Bugünün Haberi
16 Haziran 2025, 18:02
14
(Güncellendi: 16 Haziran 2025, 18:02)

Ortadoğu'da Yeni Krizler mi? Pandora'nın Kutusu Açıldı!

İsrail'in İran'a yönelik hava saldırıları, Ortadoğu'yu yeniden derin bir krizin eşiğine getirdi. Bölgesel istikrarsızlık endişeleri artarken, ABD'nin çatışmaya dahil olma olasılığından İran'ın nükleer yanıt verme ihtimaline kadar birçok senaryo uluslararası basının gündeminde. İngiliz ve ABD basını, bu tehlikeli oyunun olası sonuçlarını ve küresel etkilerini mercek altına aldı.
Ortadoğu'da Yeni Krizler mi? Pandora'nın Kutusu Açıldı!

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, füzelerle vurulan Bat Yam'da yaptığı açıklamada, "Buradayız çünkü tüm İsrail vatandaşlarının anladığı varoluşsal bir mücadelenin ortasındayız" ifadelerini kullandı. Fox News'e verdiği mülakatta ise İran rejiminin "çok zayıf olduğunu" ve İsrail'in askeri harekatının Tahran yönetiminin devrilmesiyle sonuçlanabileceğini iddia etti. Bölgedeki komşu ülkeler gerilimin düşürülmesi çağrısı yaparken, Umman'da yapılması planlanan ABD-İran nükleer görüşmelerinin iptal edilmesi, diplomatik çözüm arayışlarının da sekteye uğradığını gösterdi.

ABD Gerçekten Çatışmanın Dışında mı?

Trump ve müttefikleri, İsrail'in tek taraflı saldırısında ABD'nin dahli olmadığını savunsa da, bazı işaretler farklı bir tablo çiziyor. Wall Street Journal'a göre Trump'ın Netanyahu'ya İran'ı vurmaktan kaçınmasını söylediği belirtilse de, saldırılar öncesinde ABD'nin bölgedeki personelini görevden alması, bir koordinasyonun varlığına işaret ediyor. Cumhuriyetçi senatör Lindsey Graham'ın, diplomasinin başarısız olması halinde ABD'nin "İran'da nükleer programlarıyla ilgili hiçbir şeyin kalmadığından emin olmak için her şeyi yapması gerektiğini" ve hatta "bomba sağlamak, İsrail'le birlikte uçmak" anlamına gelse bile desteklediğini belirtmesi, ABD'nin doğrudan müdahale olasılığını gündeme getiriyor.

Media content

Amaç Bölgeyi Çatışmaya Sürüklemek mi?

Amerikan Washington Post gazetesi, İsrail'in İran'ın üst düzey askeri yetkililerini hedef almasının, casus teşkilatlarının ülkeye ne kadar nüfuz ettiğini gösterdiğini yazdı. Gazete, vekilleri zayıflatılmış ve hassas askeri ve nükleer tesisleri bombardıman altında olan Tahran'ın seçeneklerinin daraldığını belirtiyor. Ancak Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nden Ellie Geranmayeh'e göre, bu saldırı İsrail tarafından "Tahran'a karşı çıtayı yükseltmek ve bölgeyi çatışmaya sürüklemek için tasarlanmış büyük bir saldırı."

Media content

İran'ın En Kötü Yanıtı: Nükleer Silah Üretimi mi?

Ortadoğu Enstitüsü politika başkan yardımcısı Kenneth Pollack, "İran'ın doğrudan karşılık vermek için sınırlı seçeneği var" dese de, İsrail'in "Pandora'nın kutusunu açmış olmasının büyük bir tehlike" olduğunu vurguluyor. Pollack'a göre, İran'ın verebileceği en kötü ve aynı zamanda en olası yanıt, "silah kontrolü taahhütlerinden geri çekilme ve ciddi bir şekilde nükleer silah üretme kararı" olabilir.

Olası Senaryolar: ABD'nin Savaşa Sürüklenmesi ve Rejim Değişikliği

İngiliz BBC ve Amerikan New York Times gazeteleri, olası senaryoları masaya yatırdı:

  • ABD'nin Savaşa Sürüklenmesi: İran'ın ABD'nin Ortadoğu'daki üs ve elçiliklerine saldırı düzenlemesi ve ABD'nin kayıp vermesi halinde Başkan Trump'ın savaşa girmekten başka seçeneği kalmayacağı belirtiliyor. Trump, "İran tarafından saldırıya uğrarsak onları daha önce görülmemiş şekilde vururuz" diyerek Tahran'a gözdağı verdi. Ayrıca, İsrail'in tek başına İran'ın nükleer programına büyük bir darbe indirecek kapasitede olmaması ve ABD'nin sığınak delici bombalarına ihtiyaç duyması, ABD'nin savaşa girme olasılığını artırıyor.
  • İran'da Rejim Değişikliği: İsrail'in saldırılarının İran'da altyapıyı çökertmesi, halkın elektrik ve su sıkıntısı çekmesine yol açarak yönetime karşı ayaklanmasına neden olabileceği de senaryolar arasında. Ancak BBC, Irak ve Libya örneklerini hatırlatarak, İran'da iç savaşın çıkması durumunda öngörülemez sonuçların doğabileceği uyarısında bulunuyor. New York Times yazarı Thomas Friedman ise, İran rejiminin devrilmesiyle yerine laik ve daha iyi bir yönetimin gelmesini tercih edeceğini ancak Ortadoğu'da otokrasilerin yerini demokrasinin almadığını ve İran'ın uzun süreli bir karmaşaya sürüklenme riskine sahip olduğunu vurguluyor.
Media content

