Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte en çok tartışılan konulardan biri de bu araçların evlerde şarj edilme biçimi oldu. Pek çok kullanıcı, apartmandaki dairesinden aracına uzattığı basit bir kabloyla aracı şarj etmeyi pratik ve ekonomik bir çözüm olarak görüyor. Ancak uzmanlara göre bu yöntem, evleri ve araçları ciddi bir yangın riskiyle karşı karşıya bırakıyor. Tarihten bugüne yaşanan örnekler bu tehlikenin küçümsenmeyecek boyutlarda olduğunu kanıtlıyor. Örneğin 2010 yılında Oslo’dan Kopenhag’a giden “MS Pearl of Scandinavia” gemisinde bir elektrikli aracın uzatma kablosuyla şarj edilmesi büyük bir yangına yol açmıştı. Yangın sırasında araç yüzde 53 şarja ulaşmıştı ve sistemin devreye girmesiyle ancak kontrol altına alınabilmişti. Benzer riskler bugün apartman otoparklarında, sokaklarda ve dar alanlarda da varlığını sürdürüyor.

Altyapı Yetersiz, Çözüm Ne Olacak?

Uzmanlar, elektrikli araçların kapasitesinin sıradan ev cihazlarının çok üzerinde olduğuna dikkat çekiyor. Bir otomobili şarj eden güç, yanlış kullanıldığında bir apartmanı kül edebilecek potansiyele sahip. Kocaeli Üniversitesi Elektronik ve Otomasyon Öğretim Üyesi Erkan Kocakaya’ya göre asıl sorun, mevcut yapıların inşaat aşamasında elektrikli araçların hiç hesaba katılmamış olması. Bu yüzden günümüzde apartmanlarda elektrik altyapısı yetersiz kalıyor ve kullanıcılar mecburen riskli yöntemlere başvuruyor. Evden şarj istasyonuna göre yaklaşık dört kat daha ucuz olsa da, uzatma kablosuyla şarj yönteminin hem can güvenliği hem de mal kaybı açısından ciddi tehdit oluşturduğu belirtiliyor. Çözüm ise yeni altyapı yatırımlarında ve apartmanların ortak kullanım alanlarında güvenli şarj ünitelerinin yaygınlaştırılmasında yatıyor. Aksi halde, elektrikli araçların getirdiği çevreci çözüm, yeni bir yangın felaketinin sebebi olabilir.