Bugünün Haberi
30 Ekim 2023, 20:17
12
(Güncellendi: 10 Temmuz 2025, 14:11)

Emekliler İçin Büyük Sürpriz! Promosyon Ödemeleri 15 Bin TL’ye Çıkacak!

Ülkedeki ekonomik şartlar olumsuz bir şekilde devam ederken, bu durumdan en çok etkilenen kesimlerden biri de emekliler olmaktadır. Maddi açıdan pek çok sorunla karşı karşıya kalabilen emekliler için bu noktada, promosyon ödemeleri oldukça büyük önem kazanmaktadır.
Emekliler İçin Büyük Sürpriz! Promosyon Ödemeleri 15 Bin TL’ye Çıkacak!

Ülkedeki ekonomik şartlar olumsuz bir şekilde devam ederken, bu durumdan en çok etkilenen kesimlerden biri de emekliler olmaktadır. Maddi açıdan pek çok sorunla karşı karşıya kalabilen emekliler için bu noktada, promosyon ödemeleri oldukça büyük önem kazanmaktadır. Promosyon ödemelerinin artacağı yönündeki haberler, emeklileri sevindirdi.


Devlet bankaları, emekli vatandaşlar için yeni bir duyuru paylaştı. Vakıfbank, Halkbank, Ziraat Bankası’nın emekliler için avantajlı kampanyalarına devam ediyor. Son gelen haberlere göre kamu bankaları, emekli promosyonlarını artırıyor. Bu bankalar, emekliler için maddi konularda bazı kolaylıklar sağlamayı hedefliyor. Kasım ayı içerisinde netleşecek olan bilgilere göre, Halkbank, Ziraat Bankası ve Vakıfbank, emekli promosyon ödemelerini 15 bin TL’ye çıkaracak.


Güncel Emekli Promosyonları Ne Kadar?


Ülkede emekli vatandaşları yakından ilgilendiren konulardan birisi de emekli promosyonları ile ilgili. Maaşlarını yetersiz bulmakta olan ve zam bekleyen emekliler, bekledikleri zammı alamadılar. Ancak bazı bankalar, güncel promosyon miktarlarını yükseltmişlerdi. Son rakamlara göre en yüksek promosyon miktarı, ING Bank tarafından verilmekte. Bu miktar ise 12 bin 500 TL olarak karşımıza çıkıyor.


Geçtiğimiz yıl Kasım ayında promosyon güncellemesi yapmış olan kamu bankalarının, bu Kasım ayında da promosyon güncellemeleri yapması bekleniyor. Gelen ilgilere göre ise kamu bankaları, en yüksek emekli promosyon miktarını 15 bin TL’ye çıkartacak.


Şu an hali hazırda kamu bankalarının vermekte olduğu en yüksek promosyon miktarı 5 bin TL olarak karşımıza çıkıyor. Bu miktar, emeklilerin almış oldukları maaş tutarına göre değişiklik gösteriyor. Güncel rakamlara bakıldığında, 3 bin 500 TL’ye kadar maaş alanlara 3 bin TL promosyon vermekte olan kamu bankaları, 3 bin 500 TL ile 7 bin 500 TL aralığında maaş alanlara 3 bin 500 TL’lik ödeme yapıyor. 7 bin 500 TL ile 10 bin TL arasında emekli maaşı alanlara 4 bin 500 TL’lik bir promosyon ödemesi yapılırken, 10 bin TL ve üzerinde maaş almakta olanlar için ise 5 bin TL’lik bir ödeme yapılmakta.


Kasım ayı içerisinde ise bu rakamların değişeceği ve 5 bin TL miktarındaki en yüksek promosyon ödemesi rakamının da 15 bin TL’ye çıkarılacağı öngörülmekte.

24 Temmuz 2025, 19:43
3

Ekonomide İkiz Kuleler: Enflasyon ve İstihdam Arasındaki Gizemli Dans!

Market raflarındaki fiyatlar sizi şaşırttı mı? Peki ya işsizlik oranlarındaki iniş çıkışların enflasyonla nasıl dans ettiğini merak ediyor musunuz? İşte bu gizemli ilişkinin perde arkası!
Ekonomide İkiz Kuleler: Enflasyon ve İstihdam Arasındaki Gizemli Dans!

Merhaba Bugununhaberi.com okuru! Geçen gün markette domatesin fiyatına bakarken neredeyse elimdeki sepeti düşürüyordum! 🍅 "Bu nasıl artış böyle?" diye düşünürken, bir yandan da haberlerde "işsizlik oranında küçük bir düşüş" konuşuluyordu. İşte o an, bu ikilinin – enflasyon ve istihdamın – ekonomi sahnesindeki karmaşık ve bazen kafa karıştırıcı ilişkisini düşünmeden edemedim. Gelin bu hafta, cebimizi ve geleceğimizi doğrudan etkileyen bu iki dev göstergenin nasıl iç içe geçtiğini, bazen birbirini nasıl itip çektiğini konuşalım. Belki marketteki şokumuzu biraz olsun anlamlandırmaya yardımcı olur! 😉

