Bugünün Haberi
7 Temmuz 2025, 09:52
2
(Güncellendi: 7 Temmuz 2025, 09:52)

Düztabanlık: Ayak Ağrısı ve Yürüyüş Bozukluğunun Arkasındaki Neden

Ayak tabanınızın yere tamamen temas etmesi veya iç kemerinizin normalden daha az belirgin olması sizi endişelendiriyor mu? Ayaklarınızda, bileklerinizde ya da dizlerinizde ağrı hissediyor musunuz? Bu şikayetler, halk arasında düztabanlık olarak bilinen durumun belirtileri olabilir. Düztabanlık, hem çocuklarda hem de yetişkinlerde görülebilen yaygın bir ayak deformitesidir. Peki, düztabanlık tam olarak nedir, nedenleri nelerdir ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bu duruma karşı hangi tedavi yöntemleri uygulanır?
Düztabanlık: Ayak Ağrısı ve Yürüyüş Bozukluğunun Arkasındaki Neden

Düztabanlık (Pes Planus) Nedir?

Normal bir ayakta, ayak tabanının iç kısmında "medial longitudinal ark" adı verilen bir kavis bulunur. Bu kavis, yürüme, koşma ve zıplama sırasında şok emici görevi görür ve vücut ağırlığının dengeli bir şekilde dağılmasına yardımcı olur. Düztabanlık (pes planus) ise, bu iç kavisin çökmüş veya belirgin derecede azalmış olması durumudur. Ayak tabanının tamamı veya büyük bir kısmı yere temas eder.

Düztabanlık iki ana gruba ayrılır:

  • Esnek Düztabanlık: Ayak yere basmadığında kavisin normal görünmesi ancak yere basıldığında kaybolması durumudur. En yaygın tiptir ve genellikle ağrısızdır.
  • Rijit Düztabanlık: Ayak hem yere basarken hem de basmazken kavisin tamamen kaybolmuş olması durumudur. Genellikle daha ciddi bir durumdur ve ağrıya neden olabilir.


Düztabanlık Nedenleri: Kimler Risk Altında?

Düztabanlığın oluşmasında çeşitli faktörler rol oynar. Bazı kişilerde doğuştan gelebilirken, bazı kişilerde yaşam tarzı ve diğer sağlık sorunları nedeniyle sonradan gelişebilir:

  • Genetik Yatkınlık: Ailede düztabanlık öyküsü olan kişilerde görülme olasılığı daha yüksektir.
  • Doğuştan Gelen Durumlar: Bazı bebeklerde ayak kemerinin gelişimi tam olmayabilir. Genellikle çocuk büyüdükçe düzelir ancak bazı durumlarda kalıcı olabilir.
  • Bağ Dokusu Gevşekliği: Eklemlerdeki bağların normalden daha esnek olması (hipermobilite), ayak kemerinin çökmesine neden olabilir.
  • Fazla Kilo ve Obezite: Ayaklara binen yükü artırarak kemer desteğinin çökmesine yol açabilir.
  • Yaşlanma: Yaşla birlikte ayaklardaki bağlar ve tendonlar zayıflayabilir, bu da ayak kemerinin düşmesine neden olabilir. Özellikle arka tibial tendonun zayıflaması veya yırtılması, erişkinlerde sonradan gelişen düztabanlığın yaygın bir nedenidir.
  • Ayak ve Ayak Bileği Yaralanmaları: Kırıklar, burkulmalar veya diğer travmalar ayak yapısını bozarak düztabanlığa yol açabilir.
  • Bazı Hastalıklar: Romatoid artrit, diyabet, beyin felci (serebral palsi) veya spina bifida gibi nörolojik durumlar, düztabanlığa zemin hazırlayabilir.
  • Yanlış Ayakkabı Seçimi: Desteksiz, dar veya topuklu ayakkabılar uzun vadede ayak sağlığını olumsuz etkileyebilir.


Düztabanlık Belirtileri: Ne Zaman Uzmana Görünmeli?

