tuz Hakkı Hediyesi

  • "Tuz hakkı" hediyesi, genellikle eşlere ve annelere verilir.
  • Bu hediye, maddi bir değer taşımasının yanı sıra manevi bir anlam da taşır.
  • Geleneksel olarak, erkekler bayram sabahı namazdan dönerken eşlerine kahvenin içine bir altın yüzük veya başka değerli bir hediye bırakırlardı.
  • Günümüzde ise bu hediye, altın, takı, kıyafet veya başka bir değerli eşya olabilir.

Tuz Hakkı Geleneğinin Günümüzdeki Durumu

  • "Tuz hakkı" geleneği, günümüzde bazı bölgelerde hala yaşatılmaktadır.
  • Ancak, bu gelenek zamanla unutulmaya yüz tutmuştur.
  • Ramazan aylarında, sosyal medyada ve bazı yayın organlarında bu gelenek hakkında paylaşımlar yapılmaktadır.
  • Bu paylaşımlar, geleneğin yeniden canlanmasına katkıda bulunmaktadır.


Tuz Hakkı Geleneğinin Önemi:

  • "Tuz hakkı" geleneği, aile içinde sevgi, saygı ve dayanışma duygularını güçlendirir.
  • Kadınların emeklerinin ve fedakarlıklarının takdir edilmesini sağlar.
  • Toplumsal değerlerin ve geleneklerin yaşatılmasına katkıda bulunur.
12 Eylül 2025, 14:51
7

Panoptikon’dan Palantir’e: İnsanlığın Dijital Kalesi Nasıl Düşürüldü?

Palantir gibi yapay zeka şirketleri, insanlığın özel hayatını adım adım ele geçiriyor. Artık gözetim yalnızca davranışları değil, bilinçaltını bile hedef alıyor. Bu dijital kuşatmanın detaylarını haberimizde bulabilirsiniz…
Panoptikon’dan Palantir’e: İnsanlığın Dijital Kalesi Nasıl Düşürüldü?

Dijital çağın en büyük tehditlerinden biri artık sadece devletlerin gözetim mekanizmaları değil, yapay zeka destekli özel şirketlerin kurduğu devasa izleme ağları. 18. yüzyılın karanlık zindanlarından 19. yüzyılın ışıklarla dolu Panoptikon modeline uzanan gözetim anlayışı, günümüzde çok daha sinsi bir biçim aldı. Artık mahkumlar değil, tüm insanlık görünmez bir nezarethanede tutuluyor. Palantir gibi yapay zekaya dayalı yazılım şirketleri, bireylerin sosyal medya alışkanlıklarından sağlık verilerine, alışveriş tercihlerinden konum bilgilerine kadar milyonlarca kişisel detayı toplayarak, her insan için ayrıntılı bir dosya oluşturuyor. Bu veriler yalnızca ticari amaçlarla değil, siyasi mühendislikten askeri operasyonlara kadar geniş bir alanda kullanılıyor. Şirketler, bireylerin kendilerinin bile farkında olmadığı düşünce ve duygularını analiz ederek onları hedefliyor.

Dijital Kuşatma ve Yeni Tehlike

Artık gözetim dışarıdan dayatılan bir ışık bombardımanı değil, içeriden işleyen bir zihin işgali. Palantir’in sağladığı teknolojiler sayesinde bireyler yalnızca davranışlarıyla değil, bilinçaltındaki eğilimleriyle de çözülüyor. Bu durum, klasik totaliter rejimlerin itaat talebini aşarak, bireyin düşüncelerini önceden bilip ona göre yönlendiren daha sinsi bir baskı biçimine dönüştü. İnsanlar artık sadece tüketim alışkanlıklarıyla değil, korkuları ve zafiyetleri üzerinden manipüle ediliyor. Algoritmalarla güdülen, reklamlarla borç batağına çekilen bireyler, adeta dijital bir işgalin esiri haline geldi. Üstelik bu güç devletlerin değil, ticari kaygılarla hareket eden şirketlerin elinde. İnsanlık için asıl tehdit, bilincin işgalini bile aşan, bilinçaltının gasp edilmesi. Bu yeni gözetim çağında, bireylerin mahremiyeti ve özgürlüğü tarihte hiç olmadığı kadar tehlike altında.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...