Enflasyon ve İşsizlik: Tarihin Kıskacında Bir İlişki

Ekonomi dünyasında uzun süredir "Phillips Eğrisi" denen bir teori konuşulur. Kulağa karmaşık geliyor, değil mi? Basitleştirelim: Bu teori, kabaca, işsizlik düştükçe enflasyonun artma eğiliminde olduğunu, tam tersi işsizlik arttıkça da enflasyonun düşme eğiliminde olduğunu söyler. 🧠 Neden mi? Şöyle düşünün: İşsizlik çok düşükse, yani hemen hemen herkes iş bulabiliyorsa, işverenler nitelikli eleman bulmak için daha yüksek ücretler teklif etmeye başlar. Bu da firmaların maliyetlerini artırır. Firmalar bu artan maliyetleri, sattıkları ürün ve hizmetlerin fiyatlarını yükselterek (yani enflasyon yaratarak) tüketiciye yansıtmak ister. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan son dönem verilerine baktığımızda, bu dinamikleri gözlemlemek mümkün. Örneğin, belirli sektörlerdeki yoğun istihdam artışları, o sektörlerdeki ücret baskıları ve ardından gelen fiyat artışlarıyla ilişkilendirilebilir.

Ancak İşler Her Zaman Bu Kadar Basit Değil!

Phillips Eğrisi temel bir ilişkiyi gösterir ama gerçek hayat çok daha karmaşık. "Stagflasyon" denen can sıkıcı durumu duymuşsunuzdur: Hem enflasyon yüksek hem de işsizlik yüksek! 🥶 Bu, teorinin öngörmediği bir senaryodur. Türkiye'nin de zaman zaman içinden geçtiği bu durumun arkasında genellikle arz yönlü şoklar (enerji fiyatlarındaki küresel patlamalar, ani kuraklık tarım üretimini vurması gibi) veya döviz kurlarındaki sert hareketler yatar. Merkez Bankası (TCMB) para politikası kararlarını açıklarken, bu iki hedef (fiyat istikrarı ve istihdam) arasında hassas bir denge kurmaya çalıştığını sıkça vurgular. Faiz artırımı enflasyonu dizginlemek için etkili bir araç olabilir, ancak aynı zamanda ekonomik aktiviteyi ve dolayısıyla istihdam yaratma potansiyelini de yavaşlatabilir. Tersi de geçerli: İstihdamı canlı tutmak için gevşek para politikası uzun vadede enflasyonu körükleyebilir.

Karşılaştırmalar ve İçgörüler: Farklı Ekonomiler, Farklı Manzaralar

Bu ilişkiyi daha iyi anlamak için biraz karşılaştırma yapalım:

  • ABD Örneği: Pandemi sonrası muazzam bir teşvik paketiyle desteklenen ABD ekonomisinde işsizlik rekor düşüklere ulaştı. Ancak bu, tedarik zinciri sorunları ve yoğun talep ile birleşince, on yılların en yüksek enflasyonunu tetikledi. Federal Rezerv (Fed) faizleri hızla artırmak zorunda kaldı. Şimdilerde ise "yumuşak iniş" peşindeler: Enflasyonu düşürürken işsizliği çok fazla artırmamak. Dünya Bankası raporları, küresel enflasyon dalgasının gelişmiş ekonomilerdeki bu sıkılaşma sürecini vurguluyor.
  • Euro Bölgesi: Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı enerji şoku, özellikle enerjiye bağımlı Euro Bölgesi'nde hem enflasyonu fırlattı hem de üretim maliyetlerini artırarak bazı sektörlerde istihdamı tehdit etti. Avrupa Merkez Bankası (ECB) da Fed gibi faiz artırım yoluna gitti. Son dönemde enerji fiyatlarındaki görece rahatlama enflasyonda düşüşe katkı sağlasa da, temel enflasyon (Core Inflation) ve istihdam piyasasının direnci hala dikkatle izleniyor.
  • Türkiye'nin Dinamikleri: Bizim ekonomimizde ise bu ikili ilişkiye kur hareketleri çok güçlü bir şekilde ekleniyor. TL'deki değer kaybı, ithal girdi maliyetlerini (ham madde, enerji, makine vs.) doğrudan ve hızlı bir şekilde artırarak enflasyonu yukarı çekiyor. Bu yüksek enflasyon ortamı, ücret taleplerini artırıyor ve maliyetleri daha da yükseltebiliyor. Diğer yandan, bazı sektörlerde (özellikle hizmet ve inşaat) canlılık istihdamı desteklerken, yüksek maliyetler ve belirsizlik diğer sektörlerde (özellikle KOBİ'lerde) istihdam yaratmayı zorlaştırabiliyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) son dönemde sıkı para ve kur politikası ile enflasyonla mücadeleyi önceliklendirirken, kredi kanallarıyla reel sektörü ve istihdamı desteklemeye yönelik önlemler de alıyor. Bu dengenin sonuçlarını önümüzdeki aylarda verilerde daha net göreceğiz.

