Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kurulan ve “Terörsüz Türkiye” hedefiyle çalışmalarını sürdüren Komisyon’un çalışmaları devam ederken, Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeden gelen açıklamalar gündemi hareketlendirdi. DEM Parti’den Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın İmralı’da gerçekleştirdiği üç saatlik görüşme sonrası yapılan kısa açıklama, yorumcular tarafından “ya boş ya da şifrelerle dolu” olarak değerlendirildi. Açıklamada, “kangren olmuş sorun, demokratik entegrasyon ve barış” vurguları öne çıktı ancak doğrudan Meclis Komisyonu’na veya PKK’nın silah bırakmasına dair net bir ifade yer almadı. Öcalan’ın “ivedilikle adımlar atılmalı, yeni aşama gerekli” sözleri, kimin üzerine sorumluluk yüklediği belirsiz ifadeler içeriyor. Komisyon sürecinin tam da hızlandığı dönemde gelen bu mesajın, farklı kesimlerce farklı şekilde yorumlanacağı anlaşılıyor.

Suriye, İsrail ve ABD denklemi

Öcalan’ın açıklamaları kadar Suriye’deki gelişmeler de dikkat çekiyor. SDG’nin Mart ayında Şam ile imzaladığı anlaşmaya uymaktan vazgeçtiğini açıklaması, bölgedeki dengeleri yeniden sarstı. Bu kararın arkasında, İsrail’in verdiği destek ve özerklik hatta bağımsızlık yönünde cesaretlendirmesinin bulunduğu belirtiliyor. Bu durum PKK’nın Kandil ve Brüksel’deki merkezlerinde strateji değişikliğine yol açarken, Türkiye’de yürütülen süreci de doğrudan etkiliyor. ABD’nin bölgede haftadan haftaya değişen politikaları ise istikrarsızlığı artırıyor. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “örgütün süratle silah bırakması ve kendisini feshetmesi” gerektiğini belirterek, Komisyon’un 31 Aralık 2025’te çalışmalarını tamamlayacağını, gerekirse bu sürenin uzatılabileceğini açıkladı. Tüm bu gelişmeler, Öcalan’ın mesajının sadece bir açıklama değil, Türkiye, Suriye ve bölgedeki dengelere yönelik çok katmanlı bir şifreleme olduğuna işaret ediyor.