Düztabanlığı olan herkes semptom yaşamaz. Ancak bazı kişilerde, özellikle de durum ilerledikçe veya aktif bir yaşam tarzına sahip olanlarda belirgin sorunlar ortaya çıkabilir:

  • Ayak Ağrısı: Özellikle ayak tabanında, topukta veya ayak kemerinde ağrı. Aktiviteyle artar, dinlenmeyle azalabilir.
  • Ayak Bileği ve Diz Ağrısı: Ayak yapısındaki bozulma, dizlere ve kalçalara binen yükü dengesiz hale getirerek buralarda da ağrıya yol açabilir.
  • Yürüyüş Bozukluğu: Topallama veya anormal bir yürüyüş paterni.
  • Ayaklarda Yorgunluk: Özellikle uzun süre ayakta kalma veya yürüme sonrası ayaklarda çabuk yorulma.
  • Ayakkabı Problemleri: Ayakkabıların iç kısmının daha çabuk aşınması.
  • Dışa Dönük Ayak Bilekleri: Ayak bileklerinin içe doğru çökmesi (pronasyon).

Bu belirtilerden bir veya birkaçını yaşıyorsanız, bir ortopedi ve travmatoloji uzmanına başvurmanız önerilir.


Media content

Düztabanlık Tedavi Yöntemleri: Ağrısız ve Konforlu Adımlar

Düztabanlık tedavisinde amaç, ağrıyı azaltmak, ayak fonksiyonunu iyileştirmek ve deformitenin ilerlemesini önlemektir. Tedavi yaklaşımı, düztabanlığın tipine, şiddetine ve hastanın yaşına göre değişir:

  1. Gözlem ve İzlem (Çocuklarda): Esnek düztabanlık genellikle çocuklukta kendiliğinden düzelme eğilimindedir. Bu durumlarda doktor sadece düzenli kontrollerle durumu izleyebilir.
  2. Ayakkabı Desteği ve Ortezler:
    • Uygun Ayakkabı Seçimi: Ayak kemerini destekleyen, rahat, geniş burunlu ve esnek tabanlı ayakkabılar tercih edilmelidir.
    • Kişiye Özel Ortezler (Tabanlıklar): Ayak kemerine destek sağlayarak basıncı dağıtan ve ayak biyomekaniğini düzelten özel tabanlıklar, ağrıyı azaltmada ve fonksiyonu iyileştirmede çok etkilidir.
  3. Egzersiz ve Fizik Tedavi:
    • Ayak ve ayak bileği çevresindeki kasları güçlendirmeye yönelik egzersizler (topuk kaldırma, parmak egzersizleri).
    • Germe egzersizleri, özellikle aşil tendonu gerginliği varsa.
    • Fizyoterapist eşliğinde yürüyüş analizi ve postür düzeltme.
  4. Ağrı Yönetimi:
    • İlaçlar: Ağrı ve iltihabı azaltmak için non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar (NSAİİ) kullanılabilir.
    • Buz Uygulaması: Ağrılı ve şiş bölgelere buz uygulaması yapılabilir.
  5. Kilo Kontrolü: Fazla kilolardan kurtulmak, ayaklara binen yükü azaltarak semptomları hafifletir ve durumun ilerlemesini yavaşlatır.
  6. Cerrahi Müdahale: Konservatif tedavi yöntemleri başarısız olduğunda veya ciddi deformiteler söz konusu olduğunda cerrahi düşünülebilir. Cerrahi seçenekler şunları içerebilir:
    • Tendon transferleri (zayıf tendonları güçlendirmek).
    • Kemik şekillendirme veya kemik kesileri (osteotomi) ile ayak kemerinin yeniden yapılandırılması.
    • İleri vakalarda, eklemlerin dondurulması (artrodez).

Düztabanlık, doğru teşhis ve uygun tedaviyle yönetilebilir bir durumdur. Ayaklarınızdaki ağrıları veya şekil bozukluklarını ihmal etmeyin. Bir uzmana danışarak, size özel bir tedavi planı oluşturulmasını sağlayabilir ve daha konforlu adımlarla yaşamınıza devam edebilirsiniz.

