İstanbul, diplomatik açıdan son derece yoğun ve kritik bir güne ev sahipliği yaptı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Libya Milli Birlik Hükümeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe, Türkiye-İtalya-Libya İşbirliği Zirvesi kapsamında bir araya geldi. Görüşmelerin merkezinde ise Gazze’de devam eden insani dram, Akdeniz’deki düzensiz göç akınları ve bölgesel işbirliği stratejileri yer aldı.

Akdeniz’deki Güvenlik ve Göç Tehditleri Zirvenin Odağındaydı

Zirvenin en sıcak başlıklarından biri, Akdeniz bölgesinde her geçen gün daha da derinleşen düzensiz göç kriziydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye, İtalya ve Libya’nın bu konuda birlikte hareket etmesinin hayati önem taşıdığını vurguladı. Erdoğan, “Sadece kısa vadeli çözümler değil, sürdürülebilir ve çok taraflı stratejiler geliştirmeliyiz” diyerek göç meselesinin küresel bir sorumluluk olduğunu ifade etti.

Gazze İçin Acil Ateşkes ve Yardım Çağrısı

Zirvede öne çıkan en insani konu ise Gazze oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in saldırıları sonucu yaşanan insani felakete dikkat çekerek, acil ateşkes çağrısında bulundu. “Gazze'deki kardeşlerimizin yaşadığı trajedi, dünyanın gözleri önünde sürüyor. Sessiz kalmak, suça ortak olmaktır” sözleriyle uluslararası topluma çağrı yaptı. İnsani yardımların gecikmeden ulaştırılması gerektiğini dile getirdi.

Bağımsız Filistin İçin Net Mesaj: 1967 Sınırları

Zirvede Filistin meselesine dair kalıcı çözüm önerileri de gündeme geldi. Erdoğan, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasının, bölgedeki huzurun anahtarı olduğunu belirtti. Bu çözümün sadece Ortadoğu barışı için değil, küresel istikrar açısından da elzem olduğuna dikkat çekildi.

Üçlü Komiteler Tekrar Masada: Yeni Adımlar Yolda

Görüşmelerin sonunda Türkiye, İtalya ve Libya arasında daha önce kurulan üçlü işbirliği komitelerinin yeniden toplanması konusunda mutabakata varıldı. Bu adım, hem önceki kararların gözden geçirilmesini hem de yeni stratejik planların oluşturulmasını sağlayacak. Zirve, sadece diplomatik değil, insani ve stratejik mesajlarıyla da önemli bir dönüm noktası olarak kayda geçti.