Türkiye’de elektrikli araç kullanımının hızla artması, şarj altyapısında yeni tartışmaları da beraberinde getiriyor. Araç sahipleri, birçok şarj istasyonunda “yüksek hızlı” tarifeler üzerinden ücretlendirildiklerini ancak çoğu zaman vaat edilen hıza ulaşamadıklarını belirtiyor. Örneğin 180 kW olarak tanıtılan bir istasyonun gücü aslında iki soketin toplamını ifade ediyor. Aynı anda iki araç şarj olduğunda hız 90 kW’a düşse de, sürücüler 180 kW’lık yüksek hızlı şarj ücreti ödemek zorunda kalıyor. Batarya sıcaklığı, hava durumu veya kablo kalitesi gibi etkenler de şarj hızını daha da düşürürken, kullanıcıların cebinden her şarj başına yaklaşık 200 TL ekstra çıkıyor. Forumlarda ve sosyal medya platformlarında binlerce şikâyet birikmiş durumda.

“Kademeli tarife düzenlemesi şart”

Uzmanlara göre sorun yalnızca işletmecilerin yaklaşımından değil, aynı zamanda düzenleyici kurumların eksikliğinden de kaynaklanıyor. Elektrikli araç sahipleri, şarj hızının “maksimum değer” üzerinden değil, şarj esnasında sunulan “ortalama hız” üzerinden fiyatlandırılmasını talep ediyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) konuya müdahale ederek kademeli tarifeleri gözden geçirmesi gerektiği vurgulanıyor. Alternatif olarak tüm şarj hızları için tek tip tarife uygulanması da öneriler arasında. Bazı şarj operatörlerinin bu sistemi şimdiden benimsediği biliniyor. Elektrikli araç kullanıcıları ise resmi şikâyetlerini EPDK veya CİMER üzerinden ileterek seslerini duyurmaya çalışıyor. Bu tartışmanın, önümüzdeki dönemde elektrikli araç piyasasının büyümesiyle daha da hararetlenmesi bekleniyor.