7 Temmuz 2025, 10:03
3

Faset Eklem Sendromu: Bel ve Boyun Ağrısının Sinsi Nedeni ve Tedavileri

Sabahları uyanır uyanmaz hissettiğiniz boyun veya bel ağrısı, uzun süre oturduktan sonra artan rahatsızlık veya belirli hareketlerle keskinleşen sancılar... Bu tür şikayetleriniz varsa, omurganızdaki küçük ama önemli eklemlerden kaynaklanan bir sorun olan faset eklem sendromu yaşıyor olabilirsiniz. Omurganın hareketliliğini sağlayan bu eklemler, zamanla yıpranabilir ve ağrılı hale gelebilir. Peki, faset eklem sendromu nedir, nedenleri nelerdir ve bu kronik ağrıyla nasıl başa çıkılır?
Faset Eklem Sendromu: Bel ve Boyun Ağrısının Sinsi Nedeni ve Tedavileri

Faset Eklem Sendromu (Faset Artropatisi) Nedir?

Omurga, omurlardan (vertebra) oluşan karmaşık bir yapıdır. Her bir omur arasında, omurganın esnekliğini ve hareketini sağlayan küçük eklemler bulunur: bunlar faset eklemlerdir. Bu eklemler, tıpkı diz veya kalça eklemleri gibi kıkırdakla kaplıdır ve kemiklerin birbirine sürtünmesini engelleyen sinovyal sıvı içerir.

Faset eklem sendromu veya faset artropatisi, bu eklemlerdeki kıkırdağın aşınması, yıpranması ve dejenerasyonu (kireçlenme) sonucu oluşan ağrılı bir durumdur. Kıkırdak hasar gördüğünde, kemikler birbirine sürtünerek iltihaplanma, ağrı ve eklem sertliğine yol açar. En sık boyun (servikal) ve bel (lomber) omurgasında görülür.


Faset Eklem Sendromunun Başlıca Nedenleri

Faset eklem sendromunun gelişiminde çeşitli faktörler rol oynar. Genellikle yaşlanma ile ilişkilidir, ancak başka nedenleri de vardır:

  • Yaşlanma ve Dejenerasyon: En yaygın nedendir. Yaş ilerledikçe, eklem kıkırdağı doğal olarak yıpranır ve kurur. Bu durum, eklemlerin daha az kaygan olmasına ve sürtünmeye karşı daha duyarlı hale gelmesine neden olur.
  • Tekrarlayan Stres ve Travma: Omurgaya tekrarlayan stres bindiren mesleki aktiviteler, kötü duruş, ağır kaldırma veya tekrarlayıcı hareketler faset eklemlere aşırı yük bindirebilir.
  • Omurga Travmaları: Geçmişte yaşanan trafik kazaları, düşmeler veya spor yaralanmaları gibi travmalar, faset eklemlerde hasara yol açabilir.
  • Omurga Ameliyatları: Omurgada yapılan bazı cerrahi müdahaleler, komşu faset eklemler üzerinde artan strese neden olabilir.
  • Obezite ve Fazla Kilo: Vücut ağırlığının artması, özellikle bel omurgasındaki faset eklemlere binen yükü önemli ölçüde artırır.
  • Artrit Türleri: Osteoartrit (kireçlenme) gibi dejeneratif eklem hastalıkları veya romatoid artrit gibi iltihaplı romatizmal hastalıklar faset eklemleri etkileyebilir.
  • Skolyoz veya Kifoz: Omurganın anormal eğrilikleri, faset eklemlere düzensiz baskı uygulayarak zamanla yıpranmalarına yol açabilir.
  • Genetik Yatkınlık: Bazı kişilerde genetik faktörler nedeniyle eklem kireçlenmesine karşı daha yüksek bir yatkınlık olabilir.


Faset Eklem Sendromunun Belirtileri

Faset eklem sendromunun belirtileri, etkilenen omurga bölgesine göre değişiklik gösterir:

Boyun (Servikal Faset) Ağrısı:

  • Başın belirli yönlere (genellikle geriye veya yana) çevrilmesiyle artan ağrı.
  • Boyun ve omuzlarda sertlik, tutukluk hissi.
  • Ağrı bazen kürek kemiği veya kola yayılabilir (ancak sinir sıkışması kadar yaygın değildir).
  • Uzun süre masa başında çalışma veya bilgisayar kullanımı sonrası ağrının artması.

