Fransa’da hükümet değişikliğinin ardından başlayan öfke dalgası giderek büyüyor. Merkez sağcı François Bayrou hükümetinin düşmesinin hemen ardından göreve atanan yeni Başbakan Sebastien Lecornu’nun politikaları daha ilk günden tepki topladı. “Her şeyi engelleyelim” sloganıyla sokaklara çıkan Fransız halkı, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un uyguladığı ekonomik ve sosyal politikalara karşı adeta isyan başlattı. İçişleri Bakanlığı verilerine göre, 10 Eylül’de başlayan gösteriler ülke genelinde 850 farklı noktaya yayıldı ve yaklaşık 200 bin kişi katılım gösterdi. Protestoların en yoğun yaşandığı Paris’te polis ile göstericiler arasında sert çatışmalar yaşandı. Çöp kovaları ateşe verildi, barikatlar kuruldu, polis ise tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti. Son gelen bilgilere göre 675 kişi gözaltına alınırken, bunların 280’inin başkent Paris’te olduğu öğrenildi.

Üniversite Öğrencileri de Sokağa İndi

Gösteriler sadece işçi sendikalarıyla sınırlı kalmadı, öğrenciler de eylemlere dahil oldu. Sorbonne Üniversitesi öğrencilerinin Paris’te protestolara katılması, hareketin toplumsal boyutunu daha da büyüttü. Lyon ve Rennes gibi büyük kentlerde de yoğun katılımlı eylemler sürüyor. Fransa İçişleri Bakanlığı, olayların büyümesi ihtimaline karşı yaklaşık 80 bin polis ve jandarmayı görevlendirdiğini açıkladı. Göstericilerin temel taleplerinin, hükümetin neoliberal politikaları terk etmesi ve sosyal hakların güçlendirilmesi olduğu belirtiliyor. Ancak Macron yönetimi bu taleplere kulak tıkamaya devam ediyor. Gözlemciler, son eylemlerin Fransa’da uzun süredir biriken toplumsal öfkenin patlaması olduğuna dikkat çekiyor. Önümüzdeki günlerde protestoların daha da büyüyebileceği ve ülkeyi ciddi bir siyasi krize sürükleyebileceği ifade ediliyor.