Körfez Ülkeleri ve Küresel Ekonomik Şok

  • Körfez Ülkelerinin Hedef Olması: İsrail'in İran'da yeterince zarar verememesi halinde, İran'ın İsrail'e yardım etmekle suçladığı Körfez ülkelerine saldırabileceği yorumları yapılıyor. Körfez'de çok sayıda enerji ve altyapı tesisinin İran'ın hedefi olabileceği belirtiliyor. Bu ülkelere İran'ın saldırması halinde ABD'nin savunma için devreye girebileceği de dile getiriliyor.
  • Küresel Ekonomik Şok: Petrol fiyatları halihazırda yükselişe geçmiş durumda. İran'ın Hürmüz Boğazı'nı kapatarak petrol geçişini engellemesi halinde petrol fiyatlarının fırlayacağına dikkat çekiliyor. Ayrıca, İran destekli Husilerin Kızıldeniz'deki saldırılarını artırarak gemicilik faaliyetlerini sekteye uğratabileceği belirtiliyor. Artan petrol fiyatlarıyla dünya genelinde enflasyon ve hayat pahalılığının artacağı ve bunun en çok Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in işine yarayarak Ukrayna savaşını daha rahat yürütmesini sağlayacağı öne sürülüyor.

Müzakere Masası Olasılığı

Tüm bu uç senaryolara karşın, New York Times yazarı Thomas Friedman, orta yol olasılığının müzakerelerle çözüm olabileceğini belirtiyor. Friedman, ABD Başkanı Trump'ın İran'ı nükleer müzakere masasına yeniden çekerek bir anlaşmaya varabileceğini yazdı.

Ortadoğu, "Pandora'nın kutusu" açılmışken, bölgeyi ve küresel dengeleri derinden etkileyecek belirsiz bir geleceğe doğru sürükleniyor.

8 Temmuz 2025, 02:21
4

Tel Aviv Yönetimi Düğmeye Bastı İşte İsrail'in Gazze Planı

İsrail, Gazze’nin güneyinde 600 bin Filistinlinin yerleştirileceği “insani şehir” kuruyor. Giriş-çıkışlar IDF kontrolünde olacak. Detaylar haberimizde.
Tel Aviv Yönetimi Düğmeye Bastı İşte İsrail'in Gazze Planı

İsrail Savunma Bakanlığı, Gazze Şeridi’nin güneyinde yeni bir yerleşim alanı kurmak üzere kapsamlı bir planı uygulamaya koydu. "İnsani şehir" olarak tanımlanan bu alanın, zorla yerinden edilen Filistinlilerin geçici olarak ikamet etmesi amacıyla oluşturulacağı bildirildi.

Tel Aviv Yönetimi Düğmeye Bastı

İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz, konuyla ilgili olarak İsrail Savunma Kuvvetleri’ne (IDF) ve bağlı sivil birimlere talimat verildiğini açıkladı. Alınan karara göre, özellikle Al-Mawasi kıyı bölgesinde yaşam mücadelesi veren yaklaşık 600 bin Filistinlinin, kurulacak bu yeni yerleşim bölgesine transfer edilmesi planlanıyor.

Giriş-Çıkışlar Sıkı Denetim Altında Olacak

Bakan Katz, söz konusu yerleşim alanına yalnızca IDF kontrol noktalarından geçirilerek girilebileceğini belirtti. Bölgeden dışarıya geçişler ise tamamen yasaklanacak. Ancak, yerleşim bölgesinin idaresini üstlenecek uluslararası kurum ya da kuruluşlar konusunda henüz resmi bir açıklama yapılmış değil.

“İnsani Şehir”de Kalıcılık Mesajı

Katz’ın açıklamalarında dikkat çeken bir diğer unsur ise planın yalnızca geçici olmadığını gösteren ifadeler oldu. İsrail hükümetinin uzun vadeli hedefinin, Filistinlilerin Gazze dışına gönüllü olarak göç etmelerini teşvik etmek olduğunu belirten Katz, bu stratejinin hükümet politikalarıyla uyumlu olduğunu vurguladı.

Yardım Noktaları Belirleniyor

İsrail tarafından yapılan açıklamada, insani yardımların dağıtımı için dört yeni yardım merkezi kurulacağı bilgisi de yer aldı. Ancak bu yardımların hangi ülkeler ya da sivil toplum kuruluşları aracılığıyla ulaştırılacağı halen netlik kazanmadı. Öte yandan, güvenlik kontrolleri doğrudan sahada değil, IDF tarafından uzaktan sağlanacak.

Uzmanlar Uyarıyor: Uluslararası Hukuk Açısından Kritik

Uluslararası ilişkiler ve göç politikaları uzmanları, bu planın olası sonuçları konusunda uyarılarda bulunuyor.

Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülten Aydın, planın uluslararası hukuk açısından zorunlu göç ve nüfus mühendisliği tartışmalarını yeniden gündeme taşıyabileceğine dikkat çekti.

Aydın’a göre, sivil halkın belli bir bölgeye yönlendirilmesi ve alternatif çıkış yollarının kapatılması, 1949 Cenevre Sözleşmeleri başta olmak üzere birçok uluslararası metin açısından tartışmalı bir uygulama niteliği taşıyor.

Tepkiler Gündemde, Yeni Bir Kriz Dalgası Kapıda mı?

İsrail’in bu son adımı, bölgede yeni bir insani kriz dalgası yaratabileceği gerekçesiyle, Birleşmiş Milletler ve uluslararası insan hakları örgütleri nezdinde tepkiyle karşılanması muhtemel bir hamle olarak değerlendiriliyor. Gazze’den gönüllü göçün teşvik edilmesi yönündeki resmi beyanların, zorunlu göç kavramıyla çakıştığı yönünde yorumlar da güç kazanıyor.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...