Bel (Lomber Faset) Ağrısı:

  • Belin alt kısmında, genellikle tek veya çift taraflı, künt bir ağrı.
  • Ayakta durma veya uzun süre oturma sonrası ağrının artması.
  • Belin geriye doğru bükülmesiyle (hiperekstansiyon) ağrının şiddetlenmesi.
  • Sabahları veya hareketsizlik sonrası belde tutukluk.
  • Ağrı bazen kalça veya uyluğun üst kısmına yayılabilir, ancak bacağın altına inmez (bu durum genellikle disk sorunlarını işaret eder).


Media content

Faset Eklem Sendromu Tanısı ve Tedavisi

Faset eklem sendromu tanısı, detaylı fizik muayene, hastanın şikayetleri ve görüntüleme yöntemleri (MR, BT) ile konulur. Ancak kesin tanı genellikle tanısal faset blokajı denilen, ekleme lokal anestezik enjeksiyonu ile konur. Ağrının enjeksiyon sonrası geçmesi, tanıyı doğrular.

Tedavi, ağrıyı azaltmaya, eklem fonksiyonunu iyileştirmeye ve hastanın yaşam kalitesini artırmaya odaklanır:

  1. Konservatif Tedaviler:
    • İlaç Tedavisi: Non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar (NSAİİ), kas gevşeticiler ve ağrı kesiciler kullanılabilir.
    • Fizik Tedavi: Bel ve boyun kaslarını güçlendirmeye, esnekliği artırmaya ve duruşu düzeltmeye yönelik egzersizler çok önemlidir. Manuel terapi ve masaj da faydalı olabilir.
    • Isı/Soğuk Tedavisi: Ağrılı bölgeye sıcak veya soğuk kompres uygulamak semptomları hafifletebilir.
    • Kilo Kontrolü: Özellikle bel ağrısında, fazla kilolardan kurtulmak eklemlere binen yükü azaltır.
    • Ergonomik Düzenlemeler: Çalışma ortamında veya uyku pozisyonunda ergonomik düzenlemeler yapmak, omurgaya binen stresi azaltabilir.
  2. Girişimsel Ağrı Tedavileri:
    • Faset Eklem Enjeksiyonları: Etkilenen faset eklemin içine veya eklemi besleyen sinirlerin çevresine kortikosteroid ve lokal anestezik enjeksiyonları yapılır. Bu, hem tanısal hem de tedavi edici amaçlıdır ve ağrıyı geçici olarak dindirir.
    • Radyofrekans Nörotomi (Radyofrekans Ablasyon): Faset eklemi innerve eden sinirlerin (medial dal sinirleri) radyofrekans enerjisi ile yakılması işlemidir. Bu işlem, sinirlerin ağrı sinyallerini iletmesini engelleyerek daha uzun süreli ağrı kesici etki sağlar. Başarılı vakalarda etkisi 6 ay ile 2 yıl arasında sürebilir.
  3. Cerrahi Tedavi: Konservatif ve girişimsel tedavilerle sonuç alınamayan ve ağrısı çok şiddetli olan, kısıtlı sayıda hastada nadiren cerrahi seçenekler (örneğin füzyon ameliyatı) düşünülebilir. Ancak faset eklem sendromunda cerrahi genellikle son çaredir.

Faset eklem sendromu, doğru teşhis ve uygun tedavi yöntemleriyle kontrol altına alınabilir bir durumdur. Kronik bel veya boyun ağrısı yaşıyorsanız, altta yatan nedeni öğrenmek ve size özel bir tedavi planı oluşturmak için bir fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanına, ortopedi veya beyin ve sinir cerrahisi uzmanına başvurmanız önemlidir. Ağrısız ve aktif bir yaşam için erken müdahale büyük fark yaratır.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...