Türkiye'de Son Yıllara Bakış (Basitleştirilmiş Tablo):

Yıl

TÜFE Yıllık Enflasyon (%) (Ortalama)

İşsizlik Oranı (%) (Ortalama)

Öne Çıkan Dinamikler

2021

19.6

12.0

Pandemi Sonrası Toparlanma, Global Tedarik Zinciri Sorunları Başlangıcı

2022

72.3

10.4

Rusya-Ukrayna Savaşı (Enerji/Emtia Şoku), TL'de Sert Dalgalanma

2023

53.9*

9.0*

Seçimler, Politik Değişim, Sıkılaşmaya Geçiş

2024 (İlk Yarı)

~50-60 Bandı*

~8.5-9.0 Bandı*

Sıkı Para Politikası, Kur İstikrarı Arayışı, Ücret Artışları

Media content

() Yaklaşık ortalama/band; kesin yıllık sonuçlar TÜİK tarafından açıklanacaktır. Veriler temsili amaçlıdır, detaylı analiz için TÜİK resmi verilerini takip ediniz.*

Somut Bir Örnek: Asgari Ücret-Enflasyon Sarmalı

Şu anda hepimizin yakından takip ettiği en somut örneklerden biri: Asgari ücret. Yüksek enflasyon, çalışanların alım gücünü hızla eritiyor. Bu da her yıl yapılan asgari ücret görüşmelerinde çok daha yüksek oranlı artış taleplerini beraberinde getiriyor. Asgari ücretteki büyük artışlar, milyonlarca çalışanın gelirini doğrudan etkilerken, işverenler için de önemli bir maliyet kalemi. Özellikle işgücü maliyetinin yüksek olduğu sektörlerde (perakende, tekstil, küçük işletmeler), bu artışlar işverenleri zorlayabiliyor. İşverenler bu maliyeti karşılamak için:

  1. Fiyat Artışına Gidebilir: Bu da enflasyonu daha da körükler. 🔥
  2. İşçi Çıkarmayı Seçebilir: Bu da potansiyel olarak işsizliği artırabilir. 😔
  3. Yatırımı/Üretimi Kısabilir: Ekonomik büyümeyi yavaşlatabilir. 📉

Bu, "enflasyon-ücret-enflasyon" döngüsünün tipik bir örneğidir. Bir kere başladı mı, kırılması oldukça zor olabilir. Bu konuda Türkiye Cumhuriyet Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve sosyal tarafların (işçi-işveren sendikaları) yaptığı görüşmeler kritik önem taşıyor.

Kişisel Bir Dokunuş ve Sonuç Yerine...

Hatırlıyorum da, birkaç yıl önce iş ararken, daha düşük bir maaşı kabul etmek zorunda kalmıştım çünkü alternatif yoktu. Şimdi ise sektörümde eleman bulmak oldukça zorlaştı, ücret beklentileri de doğal olarak arttı. Bu, Phillips Eğrisi'nin mikro düzeydeki bir yansıması sanki! Kendi küçük tecrübem bile bu makro ilişkinin ne kadar gerçek ve hayatımıza dokunan olduğunu gösteriyor.

Peki, bu kısır döngüden çıkış yolu var mı? Kesin ve kolay bir formül yok maalesef. Ancak genel kabul gören bazı anahtarlar var:

  • Sürdürülebilir ve İstikrarlı Büyüme: Üretimi, istihdamı ve ihracatı artıran, döviz geliri yaratan kalıcı büyüme.
  • Kur İstikrarı: TL'nin değer kaybının kontrol altına alınması, ithal enflasyonun frenlenmesi için hayati.
  • Bağımsız ve Güvenilir Para Politikası: Enflasyonla mücadelede inandırıcılık ve kararlılık.
  • Yapısal Reformlar: İş yapmayı kolaylaştıran, verimliliği artıran, yatırım ortamını iyileştiren reformlar. Ekonomi Bakanlığı tarafından açıklanan reform paketlerinin bu hedefleri ne ölçüde tutturduğu zamanla belli olacak.
  • Arz Yönlü Politikalar: Üretimin önündeki engellerin kaldırılması, teknoloji ve inovasyonun desteklenmesi.

Enflasyon canavarını besleyen işsizlikse, işsizliği besleyen de enflasyon adeta! Bu ikiz kuleler, ekonomimizin sağlığını belirlerken, hepimizin günlük hayatını, alışveriş sepetini, iş güvenliğini doğrudan etkiliyor. Bugün markette gördüğünüz o yüksek fiyat etiketi veya iş ararken yaşadığınız zorluklar, işte bu devasa ekonomik makinenin dişlilerinin birbirine nasıl geçtiğinin küçük birer yansıması.

Peki sizce bu dans nasıl evrilecek? "Yüksek enflasyon mu, yüksek işsizlik mi?" sorusu, gerçekten de seçmemiz gereken bir ikilem mi? Yoksa ikisini birden kontrol edebileceğimiz bir formülü birlikte bulabilir miyiz? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşın, bu önemli konuyu birlikte tartışalım! 👇 Ekonomi gündemini yakından takip etmek için bizi takipte kalın! 💪

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...